SEÇİMLERDE SON DÜZLÜK

30 Mart'ta yapılacak olan ve sanki bir referandum niteliğinde görülen 'Yerel Yönetim Seçimleri'nde son düzlüğe girildi. Bir 'Yerel Yönetim' seçimi, neden referandum niteliğine veya 'Genel Seçimler' statüsüne dönüştürülür ya da öyle gösterilmek istenir anlaşılır değil. Bunun, anlaşılabilir bir tek nedeni olabilir; Ülke, ya savaşlar nedeniyle bürokratik ve hukuksal sistemi oldukça tahribat görmüş ve yeniden reorganizasyona ihtiyacı vardır, ya da ekonomik ve sosyal yapının savaş dışı olaylarla bir ciddiyeti ve güvenilirliği kalmadığı durumlarda yerellerden başlayıp bir bütün olarak ülkede demokrasi ve hukukun yeniden dizayn edilmesi düşünüldüğünde yerel seçimlerin anlam ve kapsamı genişletilebilir.
 Eğer, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere referandum niteliği veya genel seçimler statüsü anlamı yüklenmeye çalışılıyorsa bunun iki nedeni vardır:
1.Ya, ülkemizde barış ciddi olarak tehlikede ya da ülkemizin ekonomik ve sosyal durumunda ciddi sorunlar var.
2.Türkiye'de yaşayan ve temel nitelikleri itibariyle benzer olmayan inanç ve kimliklere sahip toplumların daha doğru bir yaklaşımla halkların ülke yönetimlerine talip siyasi yapılara pek güvenleri kalmadığından ilgisizler. Bunun da birçok nedeni vardır.
Örneğin; Bunlardan biri, iktidarda olsun muhalefette olsun, ülke ve yerel yönetimlere talip siyasi partilerin halka yönelik propagandaları nitelik, içerik ve kalite açısından halkı kapsamadığı ve onun beklentilerini karşılamadığını göstermektedir.
Bu seçim çalışmalarındaki ana tema göstermiştir ki; Türkiye'nin barış gibi, demokrasi gibi, adalet gibi, temel insan hakları ve özgürlükler gibi, ekonomik, ekolojik ve sosyal güvence gibi vb. en temel sorunlarına yönelik plan ve projeler bir yana, ekolojik ve tüm canlılar açısından ağır bedelleri olan rantiye esaslı albenisi yüksek yatırımlar, modern yaşamın teknolojik olarak yükseltilmesi, gelecek kuşaklara meydan okurcasına doğal kaynakların bugünden ve hoyratça tüketilmesi vb. doğrultuda anlayışlar hakimdir.
Biz, yine de bir tüketici olarak, bu kentte yaşamını sürdüren bir yurttaş olarak; şehrimizin yerel yönetimine talip siyasi parti yetkililerine bir çağrıda bulunup, gelecek dönem için taleplerimizi son kez bir daha yinelemek istiyoruz.
1.Flora ve faunasıyla (yani çiçeği ve böceğiyle), yeraltı ve yerüstü doğal varlıklarıyla, orman ve tarım alanlarıyla, havası ve suyuyla vb. anayasal haklarımız konusunda dünümüzü arıyoruz, yarınlarda da bugünlerimizi aratmayın!

2.Propaganda amaçlı olarak veya vaat olarak verdiniz sözlerin yerine getirilmesinde, insan ve toplum sağlığının ve/veya ekolojik çevre, sosyal ve toplumsal yaşamda barış ve adaletin, az bile olsa bir bedel ödemesi söz konusu ise, bunlardan vazgeçin!
3.Sakin ve şirin bir kimliğe sahip ilimizin AVM, yüksek konutlar vb. yapılaşmalara ihtiyacı yok. Demografik, sosyal ve ekonomik yapıyı temelden sarsan, tarım arazileri ve ormanların yok edilmesi pahasına, yer altı ve üstü suları ile doğal kaynakların sömürülmesine dayalı sanayileşmeye de ihtiyacı yok. Sürdürülebilir bir kalkınma programı ile hedefi insan ve doğa olan çağdaş, adil, kolay, ulaşılabilir ve şeffaf bir yerel yönetim hizmeti bize yeter ve kabulümüzdür.
Kent halkı için önceliklerimiz;
1.Ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de çocuklarımızın korunmaya ve güvenli bir yaşama ihtiyacı var. Tabii ki, bu konuda birinci derece sorumluluk ailelere düşüyor ama, yerel yönetimlerin sorumluluğu da göz ardı edilemeyecek kadar çok ve yaşamsal önemdedir.
2. Yine, ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de toplumsal yaşamın her alanında var olmaya çalışan kadınlarımızın hem evdeki hem de dışarıdaki sorumluluklarını kolaylaştıracak pozitif ayırım projelerini hayata geçirecek önemli kuruluşların başında yerel yönetimler gelir. Buna dair görüş, düşünce ve projelerin en kısa zamanda kamuoyu ile paylaşılması gerekir.
3. Biliyorsunuz ki, 'engellisini yok sayan bir toplum, engellidir'. Modern ve çağdaş bir kent yaşamında engelli hakları son derece önemli ve acil sorumluluk içerir.
Örneğin: Herkes, tüm yaşamsal alanlara ulaşmak hakkına sahiptir. Bu, çağdaş toplum olmanın önemli bir gereğidir ve yerel yönetimlere bu konuda çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Yerel yönetimler, yaptıkları sosyal ve teknik alt yapı yatırımlarıyla kent mekanının şekillenmesinde önemli role sahiptir. Kentsel ulaşım hizmetlerinin, kentteki her türlü açık alan ve yapının özürlüler için ulaşılabilirliğinin yerel yönetimlerce sağlanıyor olması, özürlülerin sosyal yaşama katılmasında fırsat eşitliğini sağlayan en önemli unsurdur.
Özürlülerin fiziksel çevreye ulaşılabilirliklerinin sağlanmasının yanında, çevre faktörlerinin özre neden olması da bir diğer konuyu oluşturmaktadır. Özellikle, trafik kazaları ve trafik kurallarına uyulmaması, bu sistemlerin bir bütün olarak sunulmaması, özre neden olduğu gibi özürlülerin ulaşılabilirliğini de kısıtlamaktadır.
Ulaşılabilirlik ve kullanım açısından;
. Kamusal binalara (kamunun kullanımına açık resmi ve özel tüm yapılar) erişim,
. Açık alanlar (sokak, cadde ve meydanlar, parklar, rekreasyon alanları v.b.),
. Konutlar,
. Toplu taşımacılık ve
. Trafik düzenlemeleri konularında,
Yerel yönetimler yasal sorumlusu ve yetkilisi olarak çözüm getirmek zorundadır.
3.Bireysel ve toplumsal mutlulukların önemli bir nedeni ve yeryüzünün kentlerdeki paydaşları olan canlılardan 'sokak hayvanları' konusunda da, yerel yönetimlere düşecek önemli sorumluluklar var. Yerel yönetimlerde sorumluluk alacak siyasi anlayışların, tüm ön yargıları kırarak bu konudaki toplumun beklentilerine duyarsız kalmayacaklarını umuyorum.
 Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol