Herkesin yasama, maddi ve manevi varligini koruma ve gelistirme hakkini haiz oldugu ve hiçbir merci veya kimsenin bu hakki ortadan kaldirmak yetkisinin olmadigi ifade eden Öztürk, söyle konustu; "Saglik hizmetinin verilmesinde, hastalarin, irk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düsünce, felsefi inanç ve ekonomik ve sosyal durumlari ile sair farkliliklari dikkate alinamaz. Saglik hizmetleri, herkesin kolayca ulasabilecegi sekilde planlanip düzenlenir. Tibbi zorunluluklar ve kanunlarda yazili haller disinda, rizasi olmaksizin kisinin vücut bütünlügüne ve diger kisilik haklarina dokunulamaz. Bu kapsamda düsünüldügünde, hastalar ve saglik çalisanlarinin birbirini tamamlayan, ortak amaca yönelik ekip oldugu bir gerçektir. Amaç, hasta olan insanin sagligina kavusturulmasidir. Ancak, hastalara verilen saglik hizmetlerinin sunulmasinda, hekimler ve diger saglik çalisanlarinin zaman zaman maruz kaldigi siddet olaylarinin da oldugu bilinmektedir. Bunlarin yaninda, saglik personelinin hizmet verirken sorumlu oldugu hukuki yaptirimlar da bulunmaktadir."
Öztürk'ün yapmis oldugu konusmasinin ardindan Kirklareli Cumhuriyet Savcisi Mehmet Akçakoca basina kapali olarak katilimcilara 'Saglik Hukuku' konusunda bir sunum yapti.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol