"TELGRAFÇILAR SAVASI" O HANGI SAVASTIR?

Istihbarat önemini her zaman koruyan bir bilgilenme alanidir. Tarih boyunca bu faaliyete önem verilmistir. Özellikle dost ve düsman ülkeler hakkinda bilgi edinmek her zaman önemini korumustur. Bugün dahi ülkeler haber almaya, karsi taraf hakkinda bilgi edinmeye fazlasiyla ihtiyaç duymaktadirlar. Bugün Amerika'da istihbarat yapan bes sirket oldugunu gazeteler yazmistir.
Dogrulugunu bilemem ama Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 de Izmir'e girdiginde yabanci gazeteciler kendisine bu savasi nasil kazandigini sormuslardir. "TEL" ile diye yanit vermistir. Mustafa Kemal'in "TEL" dedigi telefon ve telgraftan baskasi degildir. Her halde bundan dolayi olacak ki cumhuriyetin Kadro Hareketi'i içinde yer alanlardan, TEK ADAM, IKINCI ADAM, ENVER PASA, MENDERES'IN DRAMI ve TOPRAK UYANIRSA, SUYU ARAYAN ADAM gibi birbirinden üstün ve hacimli kitaplarin yazari, Atatürk'ü iyi anlayip anlatanlardan biri Edirneli Sevket Süreyya Aydemir bir yerde Kurtulus Savasi için "TELGRAF SAVASI" der. Kurtulus Savasinin böyle oldugunu NUTUK'tan da anlamak mümkündür. Cephelerdeki komutanlara emirler nasil gitmis olabilir? Istanbul'un Ingilizler tarafindan isgal edildigi, telgrafhaneyi bastiklari haberi Anadolu'daki Mustafa Kemal'e bir telgrafçi tarafindan iletilmistir.
Atatürk'ün telgrafçisi rahmetli Sadi Borak benim dostlarimdandi. Kendisini 1970'li yillarda Istanbul Mustafa Kemal Dernegi Devrim Konseyi toplantisinda tanimistim. Bana "IKTIDAR KOLTUÄzUNDAN IDAM SEHPASINA" adli kitabini imzalayip vermis, daha sonra da Atatürk'ün "Ülkü Arkadasim" dedigi HACI SÜLEYMAN EFENDI kitaplarini göndermisti. Ilerleyen zaman içersinde de kendisiyle mektuplasmistik. Tarih içersinde Kirklareli'ne gelmisligi, bir tarihi olayi arastirmak için burada bazi ziyaretleri olmustur. Atatürk ve devrimlerle ilgili 25 kitabin sahibi olan Sadi Borak, 27 Ocak 1997 yilinda ölmüstür. Tarihe "ATATÜRK'ÜN TELGRAFÇISI" olarak geçmistir. Atatürk'ten sonra birçok gazetede çalismis, gazetecilik yapmistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Gizli Arsivi'ne giren ilk gazeteci o olmustur. Meclisin Atatürk Dönemi'ne ait gizli oturumlarin tutanaklarini inceleyip yayimlayan o olmustur. "Gizli Oturumlarda Atatürk'ün Mektuplari", "öyküleriyle Atatürk'ün Özel Mektuplari", "Atatürk ve Din", "Atatürk Gençlik ve Hürriyet" gibi kitaplari elimin altinda bulunmaktadir.
Cumhuriyet tarihinde birkaç "ILKLER"in sahibi olan Sadi Borak TRT'de "MILLI MÜCADELEDE GIZLI TEL" adli bir yayin programi hazirlamis, olaganüstü olaylarda, savaslarda ve diger zamanlarda gerek insan ve toplum hayatinda gerekse devlet hayatinda telefon ve telgrafin, haberlesmenin haber almanin önemini anlatmistir. Tabii kendisi Atatürk'ün ÖZEL TELGRAFÇISI olunca anlattiklari daha da önemli olmus, ilgi uyandirmistir. Sevket Süreyya'nin "Kurtulus Savasi, "TELGRAF SAVASIDIR" degerlendirmesine vurgu yapmistir.
Yeri gelmisken söyleyeyim ki rahmetli Sadi Borak ATATÜRK ENSTITÜSÜ üyesi idi. O ve ben Atatürk Enstitüsü Bildirici Üyesi olarak çalistik. Dönemin ünlü Atatürkçüleri bu enstitüde üye olarak bulunmuslardir. Atatürk Enstitüsü'nün Onursal ve Bildirici Üyeleri'nin kimler oldugunu merak edenlere Prof. Dr. Anil Çeçen'in "HALKEVLERI" adli kitabini tavsiye ederim.
"Posta Memurlugu'ndan gazetecilege", Atatürk'ün telgrafçiligina kadar uzanan, Atatürk'le, Atatürk'ün devrimleri ile ilgili birçok olayin tanigi olan Sadi Borak'i Türk PTT Teskilatinin kurulusunun 167. Yildönümünde "TELGRAFÇILAR SAVASI" yazimizda anmamak mümkün degildi. Borak bir konusmasinda söyle der
Milli mücadele döneminde "Çok zor sartlar altinda çalisiyorduk. Ülke fakir, kadrolar azdi. Üç gün hiç uyumadan telgrafin basindaydim. Atatürk'ün Anadolu'ya gönderiyor oldugu bir telgrafta yanlislikla "demir pençe" yazacagima "Pencere" yazmistim. Atatürk bunu fark edince çok sinirlenmis, "bu telgrafçiyla çalisamam" diye söylenmis. Bu bana iletilince ben de kendisine çalisma sartlarimin zorlugundan agirligindan bahsettim. Mustafa Kemal bu çikisimdan hoslanmis olsa gerek, gelip bana 50 kurus vermisti. "O, olaganüstü çaliskan, yüksek bir "DEHA" idi. Evet, O Büyük Mücadele, o anli ve sanli savas bir "Telgrafçilar Savasi"ydi. Savasi TEL kazanmisti. Bugün de savasi haberciler, iletisimciler kazanacaktir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol