Sanayi Devrimi'nden Kanser Devrimi'ne

18. yüzyilin ortalarinda Avrupa’da baslayan, ancak Türkiye’ye çok uzun yillar sonra gelebilen sanayi devrimi, geç geldigi gibi çarpik, bilinçsiz ve çevresel kirlilik ve tehlikelerle birlikte büyüdü. Büyürken dogayi ve dogal kaynaklari hiçe sayarak ilerleme kaydetmek istedi. 1980’lerden sonra da özellikle Trakya’da hatiri sayili bir gelisme gösteren endüstrilesme, kirliligini aritmadan doga saldi. Bundan en çok etkilenen kuskusuz Ergene Nenri oldu ve Radikal Gazetesi’nin mansete attigi baslik gibi “Ergene Nehri”, “Ergene Zehri” haline geldi.  

Bu kirlilik beraberinde kanser basta olmak üzere çesitli hastaliklarin da gelisimine davetiye çikardi. Maalesef ülkemize geç gelen sanayinin kötü etkileri de üzerimizden geç gidecege benziyor. Önlemler derhal hayata geçirilmezse, Trakya insanini kötü günler bekliyor.

Trakya Üniversitesi ile Namik Kemal Üniversitesi’nin Çorlu’da yaptigi bir bilimsel arastirma, kanser konusunda bazi verilerin elde edilmesini sagladi. Arastirmaya yönelik yapilan açiklamada, bu arastirmanin her ne kadar kanserin nedenine yönelik bilgi vermedigi belirtilse de, durum tespitine yönelik olarak yapilan çalisma, yakin gelecek için iyi bir öngörü raporunu da bizlere sunmus oluyor. Arastirmaya, daha detayli bir çalisma yapmanin gerekliligi de eklendi.

“Çevre Kirliliginin Saglik, Yasam Kalitesi Üzerine Etkileri ve Kanser Duyarliligi” adi altinda yapilan arastirma için ilk olarak su bilgiler verildi:

Yerel Yönetim Halk Girisimi talepte bulundu

“Pek çok bilimsel rapora konu olan, medyada oldukça çok yer alan Ergene kirliliginin insan sagligi üzerine etkileri konusunda bir durum tesbiti yapmak amaciyla ve Çorlu Yerel Yönetim Halk Girisimi'nden gelen talepler üzerine, Trakya Üniversitesi Tip Fakültesi Halk Sagligi Anabilim Dali olarak, Tekirdag Valiligi ve Çorlu Kaymakamligi'ndan alinan 19 Kasim 2009 tarih ve 103-13115 sayili izinle 2010 yilinin sonunda Çorlu Ilçesi'nde Trakya Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali ile Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Halk Sagligi Anabilim Dali birlikte sonuçlari sunulan bu çalismayi baslatmistir.”

800 hane örnek sayi

Gerekli izinler alindiktan sonra, arastirma kapsamina alinacak yerlesim yerlerini belirlemek üzere yukarida sözedilen üniversitelerdeki bilim adamlari ile Tekirdag Saglik Müdürlügü ve Çorlu Toplum Sagligi Merkezi’nin birlikte çalismalara basladiginin belirtildigi açiklamada; bir Çorlu haritasi üzerinde çalismanin yapilacagi yerlerin, Çorlu deresine olan uzakligin, çevrede sanayi tesisi, çöp alani, baz istasyonu olup olmamasi gibi özelliklere göre belirlendigi, Çorlu deresine yakin yerlerden 400 ve uzak yerlerden 400 olmak üzere 800 hanelik bir örnek sayisi baz alindigi kaydedildi. Açiklamanin devaminda su cümleler yeraldi:

824 haneden veri toplandi

“Bu haneler Çorlu'nun degisik semtleri ile bagli köy ve beldelerinden seçilmistir. Çorlu Saglik Grup Baskanligi'nda, Grup Baskanligi'na bagli saglik personelinden seçilmis olan anketörlere, hane seçimi ve anket formunun nasil doldurulmasi gerektigi konularinda egitim yapilmistir. Daha sonra Anabilim Dali'mizda hazirladigimiz anket formu ile örnekteki sayi kadar ve rastgele biçimde belirlenmis hanelere gidilerek, evde bulunan 20 yasindan büyük bir kisi ile görüsülmüs ve kendilerinde ya da yakinlarinda kanser olup olmadigi, yakinlarindan kanserden ölen olup olmadigi ve varsa bu konuda daha ayrintili bilgi istenerek ankete kaydedilmistir. Anket çalismasi tamamlandiginda 824 haneden veri toplanmis oldugu görülmüstür. Daha sonra bireylerin kendi ifadelerine dayali olarak toplanan bu bilgiler Anabilim Dali'mizda bilgisayara girilerek analizleri yapilmistir.”

641 hane degerlendirmeye alindi

Arastirma öncesi kanser sikliginin, Çorlu Ilçe'sindeki hane sayisi ve cevaplama istememe, yetersiz cevaplama gibi sorunlar da dikkate alinarak yapilan hesaplamada 800 hanede çalisma yapilmasinin bu konuda yeterli olacagi belirtilerek, 800 hane dolasilmasi planlanmisken 824 hanenin dolasildigi ve bu hanelerde doldurulan formlardan 183 tanesinin, degerlendirme için yeterli bilgi içermemesi nedeniyle çalisma disi birakildigi, degerlendirmeye toplam 641 hanenin aldindigi söylenen rapora söyle devam edildi:

68 bin hanede 8 binden fazla ölüm

“Örnek büyüklügü 566 hane olarak hesaplandigindan 641 hane Çorlu Ilçesi’nin tümünü temsil etmek için yeterlidir. Sonuçlar söyledir; Anketi dolduran bireylerin verdigi bilgiye göre; toplam 33 hanede kanser hastaligina sahip birey bulunmaktadir (641 hanenin %5.15'i). Kendisinde Kanser Olanlar (19 kisiden 4'ü kanser türünü bildirmemistir) Akciger: 5, Meme: 6, Lenf: 1, GIS: 1, Larinx: 1, Cilt: 1, 

Yakininda Kanser Olanlar (Geriye kalan 14 kisi) Akciger: 4, Meme: 4, GIS: 4, Beyin: 1, Karaciger: 1 

641 hanede anketi cevaplayanlar; 49'u erkek ve 28'i kadin olmak üzere 77 yakinlarinin kanserden kaybedilmis oldugunu bildirmislerdir. Buna göre arastirma grubundaki hanelerin %12'sinde yasayan aileler bir yakinlarini kanserden kaybettiklerini bildirmislerdir. Buna göre göre 68 bin hanede bu kayiplar 8173 ölüm anlamina gelmektedir. Kaybedilen yakinlardaki bildirilen kanser türleri söyledir;

Kanser Türü (28 kisi kaybettigi yakininin kanser türünü bildirmemistir) Akciger: 20, Meme: 6, Mide: 6, 

Karaciger: 3, Girtlak: 3, Pankreas: 2, Kolon: 2, Rahim: 2, Lenf: 1, Beyin: 1, Prostat: 1, Lösemi: 1, Yumusak Doku: 1”

Arastirmaya göre kanserden kaybedilen kadinlardaki en küçük yas 31, en büyük yas 84 olmak üzere ortalama yasin 57,4 ve erkeklerde en küçük yas 21, en büyük yas 82 olmak üzere ortalama yasin 58,4 olarak bildirildigi beyan edildi. Bu çalismada görüsülen kisilerin verdigi bilgilerin esas alindiginin hatirlatildigi raporun devamin ise su açiklamalar yeraldi:

Ilçe genelinde kanser orani yüzde 6

“Buna göre Çorlu Ilçe genelinde %5.15 hanede bir kanser hastasi bulunmaktadir. Çorlu Ilçe genelinde, hane sayisinin 68.000 civarinda oldugu ögrenilmistir, buna göre 3502 kanser hastasi bulunmaktadir.

Hangi risk faktörlerinin kanserli gruplarda daha fazla miktarda olduguna iliskin yapilan analizlerin sonuçlarina göre Kanserli hasta bulunan evlerde yasayanlar; 

a) Çorlu'da 10 yildan daha uzun süredir yasamakta olduklarini,

b) Çorlu Dere'sine evlerinin uzakliginin 510 m’den daha az oldugunu,

c) Evlerine 100 metreden daha kisa mesafede bir baz istasyonu oldugunu bildirmislerdir.

Arastirilan, risk faktörü oldugu düsünülen diger özellikler açisindan kanserli aile bireyi bulunan hanelerle digerleri arasinda istatistiksel önemlilikte bir fark bulunmamistir.”

Çevresel kirlilik genis bölgeleri etkileyecek

Bu çalismanin, kanserlerin nedenine iliskin bilgi vermediginin alti çizilerek, çalismanin amacinin bir durum tesbiti yapmak, riskli alanlar ile kanserli hastalarin yogunlastigi alanlarin ne ölçüde örtüstügünü ortaya koymak oldugunu aktaran açiklamada; “Ancak çevresel kirliligin genis bölgeleri etkilemesi kaçinilmazdir. Nedenleri ortaya koymak için daha ayrintili çalismalara ihtiyaç vardir. Bundan sonra çalismalarin bu yönde yapilmasi geregini göstermektedir. Çevre kirliligi; kanser nedenleri arasinda çok önemli bir yer tutmaktadir. Dünya Saglik Örgütü verilerine göre tüm kanserlerin %40'i önlenebilir nedenlerle ortaya çikmaktadir. Kanser nedenleri içinde sigara kuskusuz çok önemlidir, ancak sigaraya odaklanip diger kanser nedenleri de göz ardi edilmemelidir” denildi.

Rapora yönelik açiklamanin sonunda ise bundan sonraki asamada neler yapilacagi detayli olarak söyle sunuldu:

Önlem almada hizli davranilmalidir

“1) Alici ortamlara (su, hava, toprak) aritim/filtreleme sürecinden geçmemis atik verme önlenmelidir. Kirletmeye tolerans taninmamalidir. Kirleten öder anlayisi yerine, kirletmemeyi temel alan bir yaklasim benimsenmelidir. 2) Çorlu Deresi'nden ve Ergene Nehrinin denize döküldügü yere kadar çesitli yerlerden alinan su örneklerinden kirleticilerin neler oldugunun, ne düzeyde bulundugunun ve de nerelerde, hangi kaynaklardan suya karistiginin belirlenmesine ihtiyaç vardir. 3) Çorlu deresi ve Ergene Nehrinin sulari ile sulanan ürünlerde ve bu suyu içen hayvanlarda, dere suyundaki kirletici maddeler aranmalidir. 4) Çalisma ve yasam ortamindan endüstriyel kirleticilerden kaynaklanabilecek  sorunlarin önlenmesi, erken tanisi ve yönetimi hakkinda  kapsamli egitim çalismalari yapilmalidir. 5) Ergene ve kollarinin geçtigi tüm yerlesim yerlerindeki kanser de içinde olmak üzere çevre kirliligi ile baglantili kronik hastaliklarin sikliklari belirlenmelidir. a. Kirklareli ve Tekirdag'da özellikle sanayi bölgelerini hedefleyen kanser kayit merkezi kurulmalidir. Aktif sürveyans yapilmalidir. b. Ölüm nedenleri kayit ve bildirimi gelistirilmeli, ölüm nedenlerine yönelik arastirmalar yürütülmelidir. c. Gerek bilgi üretimi, gerek sorunlarin tanimlanmasi ve alinmasi gereken önlemlerin belirlenmesi süreçlerinde bölgedeki akademik kaynaklar ve toplum ile açik bir isbirligi saglanmali, bulgular ve sonuçlar kamuoyu ile paylasilmalidir. d. Sorumlu birimlerde (Saglik Bakanligi, Çevre ve Orman Bakanligi) bölgeye ait kirlilik, kirletici verileri, alinmis ve alinmasi planlanan önlemler, kanser tarama ve sürveyans verileri açik bir biçimde  kamuoyu ile paylasilmalidir. 6) Endüstriyel kirlenmenin bölgede yasayanlar ve çevre üzerindeki zararlarinin gösterilmesi; kanserin dogasi geregi  etkene maruz kaldiktan sonra uzun zaman geçmesi gerekliligi ve arastirma tekniklerinin teknolojik donanim, para, yetismis eleman ve uzun bir zaman gerektirir. Bu nedenle zararli etkenlerin varligi ve insanlarin bu etkenlere maruziyeti tartisilmaz iken- bu konuda tüm taraflar hemfikirdir- bu konuda önlem almada hizli davranilmasi geregi çok açiktir. Kirlenmenin önlenmesi daha çok maddi bir sorun iken, kirlenme maddi ve manevi bedeli çok agir sorunlar demetidir. Koruma, bozulani düzeltmekten her zaman daha ucuz ve etkilidir.  

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol