Siyam Ikizleri

DTP (PKK) ile AKP’nin son günlerde izledigi politikalar, Türkiye’yi, o çok korkulan noktaya hizla sürüklüyor. DTP’nin, Öcalan’in Imrali’da kötü muamele gördügü bahanesi ile etkili oldugu hemen her yerde yaptigi “kalkisma” denemeleri, bu Parti’nin özlemini duydugu ve gerçek hedefi olan “ayrilikçiligin” kendini disa vurmasina vesile oldu.

Kamuoyunda DTP’ye karsi öfkenin doruga ulastigi günlerde, “özerklik” talebinin bu Parti tarafindan dillendirilmesi atese benzin dökmek anlamina geldi. Parti sözcüleri yurdun çesitli yerlerinde düzenlenen gösterilerde birbirleriyle adeta yarisarak üst perdeden tehditler savurdular. Gerginligin en üst seviyeye tirmandigi günlerde DTP, Tayip Erdogan’i Bölge illerine sokmayacagi tehdidini savurdu. Erdogan’in gittigi Diyarbakir, Van ve Hakkâri’de kepenkler indi. Sokak gösterileri oldu. Çatismalar çikti. Hakkâri’de basin mensuplari da saldirilardan nasibini aldi.

TAYYIP ERDOÄzAN

Bütün bunlar olup biterken Tayip Erdogan’in takindigi tavir da son derece ögreticidir. BOP esbaskanindan Hakkâri’de, MHP’nin ünlü “Ya Sev, ya terk et!” sloganiyla ayni anlama gelen sözleri duyduk: ‘Buyurun istediginiz yere gidin.”

Arkasindan Tayyip, Istanbul’da Taksim’e çikmak isteyen göstericilerin üzerine pompali tüfegi ile ates açan vatandasin tavri üzerine bir degerlendirme yapti: ‘Sabir, fakat nereye kadar. Siz eger vatandasin camini indirirseniz, canina kastederseniz, vatandas da elinde ne varsa onunla kendini savunur.”

ORTAK NOKTA

Birbirinin bogazina sarilacakmis gibi görünen bu iki tavrin, aslinda birbirinden beslendigi son derece açiktir. Iki politikanin da kendine göre hesaplari vardir. DTP, Ankara’da AKP iktidarinin olmasindan yararlanarak ve bir daha eline geçmeyecek olan ABD destegi sansini degerlendirerek, etnik milliyetçi hedeflerine ulasabilecegini hesaplamaktadir. AKP ise; DTP’nin basarisiz belediyecilik uygulamalarini kullanarak ve bölgede bugün bu Parti’nin karsisinda güç olarak var olan tek Parti olmanin avantajindan yararlanarak, tirmanan gerginlikten basari elde etmeyi ve böylece ülke genelinde sarsilan konumunu saglamlastirmayi hedeflemektedir.

Yani iki Parti’de gerginlikten medet ummaktadir. Hatta var olan gerginligin etnik çatisma boyutuna varmasi, iki Parti açisindan da hedeflerinin gerçeklesmesi ve karsitlarinin etkisiz kilinmasi açisindan, tercih edilir bir politika olmaktadir.

AMERIKA’NIN ÇIKARI

Bugün çatismakta olan iki tarafi birlestiren ana etken, iki Parti’nin de geleceklerini bagladiklari Amerika’nin bölgesel çikarlaridir. Amerika’nin Türkiye Politikasi, Türkiye’nin etnik temelde yeniden yapilandirilmasidir. Bölünme bugün için mümkün degilse bile, Türkiye’nin etnik temelde yeniden örgütlenmesidir.

Bu hedefe, ancak Türkiye’nin milli güçleri tam anlamiyla tasfiye edildikten sonra ulasilabilecegi için, o durumda Ankara’da, bir “Ilimli Islam diktatörlügü”nün kurulmasi ile mümkün olabilecektir. “Bati destekli Irtica”nin ve “Bati destekli bölücülügün” Türkiye’de zafer kazanmasi, zor günler yasayan ABD’ye nefes aldiracak ve bu ülkenin Büyük Ortadogu Projesi’ni hayata geçirmesi için önemli bir köprübasini tutmasi anlamina gelecektir.

OLGULAR

Amerika’nin böyle bir politika izlediginin kanitlari sunlardir:

1. Amerika’nin hakimiyet bölgesinde konuslanmis olan PKK, Türkiye’ye yönelik saldirilarini yogunlastirmistir. Aktütün Karakolu’na yapilan baskin türünden saldirilarin, ABD’nin bilgisi ve destegi olmadan gerçeklesebilecegini düsünmek ancak ahmaklikla açiklanabilir.

2. DTP, PKK’nin eylemlerini açikça savunmaya basladi. Tam da saldirilarin yogunlastigi günlerde ülke içinde harekete geçti. Önce kepenk kapama eylemleri, ölen PKK’lilarin evlerine yapilan taziye ziyaretleri ve buralarda yapilan cüretkâr konusmalar ve en nihayet Tayip Erdogan’in gezisi sirasinda meydana gelen siddet olaylari. Bütün bu gelismelerin birbiriyle baglantili oldugu açiktir.

3. Gene DTP’nin bütün bu gelismeler olup biterken “demokratik özerklik” adi altinda Türkiye’nin etnik temelde yeniden yapilandirilmasi önerisini Meclis’te milletvekillerine dagitmasi anlam kazanmaktadir.

4. ABD tarafindan Türkiye’nin basina oturtulmus ve halen BOP esbaskanligi görevini yürütmekte olan Tayyip Erdogan ise, bu süreç içinde dikkat çekici iki yaklasim gelistirdi.

Birinci olarak Türkiye’nin bütün kirmizi çizgilerini, bir yana birakarak ABD’nin istekleri dogrultusunda Irak’in Kuzeyindeki kukla yönetim ile resmen iliskiler kurdu. Aslinda böylece Irak’in birligine karsi tavir almis oldu ve gelecekte Türkiye’de de benzer yönde atilacak adimlarin önünü açti.

Ikinci olarak DTP ile elele vererek Güneydogu’da gerginligi tirmandirdi. Kamuoyunda, birlikte yasamanin mümkün olmadigi kanaatinin güçlenmesine hizmet eden bir yaklasim sergiledi Etnik bakimdan ayrisma egilimlerini güçlendirdi.

Her sey son derece açik… Amerika’nin bölgesel planlarinin bir parçasi olan, bütün eylemleri ve pratikleri ile buna hizmet eden “ikiz kardesler”in oyunlarina tanik oluyoruz.

                                                                       mbgultekin@ip.org.tr

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol