“Her sey seninle baslar,” diyor ya su aralar okudugum kitap.
Dünyayi sevmek ve dünyayla barisik yasamaya gayret etmek, insanin kendisiyle barisik olmasiyla, barisik yasamasiyla basliyor aslinda.
Insanin kendini sevmesi diye bir sey vardir ya hani. Onunla.
Hani, baskalarindan saygi, sevgi, ilgi, sicaklik, muhabbet bekler ya insan… Iste o, önce kendisiyle barisik olmaktan, kendine deger ve önem vermekten geçiyor, kendine sevgi sunmakla basliyor.
Kendini insanca, dürüstçe, düzgünce sevemeyen insanin baskalari tarafindan sevilmesi, benimsenmesi hemen hemen mümkün olamaz.
Tabi, kendini sevmek demek, kendini göklere çikarmak, yatip kalkip kendini meth etmek, böbürlenmek degildir.
Anliyorsunuz, o iste. Kendisiyle barisik olan insanlarla baskalari zor kavga eder. Çünkü, kendisiyle alabildigine barisik olan insanin, birileriyle kavgaya, dalasa meragi, niyeti, meyli yoktur zaten. Öyle mi? Öyle.
Hatta, isin hos yani… Kendisiyle barisik, kendisini adam gibi, insan gibi sevebilen birine, disardan olumsuz sinyaller, gereksiz gicirtilar ve elestiriler gelse de bu tatsizliklarin bile bir gün sevgiye, takdire dönüsmesi an meselesidir.
Böylesi zamanlarda bir paketin içinde dikenler sarili gibi durur da…
Dikenlerin arasinda gül oldugu daima olasilik dahilindedir.
Kusursuz insan yoktur ya hani…
Kusurlarini gizleyebilen, azaltabilen, kusursuz görünmeye gayret eden ve olabildigince basaran insanlari sevmek kolaydir.
Hüner, kusurlariyla yasayan, kusurlarini insanca sergileyen birilerini, gerektiginde sevebilmektir.
Çünkü, bir insani sevebildigimiz ve yaklasabildigimiz ölçüde taniyabilir, derinlerine inebiliriz.
Bir insani içtenlikli sevmeden, içtenlikli kucaklamadan tanimak, derinlerine inebilmek mümkün degildir.
Küsmek ve dislamak degil, sevmek önemlidir. “Seni seviyorum,” derken inanarak söylemek ve içtenlikli olmak.
Hani, bilindik söylemdir ya: “Insanlari ulu orta yargilarsan, onlari sevmeye zaman bulamazsin,” der. Öyledir tabi. Sevgi önemli, sevebilmek insanca bir duygu.
Tabi ki saygi. Sevgi ile saygi ikiz kardestirler. Birisi olmadan öbürü garip kalir. Birisi olmadan öbürü yarim kalir. Tek ayakli bedene benzer. Yürümez öylesi iliskiler. Sevgiye dönüsemez. Hep kavga modunda kalir. Iste o zaman insanlarin karsilikli sorumluluklari girer devreye. Sevgi ve saygi, sorumlulugu gerektirir çünkü.
Bir insan, baskalarinin kendine dostça davranmasini bekliyorsa eger, bekleyecekse…
Öncelikle kendisi, çevresine, yakin iliskide oldugu insanlara veya günlük yasamda karsilastiklarina dürüst ve dostça davranmak zorundadir.
Gerek yüzyüze, gerek tel ucundan söylesirken, sesteki tini önemli. Ses, önemlidir. Yüz görülmese de, sesin tinisi çok sey aktarir karsidakine.
Gülümsemek önemlidir. Telefonda da olsa. Telin öbür ucuna giden gülümseyis mutlaka birilerine ulasacak, mutlaka artiyi olusturacaktir.
Insanlar her an birilerine gereksinim duygulariyla vardir. Yer yüzünde bir tek insan yoktur ki, birilerine gereksinme duymasin.
Önemli olan birilerine gereksinim duydugumuz anlardaki tutumumuz degildir. Sevgimizi alabildigine yüreklice sundugumuz zamanlardir bizi insan kilan.
Sinirsizca ve hesapsiz, içtenlikli, onurlu, güvenli sevebildigimiz zamanlar, yasamimizin en anlamli, en olumlu anlaridir. Bizi büyüten, bizi besleyen…
Yani, diyor, “Her gönülde çiçek olacagina, bir gönülde buket ol.” Iste bu.
Sevgide saran kollar gerekli, iten degil. Kollarin saramiyorsa, seni de saran bulunmaz. Ve, saramiyorsa kollarin, tutunamazsin.
Gerektiginde birilerini takdir etmek ne kadar önemlidir, biliriz.
Sevgiyi söylemek te…
Ne demistik? “Takdir edilmek duygusu, saglikli bir cinselligin verdigi hazza esittir.”
Yani, takdir edilen bir insanin yüregi o an adeta orgazm halindedir.
Bunu da insanlara çok görmemek gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol