SON KINALI KUZUM AYNI SONSUZ GURURUM

Son zamanlarda sanal alemden, sosyal faaliyetlerden ve adeta gerçek hayattan bile uzaklaştım, yoğunluktan dolayı geçen hafta ki yazımı bile yazamadım özür dilerim. Üçüncü ve son oğlum Sercan'ı askere gönderme telâşımız vardı, iki yıllık ertelemeden sonra emsalleri gelirken biz onu hayırlısı ile <topçu adayı> olarak Erzincan'a uğurladık. Doğal ve haklı olarak e ne var bunda diyenler olabilir. Önceki ikisine olduğu gibi buna da davul zurnalı eğlence yaptık ki; Çağlayık gibi küçücük kalan köylerde bu işler artık çok ama çok zor. Benim şanslı ya da şanssız tarafım emsalleri olmasına rağmen oğullarımın askere tek gitmeleri ve iyi olursa bu işin tabiri caiz ise şanı şerefi, kötü olursa her türlü sorumluluğun bana ait oluşudur. Defalarca yazdığım gibi eski yardımlaşmalar artık yok denecek kadar az olduğundan bütün yük aile ve yakın çevreye düşüyor. Bırakın yardımı artık köylerde bu tür işleri yapacak insan kalmadı, sonuçta eğlenecek oynayacak olan da lâzım. Üzerine bir de başarısız olmanızı arzulayanlar olunca sorumluluk ve stres iki kat artıyor, hizmet etmek kendi yakın çevrenize, eğlence de dışarıdan gelecek misafirlerin performansına bağlı oluyor. Gelen misafirlerin yeme barınma gibi her türlü ihtiyacını karşılamaktan çok yapılan hazırlıkların boşa gitmesi korkutuyor insanı, sonuçta yalnız kalmak ta var. Çok şükür ki; bu güne kadar hanemde düzenlediğim 5-6 etkinlikten alnımızın akıyla çıktık. Davetli davetsiz katılım gösteren uzak yakın herkese, her türlü emeği geçenlere sonsuz şükran borçluyum.
Hani büyükler kendi yaşayamadıklarını çocuklarında görmek isterler ya belki de ondandır; bizim asla askere giderken böyle bir güzellik yaşama şansımız olmadı. Maddi anlamda gerçekten garibandık, çevre köylere çok özenmemize rağmen bırakın düğün dernek yapmayı askerliğini rahat yapabilecek parası olan kaç kişi vardı acaba. Çağlayık köyünde ilk olarak 1970 doğumlu kardeşim 1990 yılında 7-8 arkadaşıyla grup olarak giderken, kız kardeşimin kına gecesine de denk gelmesi vesilesiyle asker davulu çalındı sonra adet haline geldi. Bizim gidişimiz, başında dertler gönlünde hüzünlerle bir acı ayrılıktan ibaretti, daha öncekileri ise düşünmek bile istemez insan, insanlar geçinmekten acizken kim neylesin düğünü eğlenceyi, aylar yıllar sürecek hasretin yoksulluğun acısı içini kor gibi yakarken. Çok şükür bu gün gelir - refah, eğitim - kültür seviyesi yükseldi. Askerliğin derdini gençlerden çok aileler çekiyor, analarını ikna edemediğim için İstanbul'a kadar arkalarından sürükleniyorum, gideli bir ay olunca haydi yemin merasimi varmış gitmezsen olmazmış vs. vs. Devlet bizden aldığı emanetlere bizden güzel bakıyor, ceplerine uçak biletlerini koyuyor, askerlerimiz işkence boyutuna varan eğitim ve cezalar yerine gerçek uzmanların elinde eğitiliyor. Bu gün askere giden bir genç gitmeden önce kendisine anlatılanlara inanamıyor.
Asker ruhlu milletiz, oldum olası coşkuludur asker uğurlamalarımız. Hele 80 li yıllarla birlikte başlayan ayrılıkçı terör belâsı kat be kat arttırdı coşkumuzu. Yıllar var ki gençlerimizi askere uğurlarken adeta son gözle baktık arkalarından. Belki iki çocuğu terör olaylarının ortasında görev yapan bir baba hassasiyetiyle yanlış düşünüyor olabilirim, ana yüreği daha yufka oluyor da baba olarak ben biraz alışmış olmanın verdiği, esas olarak ta çözüm beklentilerinin getirmiş olduğu çatışmasız ortam nedeniyle diğerlerinin aksine çok rahat gönderdim bu askerimi. Huzurlu olmasına huzurluydum da gururumdan hiçbir şey eksilmiş değildi, öyle sanıyorum ki kaç tane gönderirsek gönderelim hiç de eksilmez. Ben artık alıştım da kimi ilk kimi de tek oğlunu asker eden aileler vardı ki; onların heyecanı, hüznü, gururu görülmeye değerdi. Allah hepimize kavuşmayı nasip etsin.
Lütfen hiç kimse bayrak üzerinden, T.C üzerinden, dini milli değerlerimiz üzerinden siyaset yapmasın. Özellikle köy okulları taşımalı eğitime başlayalı beri köylerde adeta milli bayramlar unutulmaya yüz tuttu, bunu da bu iktidar istemedi ya. Üstelik köylerin kalabalık olduğu dönemlerdi, demek ki günün şartları onu gerektirmiş. Bizim köyde ben, başka yerlerde belki benim gibiler milli bayram günlerinde bayraklar asarız evimize sokağımıza. Hele asker göndereceğim zaman hiç alışılmamış ölçülerde donatırım bayraklarımı, dönemin tartışmalarına inat son seferde her zamankinden daha duyarlı oldum bayrak konusuna. Bu günlere kolay gelmedik, bu vatan, bu bayrak tartışılmaz tartışılmamalı. Sadece Şehit evleri bayraklarla donatılmasın, asker evleri de bu gururdan nasibini alsın diye astım onlarca, metrekarelerce bayraklarımı, dosta güven düşmana korku olsun diye.                                                                                            sairmehmet39@hotmail.com                                                                                                             0539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol