TARIHSEL YAPILARA MANTIK DISI YAKLASIM

Sizin mantiginiz aliyor mu bu olayi gerçekten? Bu satirlari okuyan insanlara tek tek soruyorum. Gerçekten hafizalariniza sigiyor mu bu yöntem?
Kirklareli'yin Yayla sirtinda bir yigin tarihsel yapi. Rum'dan kalmis, Bulgar'dan kalmis... Kirklareli hep Türk degildi ya! Yani, Kirklareli halki... Tarihin derinliklerinden bu yana nice eller degistirmis, nice sahipler degismis. Bir buçuk ay kadar önce Kirklareli Hareketi Dernegi'nde Karaçam hocamiz, dernek baskani, Emekli-Sen sube baskani Turan bey ve bir tarih ögretmeniyle birlikte hayli söylestik. Tarihin derinliklerinden bu yana Kirklareli topraklari kimlerle tanismis, kimlere yataklik etmis, kimlere vatanlik etmis, uzun uzun irdelemeye gayret ettik.
Bir zaman da Yunanlarin ve Bulgarlarin elinde kalmis.
Adamlar da nihayet evler, hanlar, apartmanlar, mekânlar yapmislar. Onurla, gururla duruyorlar yerli yerinde.
Simdi onlar bizim. Dileriz, dünya durdukça bizim kalirlar.
Ama, kalamayacaklar. Çünkü birileri yikilsin diye bekliyor.
Nasil mantiginiz alir canim? Hiç alir mi normal bir mantik? Aynen, Samsun'da sokak ortasinda iki gencecik insana kursun sikmak gibi bir sey. Aynen, Danistay'a dalip önüne geleni kursun yagmuruna tutmak gibi...
Tek kelimeyle, "yikilsin" diye beklemek...
Kakava etkinliklerini izlemek için gelen fotograf ve grafik sanatçisi arkadasim Ayhan, bu tarihsel yapilarin tek tek fotograflarini çekti. Adam, ilgili, merakli, saygili. Bu arada ilginç bir saptamada bulundu. "Bu yapilarin çatilarini özellikle açik birakiyorlar ki, yagmur yagdigi zaman içeri sizsin, temeli, duvarlari çürütsün, binayin yikilmasina katki olsun diye!" dedi.
Içim acidi. Sanki bizim samanligi yakiyorlar gibi geldi.
Bu kadar mi sahipsiz bir ülke olur?
Böylesi sahane eserler, böylesi mi yikima terk edilir?
Sayin belediye yetkilileri!
Sayin devlet yetkilileri!
Sayin tarihsel ve kültürel eser yetkilileri ve sorumlulari!
Duyuyor musunuz? Sesim ulasiyor mu?
Gelin, gözünüzü seveyim gelin. Bir kulak verin.
Ne geçecek elinize, bütün bunlar tek tek yikildiktan sonra? Ne kazanacaksiniz?
Pasa Çesmesi, Kadi Ali Çesmesi, Türk Ocagi Binasi, Papazin Yeri, Cezaevi Müdürünün Evi, Yayla mahallesindeki bir sürü tarihsel ev...
Iste, Vali Faik Üstün Ilkögretim Okulu yandi. Bundan sonra onun kendi kendine yikilmasi bekleniyor.
Tüm bunlarin içinde en sanslisi, Bedesten ve Hamam olsa gerek. Kullaniliyorlar el an. Böylece bakimsizliktan ve yikima terk edilmekten kurtulmuslar.
Akin Güre'yi taniyaniniz var mi? Adam bu konuya ilgi duymus, 7 mayis 2006 günkü Birgün gazetesinde Kirklareli'yin tarihsel eserlerini, binalarini resimleyerek haber yapmis. Birilerinin ilgisini buraya çekmeye gayret etmis.
Ama, bu kadar da ilgisizlik çok fazla sayin yetkililer. Çevreye bu denli gözlerini ve kulaklarini tikamak olaganüstü sasirtici bir sey.
Ne yapilabilir?
En basitinden, ilk akla gelen, bu yapilar ihale yoluyla birilerine teslim edilir. Onarimi yaptirilir. Kisiler veya kurumlar tesvik edilir. Onarimi yapan kisi veya kurumun adi bu yapilarin görünür bir yerlerinde ölümsüzlestirilir. Bu kisi veya kurumlar ödüllendirilir.
Müteahhitler tesvik edilir. Yikmak için degil. Yakip yikip yerine zevksiz beton yiginlari çikmak için degil. Oldugu gibi, aslina uygun olarak bunlar onarilmak için.
Belediye öncülügünde bir kampanya, bir çalisma yapilir.
Birkaç yil önce Edirne'de yapilan uygulamadan örnek alinarak, onarilan bu yapilar demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum örgütlerine, sirf bakimini güvence altina almak anlamli teslim edilir.
Bu konuda yerel basinin, sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin seferber olmasi iyi olacak.
Bir toplum, bir toplumu yöneten kesimlerin, ülkelerinin tarihine bu denli ilgisiz kalmasi olagan olmasa gerektir.
Vakiflar Genel Müdürlügü, "Medeniyetimiz Canlaniyor" sloganiyla, 2007 yilina kadar restore edilmemis vakif eseri kalmayacak diyor.
Bunlar kimin mali?
Sahi, kim bunlarin sahibi?
Olay, Fatih'in çocuk yastaki tahta çikis öyküsünü andiriyor. Bu eserler devletinse, devlet bu eserleri sahiplenip, vatandas adina, belediyeye aitse halk adina sahiplenmeli.
Yok, bu eserler sahislarinsa... O zaman devletin, o sahislari uyarmasi, sahipleri yasamiyorsa varisleriyle iliski kurmasi...
Yok illâki ilgilenecek muhatap bulamiyorsa bizzat devletin kendisi bu isin geregini yapmasi, onarmasi gerekiyor.
Öyle veya böyle, bu eserlerin yikilmaya terk edilmesi vicdanlari, duyarli vicdanlari sizlatmali.
Buna da ses çikmayacak biliyorum ve bu ülkeyin gidisatindan ciddi ciddi endise duyanlar sinifinin üyesi olmaktan dolayi çok üzülüyorum.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol