SEÇILMISLERIN, ATANMISLARIN VE SEÇKINLERIN IFTAR SOFRALARI

Su siralar köylerde ramazanin nasil geçtigini, halkin gece kahvelerde zamani nasil geçirdigini bilmiyorum. Çocuklugumuzda Iftar ve Teravih Namazlarindan sonra komsulara geçilir, akrabalara gidilir, dereden tepeden konusulur, Ramazan'in geldigi mevsime ve köy hayatinin sartlarina uygun ikramlar yapilirdi.
Köyde Ramazan Davulu mutlaka olurdu. Fakir fukara varlikli ailelerin, köy agalarinin iftar Sofralari'nda agirlanirdi. Ancak bunu kimse bilmezdi. Yedirme içirme isi büyük bir gizlilik içinde yapilirdi. Yani isin reklam tarafi yoktu ve bunu hiç kimse düsünmezdi. Düsünemezdi, çünkü iyilikler söylenmez, Allah için verilenler açiklanmaz, kabuller verenle alan arasinda olurdu. isin sevabi varsa böyle yapilirdi. Saniyorum Türk halkinin bu RAMAZAN GELENEÄzI çok partili hayata geçinceye kadar böyle devam etti.
1950 den sonra siyasilerin gündemine dini kullanmak, halki aldatmak girince Osmanli'dan Cumhuriyetli yillara gelen Ramazan Gelenekleri'nde ve özellikle sehirlerde bozulmalar, yozlasmalar görülmeye baslamistir. Bilhassa son yillarda ve özellikle günümüzde is kent merkezlerindeki meydanlara kurulan çadirlara, kurum ve kuruluslarin salonlarda, lokantalarda düzenledikleri, seçilmislerle atanmislarin katildiklari Iftar Yemeklerine dönüsmüstür. Valiler, Belediye Baskanlari bu yemeklerin seçkin davetlileri olmuslardir. Tabii bu iftar Yemekleri'nde, iftar Sofralari'nda halki arayip bulmak, onlari buralarda görmek mümkün degildir. Halk ya evindedir yada bir akrabasinin, bir yakininin Iftar Sofrasi'ndadir. Son yillarin yani Devr-i Demokrasi Dönemi'nin yeni Ramazan Gelenegi böyledir. Bu Iftar Yemekleri'nin bazi Ramazanlarda seyrek, bazi Ramazanlarda ise yogun biçimde verilmesi iktidarlarin siyasi ideolojileri, siyasi yelpazedeki yerleriyle ilgilidir. iktidarin ideolojisine göre bir tutum izledigini herhalde söylemeye gerek yoktur. Her devir kendi gelenegini yaratir. Bizim çok partili hayatimiz da ramazanlarda böyle bir gelenek yaratmistir. Ancak Osmanli da bu gösteriler yoktur. Osmanli Ramazanin Iftar Yemekleri'ni saklamistir.
Osmanlilar da Ramazanlarin geceleri eglanceli geçerdi. Orta Oyunlari, Karagöz gösterileri ve daha birçok eglence türleri Ramazan Geceleri'nin özelliklerindendi. Yalniz Osmanli'da Padisahlarin, Sultanlarin, Vezirlerin (Basbakanlarin) fakir fukaraya hediyeleri meshurdu ve bu aleni yapilirdi. Padisah çevresindeki seçkin bürokratlari giydirirdi. Günümüzde de bazi Basbakanlar çocuklari sevindirmeyi yeglemislerdir. Bu vesileyle bir örnek olarak Kirklareli'nde Hamdi Helvacioglu ilkögretim Okulunun kurucusu rahmetli Hamdi Helvacioglu'nu örnek vermek istiyorum. O Ramazan Ayi'nin gereklerine, bayramlarin özelliklerine titizlikle uyan bir insandi. Kendi istanbul'da otururdu ama Kirklareli'nde HAYIR ISLERI'ni ben yürütür ve yönetirdim. Okulunda çalisan bir ögretmen olarak bu isini bana havale etmisti. Bunu kimse bilmiyordu. "Sakin kimse duymasin, sakin gazeteler yazmasin" derdi.
Bu vesileyle bir düsüncemi, bir beklentimi, bir özlemimi söylemek istiyorum. Bir gün konferans, tiyatro, kütüphane salonlari da günümüzün Iftar Sofralari kadar kalabalik olsa, ilgi uyandirsa, gazetelerde fotograflari görünse, böylece buralara gelmeyenlere, gelemiyenlere bu yoldan mesajlar verilse Türkiye çok daha modern görülecektir. Belki arastirmacilar diyeceklerdir ki 2006 yilinda Türkiye'de Ramazanlarda konferans, kütüphane ve tiyatro salonlarina gidenler iftar Yemekleri'ne gidenlerden fazlaydi. Ne kadar sevindirici, gurur verici olurdu degil mi? Ama öyle degil. Filmde rol icabi adam birkaç kisinin hesabini gördükten sonra arkadasi sorar "simdi ne yapacaksin? Bu cesetleri nereye saklayacaksin?" Adam yanit veriri ve derki "Hiç merak etme. Onlari kütüphanelerde saklayacagim. Çünkü oralara kimse gitmez."
Bu Ramazanda bunlari düsündüm, Çocuklugumdaki o güzel Ramazanlari hatirladim. Geçmisi kambur etmis bir insan degilim ama "Geçmis Güzeldi" demek istiyorum. "Güzel günler geçmiste kaldi" diyorum. Artik çileklerin de eski tadi kalmadi. Zaman degisti ahkâm da (kurallar da) degisti. Hayirlisi olsun.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol