SEÇIM YENI SORUNLAR MI GETIRECEK?

Çok partili hayata geçtigimiz 1946'dan bu yana yapilan yerel ve genel seçimleri izlemis bir kimseyim. Seçilmek için de halkin önüne çiktigim, sonradan seçilmekten vazgeçtigim de olmustur. Vazgeçmemin nedeni de 1970'li yillarda Yayla'da konusma yaptigim bir sirada yasli bir Kirklarelili'nin, "Hocam hocam senin söylediklerin güzel seyler ama sen beni dinlersen kendi isine dön. Hocam, bize YAMUK INSAN lazim, çünkü biz kendimiz yamukuz" sözü olmustur. Her seçimde bu sözü hatirlarim, vatandasin ne demek istedigi üzerinde düsünürüm. 1950'li yillarda ortaya çikan Köylü Mehmet Aga örnegini de gözardi etmis degilim.
Mehmet Aga milli mücadeleden geldigi için CHP'li olarak taninmistir. Köylüler, politikacilar her CHP kongresinde onu görmüslerdir. Fakat günlerden bir gün Mehmet Aga Demokrat Parti kongresinde parmak kaldirirken görülmüs ve bu görüntüye herkes sasirmistir. Mehmet Aga'nin partisini birakip bir baska partiye gitmesi ihtimali üzerinde durulmustur. Mehmet Aga ise parti degistirip degistirmedigi sorusuna, "Yok canim der, köylüler bana isimiz gücümüz var. Kongrelerde bizi temsil et. Ben de hem CHP'yi hem DP'yi idare ediyorum. Bunda sasilacak bir sey yok. "1950'li yillarda çok anlatilmis, konusulmus olan bu olay ortaya AYLAK ADAM sorununu çikarmistir. Yani 1950'li yillarda parti kongrelerine gidenler köyün Aylak Adamlari olarak görülmüslerdir. Isi gücü olmayan insanlarin partilerde yer aldigi kabul edilmistir. Particilik Aylak Adam isi zannedilmistir.
Bugün seçim meydanlarindaki kalabaliklar bize bunu hatirlatti. Tabii bu vesileyle ünlü politikaci, Kirsehirli Osman Bölükbasi'ni da hatirlamak gerekmistir. Demokrat Parti Genel Baskani, Basbakan Adnan Menderes bu nüktedan, namuslu ve konuskan politikaciyi seçtirmemek için Kirsehir'i vilâyet olmaktan çikarmistir. Ancak basarili olamamis, Bölükbasi partisi ile muhalefetini sürdürmüstür. O yillarda dogan, diplomatlik mesleginden bugün politikaya atilmis bulunan oglu Deniz Bölükbasi'nin adini niye DENIZ koydugunu soran Ismet Inönü'ye "siyasi ve ahlaki kirliligin temizlenmesi için" diye söylemistir. Osman Bölükbasi ayni zamanda meydanlari dolduran kalabaliklar için "Sap çok fakat dane yok" derdi. meydanlarda konusmacilara lâf atanlar için de "Bunlar Beylik Ambari'ndan" (Hazine'den, devletten) beslenenler" dir diye söylerdi.
Suraya gelmek istiyorum. Dogru seçim ve degerlendirme yapmak için meydanlardaki kalabaliklari saglikli bulmuyorum. Bu meydanlara gidenlerin içinde meraklilar, sandiga gitmiyecek olanlar, orada, burada, surada görünmeyi pragmatik bulanlar, partilerine içtenlikle bagli olanlar, iktidar partisinin mitinglerinde Beylik Ambari'ndan beslenenler, yardim görenler vardir. Ve tabii meydanlara gelmeyi gereksiz görenler de oldugunu unutmamak gerekir. Ki anketler bu KARARSIZ ve ILGISIZLER'in yüzde 16 dolayinda olduguna isaret etmektedirler. Bütün bunlari dikkate aldigimizda 22 Temmuz Seçimi sonuçlarini üç asagi bes yukari, kesin olarak söylemek zordur. Ancak sunu söylemek mümkündür, bu seçim Türkiye'ye istikrar getirmeyecege benzemektedir. Parti liderleri birbirlerine hakaret ederek seçim kampanyasi yürütmektedirler. Bunlarin olasi bir koalisyon durumunda birbirlerine sicak bakmalari, birbirlerine içtenlikli davranmalari bize biraz zor gibi geliyor. Gerçi devlet yönetiminde KÜS olunmaz ama insanin her zaman bir zayif tarafi vardir. Kaldi ki seçim baska sorunlari da gündeme getirecek gibi görünüyor.
Özet olarak söylemek gerekirse bu seçim SÜRPRIZ yapmazsa bir iki yil içinde bir erken seçimi gündeme tasiyacak gibidir. Dileriz ki halk, oyunu memleket ve güzel bir gelecek için kullanir. Buna çok ihtiyacimiz vardir. Bu açidan 22 Temmuz Seçimi simdiye kadar yapilmis olan seçimlerin en KRITIK ve en STRATEJIK olanidir.
nazifkaracam@gazetrakya.com