Yayla’daki eski binalar ve özellikler üzerine uzmanlar, bilim ve teknik adamlar çok çalisma yapmislardir. Semtin Özgün yani orijinal halini koruma baglaminda plan ve projeler gelistirmisler, tespitlerde bulunmuslardir. 1990’li yillarda yapilan ve zaman zaman gözden geçirilen bu çalismalar ne yazik ki bir iki girisim disinda kâgit üstünde, dosya içinde kalmistir. Semtin tarihi özelligine ilgi duyan, korunmasini gerekli gören yurttaslar buralarin kendi haline terkedildigini eski mimari tarziyla bakip onaramadiklarini, yikip yeni biçimiyle daha ekonomik duruma getiremedikleri için de yikima birakmislardir. Daha dogrusu birakmak zorunda kalmislardir. Gerçi Kültür ve Turizm Bakanligi eski eserlerin bakim ve onarimi için vatandaslara kredi vermektedir ama böyle bir imkani vatandaslar bilmedikleri gibi, kredi alip binalarini eski haliyle muhafaza etmeyi ekonomik bulmamaktadirlar. Bu yüzden Yayla’dan göç basladigi söylenmekte, terk edilen eski binalarin da malzemelerinin yagma edildigi bildirilmektedir. KENT KONSEYI’nin Yayla’nin durumu ile ilgili bir çalismasi, bir arastirmasi ve tespiti var midir yok mudur bilmiyorum. Ancak kentin tarihi Eser zengini olan bu semtiyle ilgilenmesinde zaruret vardir. Burada eski tarihi resmi binalar da yikima birakilmislardir.
Geçmiste Yayla Semti’ne kent merkezinden çikan iki Ana Cadde, Kaldirim Taslari ile yapiliydi. Bunlar geçmiste sökülmüs, günün modasi malzeme ile degistirilmistir. Böylece Yayla’nin Tarihi Özelligi etek uçlarindan bozulmaya baslamistir. Simdi ise için için tarihini kaybeder duruma gelmistir. Belki bazilari için eski binalarin (imari ve estetik özellik tasiyanlar) kent kültürü ve uygarligi açisindan fazla bir degeri yoktur. Böyle düsünenler vardir. Ilgisizligin, bilgisizligin bir nedeni de bu olabilir ama Kentin eski kültürünü muhafaza etmek geçmis ve gelecek için çok önemlidir. Dünya bu gerçegi kabul etmis, Eski Kültür’ün korunmasini hayati bulmus, bu baglamda mecburiyetler, yaptirimlar getirmistir.
Eski Kirklareli’yi arayanlar onu Yayla ve Kirklar Tepeleri’nde, eteklerinde bulurlar. Karakas ve Karacaibrahim Mahallelerinde yer yer görülen tarihi yapitlar birer birer yikilip, yerlerinde apartmanlar yükselmekte, bu sayede Kirklareli’nin kalkindigi zannedilmektedir. Oysa Kirklareli’nin fizigini degistiren Ölü Arsalar’in degerlendirilmesi ve yikilan Eski Binalar’dir.
Kirklareli’nin ne oldugu, ne olmayi düsündügü, ne yapilirsa daha ilgi çekici olacagi kapsaminda bir çalismasi, bir plan ve projesi, dosyasi varmidir onu da bilmiyorum. Kirklareli zaman içersinde bünyesel degisiklige ugrasa bile çarpik karakterini yine de muhafazada israrli görünüyor. Bu vesileyle sunu söylemekte yarar vardir. Kirklareli Sehircilik yönünden sorun çözmüyor sorun biriktiriyor. Bir gün bu sehir trafikten ve daha baska seylerden nefes alamiyacaktir. Turist çekme sansi olmayacaktir. Geçmisini koruyamiyacaktir. Gelecek kusaklara da birkaç tarihi binadan baska bir sey birakamayacaktir. Yoksa karamsar miyim?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol