TARIHTE KADIN KRAL OLMUSTUR FAKAT PEYGAMBER KADIN YOKTUR

Yeryüzünde bugün bir KADIN SORUNU vardir. Kadin tarih boyunca hemcinsi erkek tarafindan "SORUNLU iNSAN" olarak görülmüs, siddete, tacize maruz kalmistir. Bu dünyanin en uygar ülkelerinde bile kadin tam bir itibar bulmus degildir. Kadinin itilmis kakilmisliginin elbet birtakim nedenleri vardir.
Bu nedenlerin basinda erkegin bencilligi, dinlerin kadinlarla ilgili tanimlari, töreler ve de baska seyler gelmektedir.
Oysa kadinin insanligin hayatinda, yasamin iyilesmesinde, güzellesmesinde, mutlulugun yaratilmasinda ve devaminda önemli yeri ve rolü bulunmaktadir.
islam, kadini erkegin gerisinde, kapinin arkasinda birakmistir. Halbuki yeryüzünde Peygamber olmus kadin yoktur ama ilk kadin kral Misir'dan çikmistir. Binlerce yil önce insanligin tanik oldugu bu olay, tarih öncesinde Ortadogu'da kadinin yerini belirlemesi bakimindan çok önemlidir. Ancak sonra ne olmustur da kadinin rolü degismistir? Bunda yeni inançlarin, erkegin yeni degerlendirmelerinin rolü olmustur. sartlar zaman zaman kadina yeni roller biçmistir. Ortadogu ve Asya'da kadin bazan Evliya, bazan Hükümdar, ve bazan da köle, cariye ve bazan da erkegin yarisi kabul edilmistir. Rahmetli Doç. Dr. Bahriye Üçok dostum bana imzalayip verdigi kitaplarindan birisi islamiyette "KADIN HÜKÜMDARLAR" dir.
Kadinin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta yer edinmesi, kendisine roller biçilmesi, haklar elde etmesi kolay olmamistir. Bugün dahi kadin, özellikle Müslüman ülkelerde hayatin içinde, erkegin yaninda esit durumda degildir. islâm dünyasinda ilk Kadin Devrimi'ni yapan Mustafa Kemal ATATÜRK olmustur. Mustafa Kemal bazi Avrupa ülkelerinden bile ilerde kadina yer vermis, ona sosyal, siyasal ve ekonomik haklar tanimistir. Cumhuriyetin Kadin Devrimi Yeni Türkiye'de en önemli yeniliktir. Fakat bugün itibariyle Türk Kadini yine zordadir. Çarsafa, türbana dolanmaya zorlanmaktadir. Bu hareket Türkiye'de nereye varir bilemem, Ancak kadin türbana dolanmak isterse onu hiç kimse uygar bir kiliga sokamaz. Kadinin da kendisini kurtarmak için bir gayretin, bir mücadelenin içersinde olmasi gerekir.
Bugün Anadolu'da kadinin sayisiz adi vardir. Gelenek, töre kültürü kadina öyle isimler vermis, öyle sifatlar yakistirmistir ki kadin da buna razi olmustur. "Kasik Düsmani" olup çikmistir. Oysa yeryüzünde kadinsiz bir hayati düsünmek mümkün degildir. Dünyada erkegi tamamlayan, dünyayi yasanir kilan kadindir. Kadin, Tanri'nin özenip bezenip yarattigi nazik bir varliktir. Peygamber olmamistir ama kral, kraliçe, prenses, Basbakan, yazar-çizer, sanatçi, politikaci ve kisaca hayatin her alaninda, her dalinda kadin vardir. Çünkü O, Evin diregi, çocuklarin anasidir.
Bugün ülkemizde siyaset alaninda Basbakanlaga kadar yükselmis, hayatin birçok alaninda öncü olmus kadinlarimiz vardir. Milli Mücadelede, istiklal Savasinda, ilerlemede, çagdaslasmada, degisimde ve Türkiye'yi güzellestirmede Türk kadini hep rol oynamistir. Fakat yine de kadinin çilesi bitmemistir. Tacize, tecavüze ugrayan, esinden, yakinlarindan dayak yiyen, kapi arkasinda tutulan odur. Toplumda geri itilmeye çalisilan kadindir. "Okumasa da olur" denilen odur. "Evde otursun, çocuklara baksin, ahira, kira, çayira bayira gitsin, mala ortak olmasin, çarsafa dolansin, basini örtsün" denilen yine kadindir. Tabii kadini bu tutsaklardan kurtarmak egitim ve ekonomik sartlara baglidir. Kadin egitildikçe, kadin okudukça, daha ileri sosyal, siyasal ve ekonomik haklar, imkanlar elde ettikçe bir gün mutlaka çemberi kiracaktir. Kendisine tokat atan ele "DUR" diyecektir. Her gecenin bir gündüzü vardir. Her isin de bir sonu oldugu düsünülmelidir. Ancak isin sonu ne zaman gelir, aydinliklar karanliklari ne zaman bogar bilinmez. Bu baglamda bilinen sey bir gün kadinin da bireysel ve toplumsal baskidan kurtulacagidir. Onun da hayata asilacagi gün gelecektir. Dünya oraya dogru gitmektedir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com