TELASA GEREK YOK

23 aralik cumartesi gününü yasiyoruz. TV kanallarinda ana haber bülteni.
Umutluyum ülkemizin gelecek günlerinden. Menemen'de binlerce insan bir araya toplanmis, ellerinde ülkemin, ulusumun bayragi, gönüllerinde kuskusuz vatan sevgisi, cumhuriyet sevgisi, ulusal tutarlilik.
Futbol maçlarindaki kalabaligin onda, yirmide biri de olsa, buna bereket.
Böylesine duyarli, olaylara böylesi yakindan müdahale eden, vicdan sahibi, devlet kurallarina, devlet bilincine bu denli bagli bir cumhurbaskanina sahip bir ülke.
Hele de bu ülke Atatürk'ün emanetiyse. Temelini Atatürk atmissa.
Hayir hayir, hiçbir sey olacagi yok. Bu ülke topraklari ne irticaya teslim olur, ne gerici hareketlerin tutsagi, ne yobazlarin oyuncagi. Cumhuriyet kazanimlarini ortadan kaldirabilmek o kadar kolay degil.
Belki bir miktar geri götürebilecekler, hatta götürebildikleri kadar götürdüler diyelim. Evet, her dönem kuran kurslarinda Arapça egitimden geçirerek kullanima hazirladiklari çocuk ve genç sayisinda belirli bir sayisal yükselis var. Haliyle bunlar bos tutulmayacak. Bir yerlere yerlestirilecekler. Buralarda kendi amaçlari dogrultusunda islerlige katacaklar bu genç insanlari.
Bu insanlar, bu genç insanlar da günü geldiginde akla karayi ayiracaklar. Vicdan diye bir sey var. Akil, iz'an diye bir sey var. Ekmegini yedigi, suyunu içtigi, sefasini sürdügü, cefasini çektigi ülkesini o kadar kolay harcayamazlar.
Tabi, durduk yerde olmaz bu iyiye yönelis. Ülke bütünlügünü hatta varligini, dirligini korumak, yasamsal sürekliligini saglamak için birileri devreye girmek zorunda artik. O birileri de bu ülkenin yetistirdigi aydinlar olmali. Olacak ta. Ülke aydinlari, edebiyatçilari, söylevcileri, konusmacilari, toplum bilimciler, arastirmacilar, yazarlar, çizerler, türkü söyleyenler, baglama çalanlar. Örnegin, Emre Kongar gibi, Erol Manisali gibi. Musa Eroglu gibi örnegin, Yavuz Top gibi veya akliniza gelen güzel insanlar. Bu güzel insanlar her zeminde bu islevlerini yerine getirmek bilincinde ve gayretindeler.
Ülkesinin yasamsal sürekliligini, ekonomik ve demokratik gelisimini, huzur ortamini, dirligini, birligini önemseyen insanlar artik izlemeleri gereken TV kanallarini bile bilinçli seçmek geregi duymalilar. Topluma, gençlere, çocuklara, bizlere kalite katmayan, onur katmayan, bilinç düzeyimizi yukari çekmek yerine asagi indiren, dibe dogru hizla sürükleyen TV kanallarini izlemekten artik vaz geçmek gerektigi bilincini yakalamak ve algilamak...
Bunun yaninda, ülke sorunlarina duyarli, öyle veya böyle, ülkemizin içinde bulundugu zorluklari konu edinen, dert edinen kanallari daha bir bilinçle izlemek. Bir bakmali, ne anlatiyor bu kanallar, ne söylüyor, ne istiyorlar.
Hani, zaman zaman alabildigine karamsar oluyoruz, karamsar yaziyor, karamsar okuyoruz ya.
Menemen olaylarinin ve yedek subay-ögretmen Kubilay'in ölümsüzlügünün 76. yil dönümüydü.
Uzunca bir zamandir sessiz kalan, olaylara adeta seyirci gibi duran insanlar, bugün ülkelerinin durumuna daha bir özenle baktilar. Biz kendi havamizda, kendi sorunlarimiza, kendi girgirimiza kaptirmisken yüregimizi.
Öncelikle Cumhurbaskanimizin ve hemen Genelkurmay Baskaninin çok önemli demeçleri, uyarici, silkeleyici etki yapti toplum üzerinde.
Ülkemiz, sayin Ahmet Necdet Sezer kalitesinde, duyarliliginda, böylesi vatan sevgisi ve ulusal bilinç sahibi bir cumhurbaskanina bir daha ulasabilir mi bilemem.
Sayin Demirel'in görev süresi dolmaya yanastiginda görev süresinin bir dönem daha uzatilabilmesi için bir takim girisimlerde bulunmustu zamanin yasamasi.
Aslinda o ugraslarin verilmesi gereken günleri yasiyoruz.
O zaman çok daha umutlu olacagiz ülkemizin geleceginin aydinligindan ve huzurundan.
Böylesi bir cumhurbaskanina ne kadar da çok gereksinmemiz var.
Yine de gam degil.
Ülkemiz üzerinde etkisi ve yetkisi olan insanlarin, cumhuriyet kazanimlarinin ve vatan olgusunun o denli ucuza hatta bedavaya gitmesine seyirci kalacagini hiç sanmiyorum.
Bakin, günü gelince görecegiz.
O kadar da umutsuz olmaya gerek yok.
Telâsa gerek yok.
Biz variz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol