SIMDI TÜRKIYE'DE SENLIKLER, FESTIVALLER ZAMANI

Timur 1402 de Ankara Çubuk Ovasi'nda karsilastigi Yildirim Beyazit komutasindaki Osmanli Ordusunu yendikten sonra çadirina çekilmis, savas alanini seyre dalmis. Bu sira kalabalik bir Osmanli Grubu'nun egelenmekte oldugunu görmüs ve "Bu Osmanli eglenmeyi bilir ve sever" demis. Bu nedenle "Osmanli'da oyun çoktur" derler. "Osmanli'nin oyunu, eglencesi bitmez" diye söylerler. Ancak Osmanli yüzyillar boyu eglenmeyi, eglenceyi bilmemistir. Osmanli eglenceyi Padisah Dügünleri'nde görmüstür. Eglenmeyi ve eglenceyi bilmedigi için Osmanlilar zamaninda YASAMA SEVINCI'ni içine gömmüstür. Cumhuriyet ise Türk insanina cosku getirmistir. Hatta bir gün Istanbul Florya Köskü önünde deniz kiyisinda oturmus, denizde kendisini çilginca alkislayan halki, gençleri görerek yanindaki Salih Bozok'a, "Salih, bu halka iki seyi kazandirmak zorundayiz. Biri hakkini aramayi, ikincisi Yasama Sevinci'ni ögretmeliyiz demistir. "Galiba Büyük Atatürk'ü bu dilegi zaman içersinde yerine gelir görünmektedir. Baksaniza Ilkbahar olur, Sonbahar olur Türkiye senliklerle, festivallerle eglenir durur. Kötü mü oluyor, hayir, halk yasama sevincini yansitiyor, onu dile getiriyor ve bunu bütün sikintilarina ragmen yapiyor. Kasabalar, sehirler su siralar cosku içersindedir. Kendi yörelerinin özelliklerini yansitan eglencelerle efkâr dagitmaktadirlar. Milyarlar harcaniyormus, olsun. Eski insanlar da yilda bir, bazen iki senlik yapip, eglenirlerdi. Bagbozumu Senlikleri, Hidrellez Senlikleri bu cümleden senliklerdir. Simdi onlari Sucuk Senligi, Ayçiçegi Senligi gibi yüzlerce çesidi olan senlikler izler olmustur. Kirklareli de KARAGÖZ KÜLTÜR SANAT ve KAKAVA ile eglenmektedir. Biz böyle bir eglenceyi 1990'li yillarin basinda Belediye Baskani Kadir Gökçe ve arkadaslarina önerirken simdi anliyoruz ki isabetli bir öneride bulunmusuz. Onlar da akilci ve gerçekçi düsünerek bu senligi önemseyip benimsediler. Belediye organizasyonu olarak halki eglenmeye davet ettiler.

Türk halki tabiati itibariyle dindar bir halktir ama ayni zamanda realist (Gerçekçi, Akilci, Pramatik (Faydaci) bir halktir. Devletten sikayetlerini türkülere dökmüstür fakat yine de devletine baglidir, "Devlete zeval gelmesin diye dua eder. Devletin çökmesini istemez. Zira devlet onun için BABA'dir. Türk halki tarih boyunca devletsiz olmamistir. Halk nereye, devlet nereye gitmisse halkla devlet hep beraber olmustur. Hakan ve Hatun devletin basinda görünmüstür. Devlet izin verdigi oranda da halk eglenmistir. Tabii halkin devleti karistirmadigi eglenceleri de olmustur. Karagöz, Ortaoyunu, dügünler, panayirlar, tabiatla ilgili Özel Günler (Hidrellez, Nevruz gibi) senlikler halkin kendi malidir. Halk Ortaasya'dan beri bu senlikleri yapmakta, yasatmaktadir. Yeryüzünün bütün halklarinda bu gelenek vardir. "Türk Halkinin Kültürü", Avrupa Halklarinin Kültürü kitaplarini okudugunuz zaman enva-i çesit Halk Eglencesi görmek mümkündür. Demek oluyor ki halkin özünde, tabiatinda bir Yasam Sevinci, Hayata Baglilik güdüsü vardir. Mustafa Kemal bunu öne çikarmak istemis, halkini gamli, kasvetli görmek istememistir. Çalisanin eglenmek hakkidir diye düsünmüstür. Tabii eglenmek de bir kültür isidir. Nasil eglenecegimizi bilmek gerekir. Dünyada insana ait faaliyetlerin hiçbiri bilgisiz, kültürsüz degildir. Çalismak bile bir bilgi ve kültür isidir. Insanin nasil çalisacagini, niçin çalistigini bilmesi gerekir. Eglence de öyledir. Niçin Egleniyoruz? Nasil Egleniyoruz? Bilinçsiz mi egleniyoruz, bilgisiz mi egleniyoruz? Varin sorularin yanitini siz kendi kendinize verin...

                                          nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol