"Anti-demokratik bir metin olan bu Anayasa, sistemi mesrulastirmak ve güçlendirmeyi amaçlamaktadir" diyen Demiraslan, "Anayasa degisikliginin en çok tartisilan ve reform olarak sunulan kismi, yargi ile ilgili düzenlemelerdir. Ancak iyi incelendiginde bu degisiklikler ile AKP'nin kendi tekelci iktidarini kurarken, piyasayi ve cemaatleri sinirlandirilamaz ve yargilanamaz kilmayi amaçladigi görülmektedir. Hükümet, kendi isteklerini hayata geçirmede zaman zaman kendini engelleyen yargiyi baypas ederek, kendi yargisini olusturmak istemektedir. Yapilan düzenlemeler, demokratik bir yargi reformu olmayip, yüksek yargiyi hükümetin kontrol ve etkisine alan yapidadir. Bu haliyle, kaldirilma iddiasindaki 12 Eylül Anayasasi güçlendirilmekte ve yenilenmektedir" dedi.
"Grev hakki gasp edilecek"
Referandumda oylanacak yeni Anayasa'nin sendikalara iliskin maddelerine deginen Demiraslan, sendikalarin grev hakkinin yeni Anayasa ile ortadan kaldirildigini, "Toplu Görüsme"nin, "Toplu Sözlesme" olarak degistirilerek Bakanlik bürokratlarindan olusan Uzlastirma Kurulu'nun kararinin baglayici kilindigini vurguladi. Demiraslan, "Açik olarak belirtmek gerekirse ILO (Uluslararasi Çalisma Örgütü) sözlesmeleri geregince kamu emekçilerinin yasal hakki olan grev, sahte demokrasi maskesiyle hazirlanmis olan yeni Anayasa metni ile gasp edilmek istenmektedir. Bu kadari bile kamu emekçilerinin ve onlarin emek örgütlerinin temsilcileri olarak bizlerin; emekten yana bir düzenleme getirmeyip, eski Anayasadan bile daha geriye düsen yeni metne hayir dememizin gerekliligini ortaya koymaktadir" diye konustu.
Ayrica YÖK'ü kaldirmayan bir Anayasa metninin "ilerici ve demokratik" bir metin oldugundan "söz edilemeyecegini" kaydeden Demiraslan, "Toplumsal mutabakat metni olmasi gereken Anayasalari degerli kilan, özgürlük ve hak temelli genel ilkeler üzerinde demokratik bir uzlasma saglanarak hazirlanmasi ve tüm toplum katmanlarinin taleplerini yansitmasidir. KESK ve ona bagli sendikalar olarak bizler, demokratik bir Türkiye yaratmanin yolunun temel hak ve özgürlükleri yok saymak, sendikal örgütlenmenin önüne engeller çikartmaktan degil; haklari güvenceye almak ve örgütlenmenin, demokratik mücadelenin önündeki tüm engellerin kaldirilmasindan geçtigine inaniyoruz" seklinde konustu.
Sendikalar olarak yeni Anayasa'dan beklentilerini siralayan KESK Kirklareli Åzubeler Platformu sözcüsü Yessari Demiraslan, sözlerini söyle sürdürdü;
"Kamu emekçilerinin grevli toplu sözlesme hakki anayasal güvenceye alinmalidir. 12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK kaldirilmalidir. Din ve vicdan özgürlügünün açik ihlali demek olan zorunlu din dersleri uygulamasi kaldirilmalidir. Aksi halde laiklik ilkesi tartismali hale gelecektir. Egitim ve sagligin en temel yurttaslik hakki olmasindan kaynakli olarak; her ikisinin de ücretsiz, nitelikli ve yasam boyu ulasilabilecek bir yapiya kavusturulmasi gerekmektedir. 12 Eylül döneminde hazirlanan ve toplumun örgütlenmesi, Türkiye'nin demokratiklesmesi önünde engel olusturan tüm yasalar ve düzenlemeler degistirilmeli, demokratiklestirilmelidir. Biz kamu emekçileri olarak elbette ki 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü olan Anayasayi savunmuyoruz. Ama emekçilerin en temel hak ve taleplerini içermeyen, bunlari güvence altina almayan, AKP'nin kendi siyasi amaç ve hedeflerine uygun olan Anayasa degisikligine de hayir diyoruz.
Bizler; kamu emekçileri olarak esit; özgür ve demokratik bir ülkede, baris içinde ve kardesçe bir arada yasami güçlendiren demokratik bir Anayasanin, ancak emek ve demokrasi güçlerinin yükselen mücadelesinin eseri olacagina inaniyoruz. Bu dogrultudaki mücadelemizi sürdürürken hem 12 Eylül Anayasasina, hem AKP'nin Anayasasina hayir demeye devam edecegiz. Bu konuda tüm kamu emekçilerini de göreve çagiriyoruz. 12 Eylül 2010 tarihinde yapilacak referandumda "Ne Dikta, Ne Dikte Anayasasi" siariyla hayir diyecegimizi tekrarliyoruz."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol