TEMA Vakfi 17. yasini kutluyor

Türkiye’de çevre konusunun, ne halkin ne de is dünyasinin pek de gündeminde olmadigi bir dönemde; 11 Eylül 1992 tarihinde Türkiye’nin gelecegini tehdit eden erozyon ve çöllesme tehlikesine karsi toplumsal duyarliligi arttirmak ve bu mücadelenin devlet politikasi haline gelmesini saglamak için, Hayrettin Karaca ve A. Nihat Gökyigit önderliginde ülkenin en önemli 30 isadaminin destegini alarak kurulan TEMA Vakfi, bugün 555 temsilci ve gönüllü sorumlu, 365 bini askin kayitli gönüllüsüyle ülke çapinda çalismalarini sürdürüyor. TEMA, henüz 17 yasinda olmasina ragmen kurulusundan bu yana Türkiye’de sivil toplumun gelismesi adina, ülke topraklari adina, çevre koruma adina önemli ilklere imza atti; öncü oldu, lider oldu, yöntemler gelistirdi, denedi. Bazen yanildi, elestirildi, alkislandi ama, gidecegi yolu kendi çizdi.

Bugüne kadar 6 milyon 993 bin 470 fidan toprakla bulustu

TEMA Vakfi Kirklareli Il Temsilcisi Ali Haluk Korur, bilinçli ve güçlü bir kamuoyu olusturmayi hedefleyen TEMA’nin, çesitli egitim etkinlikleri düzenleyerek, çok sayida kurumla egitim isbirligi yaptigini belirtti. Ülke genelinde 148 kirsal kalkinma ve agaçlandirma projesi üzerinde çalisan TEMA’nin bugüne kadar çok sayida kisi ve kurumun destegiyle 6 milyon 993 bin 470 fidanin toprakla bulusmasini sagladigi da Korur’un açiklamalari arasinda yer aliyor.

Simdi ise TEMA, sel felaketinin yalniz yasanan bölgelerin degil, tüm Türkiye’nin sorunu oldugunu söyleyerek, “Sirada Neresi Var” diye soruyor ve sunlari ekliyor.

Sel, sadece bu felaketin yasandigi bölgelerin degil tüm Türkiye’nin sorunudur. Ülkemizin basta sel olmak üzere afet risk haritalari ve eylem planlari hazirlanmalidir. Sel bu kez Silivri, Selimpasa, Çatalca ve Istanbul’u vurdu. Metrekareye düsen 180 kg yagis; ne varsa önüne katti, insanlar öldü, yesil örtüden yoksun toprak, suya denize karisti, tarim alanlari zarar gördü, hayvanlar telef oldu, evler, isyerleri sular altinda kaldi, tirlar, arabalar  sürüklendi, köprüler yikildi, balikadamlar cenazeleri ararlarken, zodyak botlar, is makineleri, helikopterler mahsur kalanlari kurtarmak için gün boyunca çalisti durdu.  Meteoroloji yagis devam ettikçe akillara takilan ve cevaplanmaktan korkulan soru “Sirada Neresi Var” oldu.

Devlet Meteoroloji Genel Müdürlügü günler öncesinden siddetli yagis uyarisi yapti. Yetkililer “Sel olabilir, aman dikkatli olun” dedi, ama kimse nasil dikkatli olunacagini söylemedi. Sel felaketi megakent Istanbul’un ne kadar plansiz ve çarpik yapilastigini, büyük kentlerin felaketlere ne kadar hazirliksiz oldugunu bir kez daha gösterdi.

TEMA Vakfi’nin 17. kurulus yildönümünde yasanan sel felaketi ile ilgili açiklama yapan TEMA Vakfi Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Dogan, “Bu mutlu kurulus günümüzde, mutlulugumuzu paylasamadik. Zira insanlarimizi yutan, ekonomimize darbe vuran sel, sadece bu felaketin yasandigi bölgelerin degil tüm Türkiye’nin sorunudur. Birkaç saat içinde yagacak yagmur, yarin ya da bir sonraki gün bir baska yerde daha büyük zararlara da yol açabilir. Çünkü ülkemizin “Sel Risk Haritasi ve Sel Eylem Plani” yoktur” dedi. Selden zarar görebilecek alanlarin önceden bilinmesi halinde, yerel yönetimlerin bu bölgelerdeki yapilasmayi kontrol altina alabilecegini ve insanlari afet yasanmadan bölgeden tahliye edebilecegini ifade eden Dogan, “Ülkemizin Sel Risk Haritasi ve Sel Eylem Plani” acilen hazirlanmalidir. Köyden kente göçün kentler üzerinde olusturdugu baskinin da tetiklemesi ile dere yataklari, ormanlar, ovalar, çayir ve mera alanlari, tarim alanlari, kiyilar, hatta kurutularak sulak alanlar yapilasmaya açilmaktadir. Yasanan ilk olaganüstü durumda doga kendisine ait olani geri almaktadir” dedi.

TEMA sel felaketlerinin önüne geçilmesi için sunlari öneriyor

Ormansizlasma ve bitki örtüsünün tahribine son verilmeli. Sel ve heyelan tehlikesi bulunan alanlar agaçlandirilmali, bitki örtüsü korunmali ve arttirilmali. Basta Imar olmak üzere, Yeralti Sulari ve Kiyi Koruma yasalari yeniden düzenlenmeli. Soruna yasanmadan önce önlem alabilmek için, sel basta olmak üzere Afet Eylem Planlari hazirlanmali. Sorunun yasandigi bölgelere ait sel ve erozyon haritalari çikarilmali. Tespiti yapilan bölgelerin imar planlari felaketlere göre yeniden düzenlenmeli. Imar aflarina son vermeli. Dere yataklari imara açilmamali, kaçak yapilasmaya göz yumulmamali. Yol güzergahlari dere yataklari içinde yer almamali. Yol yapimlarinda (özellikle Karadeniz bölgesinde) kiyilara ve egimli arazilere müdahalede dikkatli olunmali, önlem alinmali. Yerlesim yerleri, yol güzergah seçimleri ve arazi kullanim planlamasinda bilimsel çalismalar göz önüne alinmali, zemin etüdleri yapilmali. Yanlis tarim uygulamalarindan ve arazi kullanimlarindan vazgeçilmelidir.

Bölgesel ve ülkesel ölçekte arazi kullanimi planlamasi yapilmalidir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol