"Saglikli beslenme, organik tarimla mümkündür"

Kirklareli Il Tarim Müdürlügü, çiftçileri organik tarim konusunda bilinçlendiriyor. Saglikli beslenmenin en önemli etkenlerinden biri olan organik tarimla ilgili olarak ilimizde birçok sinirötesi isbirligi projesinin de yapildigi bilinirken, Il Tarim Müdürlügü, resmi web sitesinde bu konuyla ilgili önemli açiklamalara yer verdi. Öncelikle organik tarimin ne demek oldugunu çiftçilere açiklayan müdürlügün sitesinde su bilgilere yer verildi "Ekolojik Tarim ; üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her asamasi kontrollü ve sertifikali tarimsal üretim biçimidir. Ekolojik tarimin amaci; toprak ve su kaynaklari ile havayi kirletmeden ,çevre, bitki, hayvan ve insan sagligini korumaktir. Ekolojik tarimin geçmisi 20.yüzyila dayanmaktadir. Zira çevre bilinci ve ozon tabakasindaki incelme ve dünya geleceginin tehlikeye girmesi gibi konular gündeme gelmistir.
Önceleri çok çesitli yöntemler ve teoriler gelistirilmis, hatta bu yöntemlere astrolojik boyutlar katilarak ay ve yildizlarin etkisini de üretime katan ekoller ortaya çikmistir. Tüm bu ekoller incelendiginde görülen temel öge ; ekolojik dengenin korunarak , bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte aile isletmeciligi seklinde yapilmasi , dolayisiyla üretimden tüketime kisa devrelerin kurularak kendi kendine yeterliligin saglanmasidir.
Bu özelligi nedeni ile 1. ve 2. Dünya savaslari sirasinda popüler olan ekolojik tarim 1950 yilindan sonra Amerika Birlesik Devletlerinin Marshall yardimi ile önemini yitirmis , saglanan ekonomik katkilar ve asiri desteklemeler sonucu entansif tarim süratle yayilmis, makinelesme, kimyasal ilaç ve gübreler ile kimyasal katki maddeleri kullanilmaya baslanilmistir. 60'li yillarin sonunda Avrupa Toplulugu nun kurulmasi ve uyguladigi tarimsal destekleme politikalari ,1970 de pestisitlerin ve kimyasal gübrenin kesfi de bu gelismeye katkida bulunmustur.
Ancak "Yesil Devrim" olarak adlandirilan bu tarimsal üretim artisinin dünyadaki açlik sorununa bir çözüm getirmedigini, aksine dogal dengeyi ve insan sagligini süratle bozdugunu gören kisi ve gruplar bu konuda arastirmalara baslamislardir . Bu arastirmalarin sonucunda bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskisiyla 1979 yilindan itibaren DDT grubu pestisitlerin kullanimi A.B.D.den baslayarak tüm dünyada yasaklanmistir. Bu durumda ekolojik tarim tekrar gündeme gelmis , 1980 yilindan sonrada tüketicilerin baskisiyla aile isletmeciligi seklinden çikarak ticari bir boyut kazanmistir. ABDde 0-2 yas grubu çocuk mamalarinin imalinde ekolojik ürünlerin kullanilmasini zorunlu tutan yasanin da bu ticari boyuta katkisini belirtmek gerekir.
Ekolojik ürünler ticarete konu olunca beraberinde kontrol ve sertifikasyona iliskin yasal düzenlemeler gündeme gelmistir. Avrupada önceleri her ülke kendine göre bazi düzenlemeler yapmis , daha sonra 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Toplulugu içinde ekolojik tarim faaliyetlerini düzenleyen 2092/91 sayili yönetmelik yayinlanarak yürürlüge girmistir.
Ülkemizde ekolojik tarim faaliyetleri 1986 yilinda Avrupadaki gelismelerden farkli sekilde, ithalatçi firmalarin istekleri dogrultusunda, ihracata yönelik olarak baslamistir. Önceleri ithalatçi ülkelerin bu konudaki mevzuatina uygun olarak yapilan üretim ve ihracata, 1991 yilindan sonra Avrupa Toplulugunun yukarida adi geçen Yönetmeligi dogrultusunda devam edilmistir. Daha sonra 2092/ 91 sayili yönetmeligin 14 Ocak 1992 tarihinde yayimlanan 94 /92 sayili ekinde ; Avrupa Topluluguna ekolojik ürün ihraç edecek ülkelerin uymak zorunda oldugu hususlar ayrintilari ile belirtilmis ve ülkelerin kendi mevzuatlarini uygulamaya koymalari ve bu mevzuatin da dahil oldugu çesitli teknik ve idari konulari içeren bir dosya ile Avrupa Topluluguna basvurmalari zorunlulugu getirilmistir.
Avrupa Toplulugundaki bu gelismelere uyum saglamak üzere Tarim ve Köyisleri Bakanligi çesitli kurum ve kuruluslarin isbirligi ile Yönetmelik hazirlama çalismalarina baslamis ve "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine Iliskin Yönetmelik" 24 Aralik 1994 tarih ve 22145 sayili Resmi Gazete de yayinlanarak yürürlüge girmistir.
Yönetmelik; alternatif bir üretim sistemi olan ekolojik (organik) tarimin gerçeklestirilmesini saglamak amaci ile çikarilmis olup Türkiye de ekolojik tarim yapan üreticilerin ürünlerinin ekolojik olarak degerlendirilebilmesi için gereklidir. Ister ihracat için olsun isterse yurt içi tüketim amaciyla üretilen ürünler bu yönetmelikte belirtilen kurallar dogrultusunda ekolojik olarak degerlendirilirler. Yönetmeligin çikarildigi yil itibariyle yetersizligi söz konusu olmayip, bugün için bilhassa ürünlerin Avrupa;ya ihraç edilmesi sebebiyle Avrupa Topluluguna ait Ekolojik Tarim Yönetmeligi ile uyum saglamasi gerekmektedir. Bu konuda Bakanligimiz Ekolojik Tarim Komitesi ve Ulusal Yönlendirme Komitesinde üye olan resmi ve özel kuruluslar ile bir çalisma yapilmaktadir
Ekolojik ürünlerin üretilmesi, islenmesi, etiketlenmesi, depolanmasi ve pazarlanmasi asamalarinda uyulmasi gereken kurallar 5 kisim ve 40 maddeden olusan bu Yönetmelik de ayrintili olarak belirtilmistir. Yönetmelik ayrica 6 adet ek içermektedir.
Daha sonra adi geçen Yönetmeligin bazi maddelerinde uygulamada rastlanilan aksakliklari gidermek amaciyla degisiklik yapilmis, ekolojik tarim faaliyetleri sirasinda yapilacak kusur ve hatalara karsi uygulanacak yaptirimlarin da yönetmelikte yer almasi saglanmistir. Düzeltme Metni 29 Haziran 1995 gün ve 22328 sayili Resmi Gazetede yayinlanarak yürürlüge girmistir.
â?~Avrupa Topluluguna Ekolojik Ürün Ihraç Eden 3. Ülkeler' listesinde yer almak üzere de gerekli bilgileri içeren bir â?~Teknik Dosya' hazirlanarak öngörülen süre içinde Disisleri Bakanligi kanaliyla resmi basvuru yapilmistir. Bu konudaki en büyük eksikligimiz; Yönetmeligimizin bir kanuna dayanmamasidir. En yakin zamanda â?~Tarimsal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine Iliskin Kanun'un çikarilmasi gerekir.Basa Dön
YÜRÜTME VE IZLEME ORGANLARI
Organik Tarim Ulusal Yönlendirme Komitesi; Bakanlik Tarimsal Üretim ve Gelistirme Genel Müdürü baskanliginda, Devlet Planlama Teskilati Müstesarligi, Dis Ticaret Müstesarligi, Gümrük Müstesarligi, Sanayi ve Ticaret Bakanligi, Saglik Bakanligi, Çevre ve Orman Bakanligi, Ihracati Gelistirme Etüt Merkezi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi, Veteriner Hekimleri Birligi Merkez Konseyi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birligi, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birligi Dernegi, Türkiye Ziraat Odalari Birligi, Ihracatçi Birlikleri, sivil toplum örgütleri ile Komitenin toplanti gündemiyle ilgili görüslerinin alinmasinda yarar gördügü kurum ve kuruluslarin temsilcilerinden olusur."
Komite ekolojik tarimin gelistirilmesi ve uygulanmasi ile ilgili stratejileri belirlemek üzere yilda en az iki kez toplanir ve alinan kararlari tavsiye niteliginde olmak üzere Ekolojik Tarim Komitesine iletir.
Organik Tarim Komitesi (OTK); Bakanlik Tarimsal Üretim ve Gelistirme Genel Müdürlügü baskanliginda; Koruma ve Kontrol Genel Müdürlügü, Tarimsal Arastirmalar Genel Müdürlügü, Teskilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlügü, Arastirma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Baskanligi, Dis Iliskiler ve Avrupa Toplulugu Koordinasyon Dairesi Baskanligi tarafindan görevlendirilecek temsilcilerinden olusur. Komite üye sayisi ile yukarida adi belirtilen kuruluslardan komiteye alinacak üye sayisini Tarimsal Üretim ve Gelistirme Genel Müdürlügü belirler. Komite baskanligi ve sekreteryasi, Tarimsal Üretim ve Gelistirme Genel Müdürlügü tarafindan belirlenen Daire Baskanliginca yürütülür.
Bu komite ülkedeki ekolojik tarim faaliyetlerinin takip ve kontrolünden sorumludur. Bu nedenle kontrol kuruluslarina çalisma izni verir, çalismalarini denetler Yönetmeligin 24. Maddesinde yer alan yaptirimlari uygular. Yaptigi çalismalarda Ulusal Yönlendirme Komitesinin tavsiyelerini dikkate alir.

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol