Suna inaniyorum ki, ülkemizin, toplumumuzun sorunu gerçekten darbe marbe degil.
Sorunumuz gerçekten hükümet aleyhtari girisimler filan degil.
Darbeci bir TSK veya darbe meraklisi bir muhalefet degil.
Ülkemizin sorunu kesinlikle, komplocu, paranoyak, paranoyadan da öte, bir takim ardil planlarinin, programlarinin önünü yapay sorunlarla kapatmaya, alalamaya çabalayan bir hükümet ve bir iktidar varligidir.
Bu iktidara, bu hükümete hiç kimse bir komplo derdinde degildir.
Muhalefetler iktidarlari düsürmek için ugrasirlar mi?
Evet.
Bundan daha dogal bir sey olamaz.
Muhalefetlerin birincil isi iktidari devirmek, hükümeti düsürmek, onun yerine kendisi geçmek, hükümeti kendisi olusturmaktir.
Demokrasilerde, seçime dayali sistemlerde bundan daha dogal ne olabilir ki?
Bu anlamda ve bu baglamda…
Bir muhalif parti lideri olarak Dogu Perincek'in neden içerde oldugunu halâ algilamis degilim örnegin.
"Hükümeti devirmek için planlar yapmissiniz!" deniyor Perincek'e.
Ev hanimina, "Aksam sofra kurmak için sabahtan baslayarak yemek yapmaya baslamissin!" der gibi bir sey.
Ülkenin sorunlarinin altindan kalkamayinca…
Ünlü söylemiyle, "Birilerinin darbeye hevesi de yok!"
Yani böylece magduru oynamak olanagi da kalmiyor.
AB'ye girilmekten cayilacagi zaten ortadaydi.
Bu partinin mantigi, geldigi kaynak zaten AB'ye siddetle karsi oldugunu, AB'nin Hiristiyan kulübü oldugunu söyler dururdu.
Isin kötüsü, AB'ye asil girmek isteyen kesimi AB karsiti yapabilmeyi basarmak, ülkeye bu oyunu oynamak ne kadar büyük bir eksi hünerdi de basarildi, hayretler ki hayretler.
Otoyollar disinda bir önemli, olumlu atak yok ortada.
Üretim bütünüyle sekteye ugramis.
Dilimize ve kalemimize pelesenk, tüm KIT'ler satilmis, elden çikarilmis, heba edilmis…
Memura, isçiye ve emekliye ne yazik ki geçinecek düzeyde bir maas verilememis.
Durma paranoya.
Kendiliginden sorunlar çikarmak, üretmek.
TBMM'nin beste dördünün hakkinda sorusturma dosyalari bulundugunu söylüyor Baykal.
Son derece aci degil mi?
Ve ülkeyi, hakkinda kalpazanlik dosyalari, suç dosyalari bulunan bir basbakanin ve cumhurbaskaninin yönetmekte olmasi ne kadar iç kanatici bir durumdur ablinda.
Açlik, sefalet, yoksulluk ve…
Yolsuzluk almis basini giderken…
Issizlik bu denli yüksek boyutlara yükselmisken…
Kürt açilimiyla, Alevi açilimiyla, Roman açilimiyla zaman yitirmeye tutturdu ülke.
Karin doyurmayan bir sürü macera.
Biçakla kesilmis gibi durdu kaldi bazi seyler. Kuluçkaya yatmistir her halde.
Asil suçlulari görmezden gelerek, yok sayarak…
Yapay suçlar ve suçlular yaratarak daha nereye kadar gider bir ülke?
Öyleyse…
Erken seçim mi?
Su yaslara gelip dayandik, ne yazik ki seçimlerin merhem olmadigini çok gördük.
Halk ki aymaz, uyanmaz…
Halk ki seçimlerde basit çikar ugruna oy kullanir.
Bir degil, seksen bes seçim yapilsa…
Hos degil gidisat.
Yine de seçim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol