TASRA SAIRLERI GÖNÜL INSANLARIDIR

Bir siirim: TUNA BOYLARINDA:/ Bir kiyidan çok uzaklara/ Dalgin bakar gibiyim/ Bulutlar rüzgara/ Teslim olmus gibi/ Aksamin alacasini/ Yasar gibiyim/ Tuna boylarinda/ Vardar ovasinda/ Alisimin türküsünü dinler gibiyim/ Bir kiyidan çok uzaklara/ Dalgin bakar gibiyim/ Salina salina kizlar/ Dolasir sokaklarda/ Sevdalimi sevdali/ Kavusmak kolay degil gibi../ Aksamin alacasini/ Yasar gibiyim/ Alisimin türküsünü dinler gibiyim/ Efkarin rüzgarinda/ Aglar gibiyim/ SELAHATTIN DEMIRACO.

Türkiye’nin Aydinlik ve Çagdas Yüzü Trakya Izlenimleri kitabim, sayfa 9. Bellek Yayinlari 2008.

Resim ögretmeni Dilaver Özdemir Önadim gazetesinde çalisirken Selahattin Demiraco arkadasim Yanar Tozlu Patika Yollar siir kitabindaki siirler çok güzel. Siir yazmayi birakma” dedi. Bu güzel sözler siire olan tutkumu kamçilamisti.. Köse yazilarim yaninda siir yazmaya basladim.. 2008 yilindaki siirlerimi kitaplarima koydum. Edebiyatin özünde siir vardir.. Hikaye ve anilar vardir.. Türk siirini çok severim. Tasra sairleri gönül insanlaridir.. Edebiyati seven insanlar romantik, sevecen insanlardir.. Genç yasinda siir yazip evlenince siire küsen insanlar vardir..

Siiri sevmeyen, siirden nefret eden bir gazeteci: “Siiri hiç sevmem. Siirden nefret ederim” demisti. Gülmüstüm. Güzel siirleri, eski sarkilarimizi, türkülerimizi dinlerken dalip giderim.. Sarkisiz hayat olmaz.. Siiri güzel okuyanlardan siiri dinlemek hosuma gider. Hayatin zor yollarinda kosan insanoglu yorgun düser.

Hürol Erbay arkadasim: “Güzel sözleri çok severim. Siir çalismalarim da var” dedi. Fotograf makinesiyle resmimizi çekti. Arkadaslik güzel sey.. Edebiyati sevmek gönül insanlarinin, duygulu, insancil yüreklerin isidir.. Merhametli bir toplumun çocuklariyiz.. Hayatin hikayesi sevdaya dairdir...

Okullarda siir okuma, kompozisyon yarismalari yapilir. 5Ed/ A sinifinin ögretmeniyken sinifimizin duvar gazetesi vardi.. Adi Gerçek’ti...

Kitap okuyan toplumlar sonsuza kadar var olacak toplumlardir.. 12 Eylül Darbesi sirasinda binlerce kitap toplatildi.. Kitaplarini yakanlar oldu. Insanlar kitap okumayi birakti. Yozlastik...

Insanligin uzun yol hikayesinde çesitli acilar yasanmistir.. Savaslar olmustur.. Tarihin karanlik koridorlarinda insanoglu kaybolup gitmistir...

SABAHATTIN EYUPOÄzLU: “Iklimi bulamayan misralar bu nefesler gibidir. Bizi sihirlemeyen siirde beyhude sarf edilmis bir emekten, bir kelime israfindan baska bir sey göremeyiz. Siir bizi ruh ve vücudumuzla içine almadikça nesirdir.”

Sabahattin Eyupoglu’nun Sanat Üzerine Denemeler ve Elestiriler kitabi çok güzel. Düsünür, yazar, çevirmen, elestirmen, egitimci ve belgesel filimci diye birçok sifatla anilan yazarin bu kitabini Azra Erhat hazirlamis.

SABAHATTIN EYUPOÄzLU: “Türk tefekkürünün Avrupali olmasini istiyorsak onu kendi mazimizle beslemeliyiz. Avrupa medeniyetinin sirri, her sözünde yasayan mazi, her hamlesinde canlanan tarihtir. Orada hiçbir fikir, hiçbir güzellik boslukta kalmamis, her yeni dava eski bir davanin tefsiri olmustur.”

“Tarih! Tarih! Fakat müze ve kütüphane dolusu tarih degil, ruh dolusu tarih.. Tozlu ve küflü mazi degil, bizim havamizi teneffüs eden, bizimle birlikte yasayan mazi.. Vesika degil abide..”

Tarihi suurumuz olmali diyen Sabahattin Eyupoglu’nun edebiyata bakisi pekçok konudaki yazilari elestirel bir bakisin sonucudur...

selahattindemiraco@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol