"Son kriz mi?"

IMF ve Dünya Bankasi'nin bu yil Istanbul'da gerçeklestirilen yillik toplantisi, kapitalist ekonominin yasamakta oldugu krizin, bütün boyutlariyla gündeme gelmesine vesile oldu.

Simdi artik herkesin üzerinde birlesmis oldugu konu basliklari sunlardir:

 1. Kapitalizmin krizi derinleserek devam etmektedir. 2010 yilinda krizden çikilacagina dair bir belirti henüz yoktur. Tam tersine bütün isaretler krizin daha da agirlasacagi yönündedir.

Batili ülkeler kendi baslarina krizden kurtulma yeteneklerini kaybetmislerdir. Yasanan krizden ancak Çin, Hindistan gibi dünyanin gelisen ekonomilerinin katkisiyla çikilabilir.

2. Dünya ekonomisinin agirlik merkezi Asya'ya kaymistir. IMF ve Dünya Bankasi gibi uluslararasi ekonomik kuruluslarda ülkelerin oy haklari, bu gerçege uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.

3. Serbest piyasa sisteminin sonu gelmistir. Ekonomiye devlet müdahalesi gerekli ve zorunludur. Kriz sonrasi sekillenecek dünya ekonomisi ise daha çok, bugünkü Çin ekonomisine benzeyecektir. (Soros)

4- Ve Dolarin saltanati sona ermektedir. Bilindigi üzere 2. Dünya Savasi döneminde, 1944 yilinda gerçeklestirilen Breton Woods toplantisinda, Dolarin uluslararasi rezerv para olmasi kabul edilmis ve altin esasina baglanmisti. Yani Amerikan Merkez Bankasi, elinde Dolar bulunduran bütün devletlere, istenildigi anda ellerindeki dolari altinla degistirme garantisi veriyordu.

Sonraki yillar içinde ABD, adim adim altina bagli Dolar taahhüdünden vazgeçti. Çünkü karsiliksiz para basiyordu. 1973 yilindaki petrol krizi ile birlikte altin esasini biraktigini resmen ilan etti. Artik ABD, alenen altin karsiligi olmaksizin, istedigi kadar Dolar basma ve dünya piyasalarina sürme avantajina kavusmustu.

Elbette bunu mümkün kilan ABD'nin devasa askeri gücüydü. ABD, dünya çapinda kurdugu hegemonyanin sonucu olarak, bes sente imal etigi kâgit parçasini bütün dünyaya 100 dolara satarak ekonomisini 40 yil boyunca finanse etti.

 HEGEMONYANIN SONU

Artik bu dönemin sonuna gelmis bulunuyoruz. Amerika'nin Irak ve Afganistan'da ugradigi askeri yenilgi, bu emperyalistin dünya hegemonyasi emellerine agir bir darbe vurdu. Bir kez daha görüldü ki devasa bir askeri güç, savasmayi göze almis bir ezilen millet karsisinda çaresizdir.Askeri yenilginin yani sira gerek ekonomik, gerekse askeri alanda degisen güç iliskileri de Dolarin saltanatina son veren etkenler olarak ortaya çikmistir. Çin uzayda uydu vurmaktadir. Hindistan, uzay kulübündeki yerini almistir. Iran, uzaya uydu firlatacak teknolojiye ulasmistir. Bu tablo içinde Amerikanin teknolojik üstünlük ile desteklenen askeri gücünün eski hükmü kalmamistir.

 DOLARIN SONU

Ve simdi özellikle gelismekte olan ülkeler, Amerikanin karsiliksiz kâgit parçalarina büyük zenginliklerini vermekte daha isteksizdirler.

 Bazi ülkeler (Iran, Venezuela) uluslar arasi ticarette dolari degisim araci olarak kullanmaktan vazgeçtiler.

Aralarinda Amerika'nin yakin müttefiklerinin de oldugu çok sayida ülke, artik dis ticarette, aralarinda kendi ülke paralarini kullanmaktadirlar.

 Örnegin Türkiye ile Iran arasinda ticaretin iki ülke parasi ile yapilmasi konusunda bir anlasma imzalandi. Dolarin uluslararasi degisim parasi olarak kullanilamayacagi yönünde simdi, eskiye göre çok daha fazla haber çikmaktadir.

BRIC ülkelerinin yeni bir uluslararasi para birimi pesinde olduklari haberlerinden sonra Ingiliz Independent gazetesi, Körfez ülkelerinin petrol fiyatini dolarla belirlemek yerine Yen, Yuan, Euro ve Körfez ülkelerinin ortak para biriminden olusan bir sepet tarafindan belirlenmesi hazirligi içinde olduklarini yazdi.

Bütün bunlarin sonucu olarak dolarin artik bir uluslararasi degisim araci olarak son demlerini yasadigi konusunda bir ortak kanaat olusmustur. Farkli fikirler, bu "son"un ne zaman gelecegi konusundadir.

 YENI KRIZ ETKENI

 Simdi üzerinde düsünülmesi gereken nokta sudur: Dolar, uluslararasi degisim parasi olmaktan çiktigi zaman, bu durumun Amerika basta olmak üzere kapitalist dünya ekonomisine etkisi ne olacaktir?

Amerika'nin gayri safi milli hasilasi 13 trilyon dolar, Dünya ekonomisinin hasila degeri ise yaklasik 40-50 trilyon dolar olarak hesaplaniyor.

Bu rakamlara karsin dünyada tedavülde olan dolar miktari 130 trilyon kadardir. Yani büyük bölümü karsiliksiz. Ve Amerikan füzeleri sayesinde dünyaya kabul ettirilmis.Simdi bütün bu kâgitlarin, tuvalet kâgidi kadar bile degerli olmayacaklari güne dogru gidiliyor.Sanal ekonomi balonunun patlamasi yasadigimiz krizi dogurdu. Dolasimdaki trilyonlarca dolarin, hurda kâgit muamelesi görmeye baslamasinin ekonomiye olan etkisi, sanal ekonomi balonlarinin patlamasindan daha az olmayacaktir. Kisacasi, insanligin bir sistem olarak kapitalizmden kurtulmasi ile ancak çözüm bulabilecegimiz o malum "nihai krizi" yasiyoruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol