SINAVLARDA SIFIR ALANLAR HİÇ OKULA GİTMEMİŞLER GALİBA

Son yıllarda üniversite sınavlarına giren öğrencilerden SIFIR alanların başarısı dillerden düşmemektedir. SIFIR BAŞARI, başarısızlığın sonunda söylenen şeydir. O nedir? Mektep medrese görmemiş, okul- öğretmen nedir. Bilmeyen öğrenci demektir. Bu tür öğrenci dünyada değil, bizde vardır. Bu durum eğitim için harika bir olaydır. Harika olduğu için de kimse "Milli Eğitim de Yangın var, çark bir yerde alarm veriyor"  demiyor. Gerçi eğitimciler, eğitimi yönetenler SIFIRLAR'a alışmışlardır ama yine de insan sıfır karşısında konuşmadan edemez, bir tepki göstermesi muhakkaktır. Fakat bizde o da yok sessiz ve tepkisiz toplum.
   Bir süre önce üniversitelere girecek öğrencilerin sınavlarda SIFIR alan 60-70 bin öğrenciden bahsetmek istiyorum. Daha önceki yıllarda da öğrenciler sıfır almakla ünlenmişlerdir. Başarısızlıktan gelen bir şöhret söz konusu olmuştu. O yıllarda da SIFIR ÇEKEN ÖĞRENCİ sayısı yüksekti. Ancak o zaman olay yankı yapmış, öğrencilerin neden sıfır aldıkları tartışma konusu olmuştu. Ne var ki son yapılan sınav olgunlukla karşılandı, "Olur böyle şeyler" der gibi bir sessizlik yaşandı. Oysa ileri ülkelerde bu tür olay fırtına koparır, eğitimciler, analar- babalar ve bilim adamları sorunun üzerine eğilerek, nedenleri araştırmaya, zafiyetin nereden ve neden ileri geldiğini tartışırlar. Milli Eğitim Bakanına sorular yöneltirler. Bizde öyle şey yoktur. BİZDE EĞİTİM EN AZ KONUŞULAN KONUDUR? Öyle olsun bakalım. Kim kazanacak, kim kaybedecek? Bekleyelim, görelim.
  Bir öğrencinin aileye, devlete yıllık maliyete ne kadardır bilmiyoruz. Ama büyük bir maliyeti olduğu bilinmekte,  tahmin edilmektedir. Bu hesabı da tartışmak lazım. Faturayı sonunda ödeyecek olan halktır. Sıfır çekenlerin ailelerinin böyle bir lüksü yoktur. Bu sıfır çekenler Türk toplumunun hangi kesimindedirler. Bilinmesi lazımdır.
   Yıllar  önce bir Fransız yazarın Fransız parlamentosunda eğitim üzerine yapılan tartışmaları anlatan kitabını okumuştum. Yazar, Fransa'da her yerde, en önce eğitim üzerine konuşma ve tartışmaların geldiğini söylüyordu. Çünkü yabancı ve ileri ülkelerde eğitim başka türlü algılanmaktadır. EĞİTİM oralarda KURTARICI gibi görülmektedir.Biz o noktada, o algılamada değiliz. Dikkat ederseniz Türkiye'de eğitim üzerine yazılar da az çıkmaktadır. Oysa Türk Eğitim Sistemi'nin öyle sorunları var ki yıllarca uğraşsanız çözemezsiniz. Çünkü kökleşmiştir, girift hale gelmiştir. Mesela Sıfır Çekmeler, sınıfta kalmalar, öğretmen ihtiyaçlarının karşılanmasındaki zorluklar hiç biteceğe benzememektedir. Eğitimde sorunların bitmesi şöyle dursun, yeni sorunlar çıkmaktadır. Cuma günü dükkânına uğradım bir okul velisi "BİLGİSAYARLI EĞİTİM"in beraberinde getirdiği çok yaşamsal sorunları anlattı. Yıkılmamak elde değil. Bilgisayarlara konmuş REÇETE BİLGİLERİN'in yanlışına doğrusuna bakılmaksızın kullanıldığını söyledi. Böylece öğrencilerin bilgisayarlara tutsak olduklarını belirtti. Dünden yarı okumuş bir kuşağın gündeme geleceğini ifade etti. Ne dersiniz? Çocuklarınızın, öğrencilerinizin bilgisayarlarında nasıl yararlandıklarını bir araştırır mısınız? Bilgisayarda çıkan metinlere öğrencilerin katkı yapıp yapmadıklarına bir göz atar mısınız?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol