Sağlıklı Yaşam Konferansı'na yetersiz katılım şaşırttı

12-18 Kasım Dünya Diyabet ve Obezite günü nedeni ile Kırklareli Kent Konseyi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kırklareli Şubesi'nce 16 Kasım 2015 Pazartesi günü (Dün) 14.00'da Kırklareli Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenlenen konferans sahipsiz kaldı.
Dün Kırklareli Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 14.00'da Kırklareli Kent Konseyi ve ÇYDD Kırklareli Şubesi'nce düzenlenen  Sağlıklı Yaşam Konferansında katılımın az olması dikkatlerden kaçmadı.

Koltukların boş kalması ve katılımın bukadar az olması ise beklentileri karşılamadı. 12 -18 Kasım Dünya Diyabet ve Obezite günü nedeni ile düzenlenen konferans yeterli katılımcıya ev sahipliği yapamadı.
Lüleburgaz Özel Medikent Hastanesi diyatisyenlerinden Merve Ayyıldız'ın konuşmacılığını yaptığı konferansa Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Seyfi Meriç, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç, Türkiye Sakatlar Derneği Kırklareli Şube Başkanı Arif Uzunoğlu, Kırklareli Üniversitesi Pınarhisar Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Ali Çakır, Kırklareli Belediye Başkanı'nın eşi Sibel Kesimoğlu ve vatandaşlar katılım gösterdi.
"Yarınlarımıza vereceğimiz bir heabımız olacak ama cevabımız olamayacak"
Konferansın başlangıç konuşmasını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şube Başkanı Birsen Meriç yaparken şunları aktardı; "Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kırklareli Şubesi adına hepinizi selamlıyorum hoş geldiniz. Hepinizin bildiği gibi insanlarımızın başındaki en büyük belalardan biri kanser, diğeri ise eminim ki diyabet ve obezitedir. 1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer felaketinden sonra insanlarımızın kaderi tamamen değişmiştir. Bu felaketin yıllar içinde ne kadar korkunç sonuçları olduğunu, bir hastalık olduğunu, ve insanların bu hastalığın pençesine düşürüldüğünü gördük.
Üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen olumsuz etkileri hala devam etmektedir. Neredeyse normal ölümler yok denecek kadar azdır. Çevreye, doğaya, tüm insanlığa, tüm canlılara bu kadar çok zararı olan nükleer santrallerden tğm dünya arınmaya çalışılırken, cennet ülkemin dört bir yanına kurulması için çalışmalar yapılmaktadır. Para hırsı, kar hırsı, insanlığın yaşama hakkının önüne geçmektedir. Yok sayılması insanlık ayıbıdır bize göre. Tepkisizlikse daha büyük ayıptır. Yarınlarımıza vereceğimiz bir hesabımız olacak ama cevabımız olamayacaktır.
"Ne yiyeceğimizi
bilemez hale geldik"
Diyabet ve obezite insanlığın başındaki ikinci felaket. İkisi birbirinden farklı hastalıklar gibi dursa da bağlantıları bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Ve bizleri etkisi altına almış durumdadır. Fast foodların mantar gibi açıldığı, hazır gıdaların al benili paketlerde raflara dizildiği ülkemizde, nasıl ne yapacağımızı, neler yiyeceğimizi bilemez duruma geldik. İşte bu konularda beslenme alışkanlıklarımız için sağlıklı nasıl besleniriz ve obezite üzerine bizi uyarması, yardımcı olması, farkındalık yaratması için Lüleburgaz Medikent Hastanesi Dişyetisyenleri'nden şehrimizin kızı , sevgili kardeşimiz Merve Ayyıldız'dan yardım istedik sağolsun bizi kırmadı. Ve şimdi aramızda." diyerek sözü Diyetisyen Merve Ayyıldız'a bıraktı. Ayyıldız: "12-18 Kasım obezite ve diyabet haftası. Bu haftada sağlıklı beslenme ile ilgili bizim üstümüze çok fazla yük düştü. Biraz yoğun çalışıyoruz. Birazcık sağlıklı ve dengeli beslenmeden bahdelim. Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmek nedir? Sürekli bunu kullanıyoruz, sağlıklı ve dengeli beslenelim. Beslenmek canımızın ne istediğini karın doyurmaktan ziyade doğru zamanda, doğru besinin, doğru miktarda yenmesi demektir. Peki bizim için doğru besin nedir? Doğru miktar ve doğru besin aralığı nedir? İnsan hayatında yaşamın sürdürülebilmesi, yaşam kalitesinin arttırılabilmesi için elliden fazla besin öğesi bulunuyor. Ve her besin öğesi için almamız gereken miktarlar bizim için belirlenmiş durumda. Bunlardan herhangi birinin az alınması dengesiz ve sağlıksız beslenmeye yol açıyor.
"Dengeli beslen, sağlıklı ol"
Gereğinden fazla besin tükettiğimizde ise yağ depolandığı için fazla yağlanma sebebi ile dengesiz beslenmeye yol açıyor. Güzel bir sloganımız var dengeli beslen, sağlıklı ol. Şuanki hayatımızda var olan hastalıkların %35'i beslenme kaynaklı. Yani yakalandığınız grip, diyabet, kanser gibi hastalıkların %35'i beslenmeye dayanıyor. 4 çesşit temel besin grubumuz var. Bunlardan biri süt grubu, ikincisi et, kurubaklagil ve yumurta gurubu, üçüncüsü sebze ve meyve grubu, dördüncüsü ekmek ve tahıl grubu. Süt grubunun içinde yoğurt, peynir gibi ürünler bulunuyor. 1 su bardağı süt, bir su bardağı yoğurt , bir su bardağı ayran bir porsiyona tekabül ediyor. Fakat bu durum gebelerde, emzikli annelerde ve ergenlik dönemindeki çocuklarda 3 veya 4 porsiyona kadar yükselebiliyor.
"Küçük balıklar büyük balıklara göre daha yağlıdır"
Dikkat ettiyseniz yaş düştükçe ve yükseldikçe porsiyon miktarlarında bir artış söz konusu. Satın alınan süt ürünlerinin kablarının bir kez daha kullanılmaması gerekiyor hijyen açısından bunu da belirtmek istiyorum. Etlere gelecek olursak, her gün çocuklarda mutlaka iki üç köfte kadar tüketilmeli. Tam balık mevsimindeyiz şuan fiyatlar da oldukça düşmüş durumda. Oyüzden haftada mutlaka iki kez balık yenmeli. Küçük balıklar büyük balıklara göre daha yağlıdır. Oyüzden büyük balık tüketmenizde fayda var. Yumurtaya gelirsek, çiğ yumurta kesinlikle tüketilmemeli. Yumurta kolestrol konusunda aklandı. Çok konuşuldu, çok tartışıldı. Yarın ne olur bu konu hakkında bir bilgim yok. Kalp damar hastalıklı kişilerin mutlaka haftada iki kez tüketmelerinde fayda var.Yumurtanın içinde bulunan maddeler beyin gelişimi açısından önem teşkil ediyor. Okul çağı çocuklarında tüketilmesi oldukça önemli. Yumurta pişirildiğinde etrafında yeşil bir halka oluşur. Demir sülfür denen bir halkadır. O yumurtanın bayat olduğunun bir göstergesidir. O yüzden bayat yumurta tüketmemenizde fayda var. Kiloya gelecek olursak. Kilo; boyun metre cinsinden karesine bölünerek elde edilen bir rakam. Eğer ki bu rakam 18.5'in altındaysa zayıf gruptayız, 18.5 ile 24 arasında normal gruptayız, 25,29 arasında ise hafif, 30, 35 arasında birinci derece, 35,39 arasında ikinci derece, 40 ve üzeri bizim için artık morvit obezite oluyor. Şuanda yağ ve kas ölçümü yapan cihazlarımız var ona göre kullanıyoruz. Mutlaka karşılaşmışsınızdır, aynı kiloda olan iki kişi vardır fakat ikisi arasında farklılıklar vardır. Bunun sebebi yağ ve kas oranlarının farklılık göstermesidir. Birinin 50 kilo kas ve iskeleti varken, 10 kilo yağı oluyor, birinin 40 kilo kas ve iskeleti varken, 20 kilo yağ oluyor. Tabi ki 20 kilo yağ oranın olan birisi çok daha kilolu görünüyor. Veya benim danışanlarım geliyor, 1.90 boyunda, 95 kilo beden kitle endeksi 32'lerde çıkıyor benim için birinci, ikinci derecede obez görünüyor ama vücudunda %12 yağ var gayet ideal. Bir diğer yöntem bel ölçüleri.
"Erkeklerde bel ölçüsü 94, bayanlarda 88 cm.nin üzerinde olmamalı"
Erkeklerde 94 santim, kadınlarda 88 santimin üzerinde olmamalı. Erkeklerde 102 santimi geçiyorsa, kadınlarda 88 santimi geçiyorsa bazı hastalıklar için riskler başlamış demektir. Peki kilo almanızın sebebi yanlış veya dengesiz beslenmekten ziyade bir hastalık olabilir mi, bir hastalık buna yol açabilir mi? Bizim belli başlı hastalıklarımız var. Bunu saptamanızda en iyi yöntem diyetisyene veya herhangi bir dahiliye uzmanına gittiğinizde, tespit edilmemiş bir hastalığınız ortaya çıkıyor ve kontrol altına alınıyor. Obezitenin birçok nedeni var. Yanlış beslenme, cinsiyet, sosyo-kültürel etmenler, sık aralıklarla düşük kalorili diyetler, sigara-alkol kullanımı, doğum sayıları, doğumlar arasındaki süreler gibi birçok etmeni var. "

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol