Bu yarim yurum izlenceler televizyon izlemekten men ediyor insani.
Yarim doktor candan edermis hani. Yarim imamin hünerini de bilirsiniz.
Oysa her gün en azindan bir kere, iki kere televizyonlardan canli haber izlemek varken... Onu bile kaçiriyor insan.
Televizyonlarin olumsuz izlenceleri yüzünden çok iyi bir "televizyon izlemeyicisi" olup çikiyor birileri.
Izlemek gerektigi zamanlar bile, izlememek aliskanlik olmus ya hani.
Iyi bir televizyon izleyicisi olmak daha dogru aslinda. Yani, mantikli, ölçülü, düzeyli, gerekli zamanlarda televizyon izleyen ve gerektigi zamanlar mutlaka izleyen.
Kanallarin kepazelikleri o denli TV izlemekten men edici bir görüntü sergilemeye basladi ki... Bir evin içinde evlât ile ebeveyn arasinda, hatta kari-koca arasinda istenmeyen çeliskilere, tartismalara, tatsizliklara nedensellik olusturmaya basladi bu "cam"! Televizyon açmak, televizyon izlemek refleksini yitirtiyor insan. Haber saatleri ne arada gelip geçiyor, ayirdina varamiyor çok zaman. Hatta haber izlemek için oturuluyor TV karsisina...
Bir basliyor mu renkli camda renkli yasamlarin martavallari...
Dün gece ünlü türkücü Mahmut Mutlak'la manken sevgilisi Fettane Cizirik, Bolbade restorandan elele kolkola çikip ask yuvalarina gitmek için arabalarina binerken Hoptirik TV kameralarina iste böyle yakalanmislar. Saniye saniye görüntüleri...
Manken Aysegül sahnede, defiledeyken birden bire giysisinin bilmem neresi kaymis, bilmem neresi görünmüs... Saniye saniye görüntüleri...
Eh! Böylesi saçmaliklari seyretmek zorunda duymuyorsan kendini, zapping yapiyorsun.
Öteki kanalda da benzerleri.
Kapatiyorsun. Sonra, ertesi gün baskalarindan duyuyorsun bazi önemli olaylari. Meger vicik vicik haberlerin arasinda onlari da vermis ayni kanal. Hani, sade suya tirit arasinda kaliteli balik eti de dagitilmis kaçirmissin gibi duyumsuyorsun kendini.
Ilkokul-3 egitimli, seksenlik babam, yanar isi olmadikça, iki eli daldigi yerden geri çekilmez olmadigi sürece ömründe haber saatini kaçirmamisti. Çocukluk yillarimdan çok iyi animsiyorum babamin aksam haberleri tutkusunu. Saat 19.00 dedi mi radyo basindadir. "Aksam haberleri"ni didik didik izler, dinlerdi.
Åzimdi de öyle. Haber saatinde mutlaka TV basinda. Neden?
Gayet iyi biliyorum nedenini. Abur cubur TV izleyicisi olmadigi için.
Bizleri birileri men etti TV dinlemekten, izlemekten.
Kosullar zorlaya zorlaya getirip bir yere tikti.
Neden girdim bu konuya?
Öylesine önemli günler yasiyor ki ülkemiz ve dünyamiz. Her an her seye gebe. Ülke ve dünya gündemi çok ani degisimler gösteriyor. Iki gün üst üste medyadan uzak kaliverirse insan, iki gün üst üste haber dinlememisse eger, dünyalar kadar yeni gelisimi kaçiriyor.
Okuyup ta n'olacak?
Çalisip ta n'olacak?
Kazanip ta n'olacak?.. diye diye gelip bir yere saplandik.
Okuyanlar okumayanlari daha rahat isletmeye basladi. Kazla koz gerçekligi iyice su yüzüne çikti.
Çalisanla çalismayan arasindaki fark ortaya çikti. Kazananla kazanmayan arasindaki uçurum daha bir belirginlesti.
Bir seylerden bilinçli bilinçsiz vazgeçerken, bire bir bizleri ilgilendiren seyler de arada kaynayip gidiyor.
Yogunluga yoruyoruz ya... Kandiriyoruz kendimizi.
Kandiriliyoruz.
Birileri hiçbir seyden vazgeçmiyor üstüne üstlük. Üstüne üstüne gidiyor yasamin. Yarim doktorlar candan etmeyi sürdürürken...
Yarim imamlar dinden...
Basibozuk medya anlayisi insanlari ya kendi arzulari dogrultusunda yönlendirip yapilandiriyor...
Ya da sogutuyor kendinden.
Kendinden soguturken bir seyleri de katip önüne götürüyor.
Bir kanalda çok önemli bir izlence, bir açik oturum, iyi bir tartisma varken...
Bir baska kanaldaki disi süslü içi bos, manyakça bir seyler yeni nesle daha çekici gelince...
"Kusak çatismasi" palavrasinin oyununa gelmeden, kalkiyorsun TV basindan.
O arada neleri yitiriyorsun, belli degil.
Bilmiyorum, halâ övünsem mi "iyi bir televizyon izlemeyicisi" olmakla...
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol