Sair Ahmet Muhip Dranas’in (1909-1980) Seranad siirini çok severim:
SERANAD: / Yesil pencerenden bir gül at bana/ Isiklarla dolsun kalbimin içi/ Geldim iste mevsim gibi kapina/ Gözlerimde bulut, saçlarimda çig/ Açilan bir gülsün sen yaprak yaprak/ Ben askimla bahar getirdim sana/ Tozlu yollardan geçtigim uzak/ Iklimden sarkilar getirdim sana/ Seffaf damlalarla titreyen agir/ Koncanin altinda bükülmüs her sak/ Seninçin dallardan süzülen itir/ Seninçin karanfil, yasemin, zambak../ Bir kus sesi gelir dudaklarindan/ Mor akasyalarda ürperen seher/ Pencerenden bir gül attigin zaman/ Isikla dolacak kalbimin içi/ Geçiyorum mevsim gibi kapindan/ Gözlerim bulut, saçlarimda çig/
Siirin sevdali rüzgarini ruhumuzda hissettigimiz anlar olur.. “Baudelairenin sembolizminden etkilenen Dranas siirlerinde ask, doga, mutluluk gibi temalari isledi. Filme de konu olan “Fahriye Abla” siiri ile ünlendi. Tiyatro oyunlari yazdi. Tevfik Fikret’in siirlerini günümüz diline uyarladi.” Kaynak: Türk Siir Antolojisi Cumhuriyetten günümüze. Abdullah Özkan-Refik Durbas.
Dranas’in Fahriye Abla siirini ilk olarak yillar önce radyoda Zeki Müren tane tane okumustu.. Bu güzel siir çok hosuma gitmisti..
Dranas’in Olvida siirinin il kitasi: / Hoyrattir bu aksamüstleri daima/ Gün saltanati ile gittimi bir defa/ Yalnizligimizla doldurup her yeri/ Bir renk çigligi içinde bahçemizden/ Bir el çikarmaya baslar bohçamizdan/ Lavanta çiçegi konan kederleri/ Hoyrattir bu aksam üstleri daima/
Sairin her siirinde agir bir romantizmin ve lirik bir siirin derin rüzgari vardir.
Sehrin Üstünden Geçen Bulutlar siirinin ilk kitasi: / Bakip imreniyorum akinina/ Sehrin üstünden geçen bulutlarin/ Belki gidiyorlardir yakinina/ Rüyanizi kusatan hudutlarin/
Sairler bulutlara, yagmurlara, rüzgarlara, aksam günesine, kir çiçeklerine, eski bahçelere, gençlik günlerine, sevdalisina rüzgar gibi asiktir kardesim..
Olvida üçüncü kita: / Söylenmemis askin güzelligiyledir/ Kagitlarda yarim birakilmis siir/ Insan, yagmur kokan bir sabaha karsi/ Hatirlar bir gün cami açtigini/ Duran bir bulutu, bir kus uçtugunu/ Çöküp peynir ekmek yedigi bir tasi/ Bütün bunlar askin güzelligiyledir/
Ilk askin heyecani, tutkulu aksamüstleri.. Okul çikisi yarini beklemeler.. Kapisinin önünden sarkilarla geçmeler.. Eski sevdalarda kavusmak çok zordu. Hele okul yillari imkansizdi.. Tasrada sairler vardir.. Sevdalimi sevdali.. Yanikmi yanik.. Metropol sairlerine hiç benzemez bunlar.. Belki de arada uçurum vardir..
Elif siirinin ilk kitasi: / Elif Karatas’tan bir köyde yasiyor/ Bir damin sazi, bir ocagin atesi/ Her aksam kanlarka batan bir günesi/ Basimda agar bir taç gibi tasiyor/
Halk sairi Karacaoglan dört mevsim sevdalarda yanar durur.. Babaeski’ye bagli bir Karacaoglan köyü vardir.. Onlara selam ola..
Köpük siirinin iki misrasi: / Oyun bitti ve hersey yerini buldu/ Aksamla ebedi kizlar anne oldu/
Sairin siirindeki sevdali rüzgarlar insani gençlik günlerine götürüyor.. Tertemiz asklara.. Ve göz yaslarina.. Ilk askin heyecani yillar geçsede hala hissedilebilir.. Sairle bunu çok iyi duyumsarlar.. Ask bir tutkudur. Belalidir.. Aslinda insan ilk askini o günleri bir kompozisyon olarak bazen siirlerine aktarabilir.. Sairlik budur.. Bizim farkimiz da budur..
Önadim Medya Grubu sahibi Öznur Tüzün hanimefendi ve bünyesinde çalisan gençlerin “8 Mart Kadinlar Günü”nü kutlarim... Kadinlar sefkatli kalpleri ile bizleri büyüttüler onlara minnettariz...
selahattindemiraco@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol