"Sürdürülebilir Kalkınma İçin Istranca Bölgesi'nin Ortak Korunması Projesi"

"Istranca Bölgesinin Sürdürülebilir Kalkınma Amacıyla Ortaklaşa Korunması- IRPSD " projesinin sonuç raporu yayınlandı. Avrupa'nın en önemli 5 doğa alanından biri olan Istrancalar için ortak korunması amacıyla bir araya gelen, Bulgar ve Türk, Bilim adamları, Akademisyenler, uzmanlar, yerel yönetimlerin yöneticileri ve sivil toplum örgütlerince bir yıl boyunca karşılıklı yapılan toplantılar sonucunda, çalışmalar bir kitap haline getirildi. 3 Dilde (Türkçe -Bulgarca ve İngilizce) hazırlanan çözüm önerilerini içeren kitap Türk-Bulgar ve AB de ilgili bakanlık, Kurum ve Kuruluşlara gönderildi. DAYKO İl Temsilcisi Göksal Çidem'in kamuoyu ile paylaştığı raporda şunlar yer alıyor;
"Avrupa'nın en önemli 5 doğa alanından biri olan Istrancalar için ortak koruma kapsamın neler yapılabileceği Bulgar ve Türk, Bilim adamları, Akademisyenler, uzmanlar, Belediye Başkanları ve sivil toplum örgütlerince bir yıl boyunca karşılıklı yapılan toplantılar bir kitap haline getirildi. 3 Dilde (Türkçe -Bulgarca ve İngilizce) hazırlanan kitap Türk-Bulgar ve AB de ilgili bakanlık, Kurum ve Kuruluşlara teslim edildi.
Bulgaristan Cumhuriyeti Burgas İli ve Türkiye Cumhuriyeti Kırklareli İli'nde Istranca Dağları'nda mevcut Ormansızlaşma ve Toprak Erozyonu Önlenmesi Ortak Planı /OTEÖOP/ CCİ 2007CB16IPO008 No'lu İPA Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programı çerçevesinde finanse edilen "Istranca Bölgesinin Sürdürülebilir Kalkınma Amacıyla Ortaklaşa Korunması- IRPSD" projesi kapsamında uzmanlar tarafından geliştirilmiştir. Çalışmalar Türkiye DAYKO Doğal Yaşamı Koruma Vakfı ile Bulgaristan Yeşil Balkanlar Pomoriye Şubesi Derneği işbirliğinde Evropa i Nie Derneği tarafından gerçekleştirildi.
Proje sonuç raporunda Istranca dağlarındaki ormanlık alanların ve buradaki doğal yaşamın koruması için ve mevcut durumun ortak çözüm önerileri sunulmuştur. Istranca, son buz çağında bile Avrupa'da hasar görmeyen çok nadir bölgelerden biridir.
Projenin amaçları
- Ortak doğa kaynaklarının etkili kullanılması yoluyla yaşam kalitesinin iyileştirilmesi;
- Istranca-Yıldız Dağlarının cazipliğinin teşvik edilmesi, biyo çeşitliliği korunması;
- Ormansızlaşma ve toprak erozyonu önlenmesine yönelik ortak planı geliştirilmesi yoluyla çevre üzerinde olumsuz insan etkisinin azaltılması.
Bulgaristan Istranca
Tabiat Parkı
Istranca Tabiat Parkı Çevre Bakanlığı' nın 24.01.1995 tarih ve 30 sayılı talimatıyla bir grup çevreci ve ormancının insiyatifleriyle oluşturulmuştur. Amaç; bölgenin sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişimini temin etmek olduğu kadar toplum yararı için Istrancalar'ın doğası ile ilgili gelenek ve geçim şekillerini de muhafaza etmektir. Istranca Tabiat Parkı Bulgaristan'daki en büyük korunmuş alandır (116 068 ha, ya da 1160 km2, tüm ülke alanının %1' i). Güneyde Türkiye ve doğuda Karadeniz'le sınırı olan Istranca Dağları' nın Bulgaristan' da kalan kısmını kapsamaktadır. Istranca tabiat parkının tüm arazisi Natura 2000 uluslararası ekoloji ağı içindedir.
ISTRANCA DAĞLARI
Istranca Uluslararası temelde, korunması gereken doğal miras anlamında Orta ve Doğu Avrupa'nın beş en önemli beş doğal bölgesinden birisidir. Bulgar Istranca Doğa Parkı'nın yanı sıra, Türk Istranca Dağları sürekli bitki orman formuyla çevrilidir. Istranca iki ülkede farklı fonksiyona sahiptir. Bulgaristan' da Istrancalar biyosfer rezerv bölgesi gibi kullanılırken, Türkiye' de Taş, kum, çakıl çimento rezervi olarak kullanılmaktadır.
2009 yılında ki Biyosfer rezerv projesinde, 12 sıcak bölge değerlendirilmiş ve 11 tanesi için tavsiyeler geliştirilmiştir. Görülmektedir ki, bu 12 nokta korunamamaktadır. Istranca dağlarında sayıları gün be gün artan çok sayıda taş ocağı vardır.
GEF II, Biyosfer, 1/100000 ölçekli çevre planları). Yukarıda belirtilen 12 sıcak bölge tehlike altındadır. Kontrolsuz şehirleşme ve su kaynakları üzerindeki barajlar Istrancalar'daki yaşamı tehdit ederken, Dupnisa mağarasından 600m uzaklıktaki mermer ocağı açılması planlanmış, DAYKO Vakfı Kırklareli temsilciliğinin girişimleri sonucu mağara kurtulmuştur... Bir başka olumsuz gelişmede Hayvan Çiftlikleridir.
Hayvan çiftlikleri Taxus Bacata ormanı çevresinde Mahya tepesinde kurulmuştur. Balaban nehrine kurulması planlanan barajın fizibilite raporları hazırdır. Bir başka çelişki ise Çocukların eğitimi için hazırlanan Doğa Eğitim Merkezi karşısında, Alibeyler su kaynağı üzere açılması planlanan ve İdari Yargıda red edilen taş ocağıdır.
Özellikle çocuklar için tasarlanmış Eğitim merkezinin önüne inşa edilmesi taş ocağına lisans verilmesi hükümet otoriteleri arasındaki koordinesizliği kanıtlamaktadır.
Oysaki tehditlerin yaşandığı bölgeler de yeni olarak 345 bitki türü kaydedilmiştir. Bitki örtüsü envanterinde 1377 bitki türü mevcuttur. Trakya florasına 14 tür eklenmiş ve 16 tür kayıt altına alınmıştır.
300' den fazla ulusal çapta nadir bulunan ya da tehdit altındaki türler; 50 türün dünyada başka hiçbir yerde olmadığı kadar bol olduğu Trakya' da oluşmaktadır. Bölgedeki birkaç habitat doğa koruması açısından ulusal hatta uluslararası olarak yüksek öneme sahiptir.
Orman geliştirme
önlemleri
Araştırma ve incelemenin sonucu olarak, bazı önemli noktalar aşağıda belirtilmiştir.
- Longoz ormanlarının dünya doğal mirası olarak UNESCO ya önerilmesi
- Sulak alanlar sözleşmesi hakkında RAMSAR Kongresine dâhil edilmelidir.
- Longoz ormanları GEF II projesi Bakanlar Kurulu'nca onaylanmalıdır.
- Istranca dağları biyosfer projesi UNESCO' ya, Biyosfer sitesi ya da aday adaylığı belgesine teslim edilmelidir.
- Istranca dağları natura 2000 kuş göç yolları ölçütü adaylık dosyası için hazırlanmalıdır.
- Longoz ormanlarına Doğal koruma alanları statüsü verilmelidir.
- Kuş göç yolları üzerinde olduğundan Istrancalar'da rüzgâr enerji santralleri kurulmamalıdır.
- Istrancadaki vahşi yaşam koruma alanlarına statü kazandırmak
- Anıt ağaçlara statü kazandırmak
- Diş budak ağacı envanteri alınmalı ve anıtsallaştırılmalı
- Hala varlığı devam edem endemik bitki türleri ve vahşi hayvanlar, Avrupa'nın en geniş kuş göç yolu, ekolojik habitatlar vs için koruma alanları oluşturulmalı
- Trakya'nın ve İstanbul'un tek su kaynağı Türkiye'deki Istrancalar'da bulunmaktadır. Bu yüzden su kaynaklarını tehdit eden projelere izin verilmemeli ve önlem alınmalıdır.
Kırklareli Istrancası İçin Tehditler
- Yetersiz orman alt yapısının sonucu olarak belirli orman alanlarında aşırı kerestecilik
- Yasa dışı kerestecilik ve kaçak avcılık riski
- Bölgesel planlamada katılım eksikliği
- Kurumlar arası iş birliği ve kaynakların eksikliği
- Tehdit eden yatırımlar: taş ocakları, İğneada termik veya nükleer enerji santrali projesi
- Istrancalar için yatırım planlanan proje tanıtım dosyalarının gerçekçi değerlendirmeler yapılmadan yatırıma başlanılması.
Dayko Vakfının notudur:
2008 ve 2009 da tamamlanan TR 06 02 16 Yıldız Dağlarında Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Geliştirilmesi Projesi Proje ile Yıldız Dağlarından 130.000Ha. bir alanda çalışmalar yürütülmüştür. Alanda biyosfer rezervi yaklaşımıyla biyolojik çeşitlilik envanterleri yapılmış, sosyal değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, alanın katılımcı bir yaklaşımla yönetim planlaması yapılmış ve proje sahasının biyosfer alan olarak kabul edilmesine yönelik milyonlarca dolara mal olan Biyosfer Alan Adaylık Dosyası UNESCO MAB Komisyonu tarafından istenen formatta ve içerikte hazırlanmıştır. Buzul döneminde bile yaşam kaynağı olan Türkiye Istrancası korunması için gereken statüye bir an önce kavuşmalıdır.
Vize Evrencik RES dosyasını hazırlayanlar ve onaylayanlar, Istrancalar'dan Ege Denizi'nin görünmediği bilmelidirler, Turizme açık tek mağaramız, Dupnisa Mağarası üzerine Mermer ocağı ruhsatı verilmesi, Kuş göç yollarının doğru gösterildiği, Karadeniz'in en önemli balık üreme alanı olan, deniz çayırlarının bulunduğu Limanköy'e kömür boşaltma, çimento yükleme dolgu alanının olmadığı, Gelecek nesillerin yaşam kaynağı olan yeraltı su besleme alanları üzerinde madencilik faaliyetinin yapılamadığı, Orman ortasında çimento fabrikasının olmadığı, Temiz su kaynaklarının hayvan çiftliklerince kirletilmediği, Demirköy bakır maden sahası için verilen fauna raporunun Istrancalar'a değil de, bir başka bölgeye ait olduğu, Sülünlerin doğal ortamında yaşadığı pazarlı köyüne kil ocağı işletmesine izin verilmediği, kapasite artışı adı altında yüz kat üretim talep edilmediği, Çukurpınar köyünde ki Ceneviz kalesi ve köyün içme suyu kaynakları üzerinde madencilik faaliyetine izin verilmediği, Trakya'da sadece 5 koloni kalan küçük kerkenezin yaşam alanının binlerce dekar kum ocağı izni verilmediği, Kararları ve kararlılığı görmek istiyoruz.
Demirköy'e yapılan yolun yarattığı tahribatın etkileri heyelan olarak devam ediyor, Armağan köyü ve Kırklareli İçme suyu kaynakları üzerinde ki patlamalı kalker ocağının, Ülke topraklarının sadece %3 ü olan Trakya topraklarında yapılması planlanan birçok Termik ve Doğalgaz enerji santralının, Istranca derelerinin İstanbul ve Çerkezköy bölgesine taşınmasının, sıfır noktasında ki Çağlayık köyün de ki ormanlar üretim alanı(Sunta Fabrikalarına ağaç kesiliyor) iken, sınır taşının bir kaç metre ötesi Bulgaristan Sarmaşık köyü, biyosfer rezerv alanı olarak koruma alanıdır. Bu da yetmezmiş gibi Çağlayık köyünün yerleşim alanı bile madencilik için ruhsat alanı içerisinde kalmaktadır.
Trakya'nın ilk başkenti ve Türkiye'de ki 9 sakin şehirden birisi olan Vize ilçesi taş ve maden ocakları ile kuşatılmış, ilçe merkezinin yanı sıra köyleri, tarım alanları ve ormanları da vahşi madencilik ruhsat alanlarında kalmaktadır. Planlanan faaliyetler sosyal ve doğal yaşamı yok etmeden,
Doğal ve kültürel varlıkların sahibinin gelecek nesiller olduğunu, bize emanet edildiğini, doğayla savaşmanın gelecek ile savaşmak olduğunu anlayan, vicdanlarının sesini dinleyen seçilmiş ve atanmışların, hiç bir maddi beklentisi olmayan, siyasi ikbal peşinde koşmayan, yaşamı savunan gönüllülere kulak verip, ortak çalışmalar yürütmesini bekliyoruz.
Çünkü yasalarımız da bunu hükmediyor. 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde, çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas olduğu, Bakanlık ve yerel yönetimlerin, meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlü oldukları vurgulanmaktadır.
Tüm mesaimiz, Gelecek nesillere, yaşanabilir bir gelecek bırakmak içindir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol