SANATÇI OLMAK

Bir söz pelesenk olmustur dilimize "Sanatçilar sevgi dolu insanlardir" veya buna benzer.
Toz kondurmayiz sanatçiya.
Ama, kim?
Sanatla ilgilenenler. Yani, kendini bizzat sanatin içinde yüzer gezer bulanlar.
Sanatin içinde her yüzen gezen de sanatçi degildir ha! Öyle iki türkü çigirmakla, iki saz timbirdatmayla, iki satir çiziktirmayla, kargacik burgacik birkaç resim çiziktirmeyle filan falan, hemencecik sanatçi sinifina girivermez insan.
Bakin, gerçekten sanatçi sevgiden yanadir.
Sanatçi, sanatini uygular, sergiler. Sinirini, stresini, kaprisini degil.
Bir bakin çevrenize. "Sanatçiyim" diyenlere veya sanatçi takilanlara bir bakin. Rahat midir, huzurlu mudur kendinden, özünden yana? Önce kendisiyle barisik midir? yaptigi isle barisik midir?
Önce kendisiyle barisamayan zaten çevresiyle ve toplumla sittin-sene barisamaz.
Sanatçilik agir ve zor zenaattir. Herkes kaldiramaz.
Bakmayin siz çevrenizde bilmem ne sanatçisiyim diye gut gut gubaranlara.
Türkiye'de sanatçilar gizli kapaklidir çogunluk. Zanaatçilar haydi haydi.
ilkini yapip piyasaya sundugumuz TRAKYA-GELENEKSEL OYUN TÜRKÜLERIYLE isimli albümümüzde sundugumuz 26 adet eserin çogunlugu köy türküsüdür. Ve bunlarin da çogunlugu köy kizlarinin yaptigi, yaktigi, uydurdugu, dügünlerde derneklerde öylesine söyleyiverdigi türkülerdir. Her biri halk dilidir ve halk saheseridir. Ama hemen hemen hiç birinin yakani yoktur ortada.
Hiç birisi beste degildir hemen hemen.
Gerçi her türkü bir bestedir tezi genel geçerdir. Her türküyün beste oldugunu benimseyenlerdenim. Burada anlatmak istedigi, söylemek istedigim su Bu türküleri yakan o yüregi temiz, özü sanatçi insanlarin hiç biri piyasada yoktur. Hepsi gizli kahramanlardir.
Bu ülkede filancanin oglu, birileri tarafindan derhal sanatçi sayilir. Yine bu ülkede birilerinin gelini olmak ta bir iki ay içinde sanatçi sayilmaya yeter.
Ama, Terzidere köyünde dogmus büyümüs, Poyrali'da dogmus, orda ömür tüketmis bir insanin, bir bayanin sanatçi diye adlandirilmasi olanakli degildir.
Ne yazik ki, sanatçi sayilabilmek için birinci kosul, sehirde yasamaktir.
ikinci kosul, kisiyi sanatçi saymak yetkisini elinde bulunduranlara yakin olmaktir.
Sonra.
Sanatçi dalavereleri çevirebilmektir. sekil z'de görüldügü gibi.
sair de sanatçidir, ozan da.
Türkücü de sanatçidir, sarkici da.
Arabeskçi de sanatçidir, popçu da.
Ressam da sanatçidir, çizer de.
Yazar da.
Müzisyen de sanatçidir, çalgici da.
Ahmet Kandemir zurnaya dil verdirir. Öyleyse bal gibi sanatçidir. Zurna sanatçisi. Ama Ahmet Kandemir'i Kirklareli insaninin bir kismi tanir, hepsi degil. Yine ama. Ahmet Kandemir'i Türkiye insani tanimaz.
su ülkede sanatçi sinifina sayilabilmek için Seda Sayan'la binbir maskaraligi göze alan insan kadar sanatçi degildir Ahmet Kandemir halkin gözünde.
Terzidere'de dogmus, yasamis, yaslanmis ve baglamaya yillarini vermis, sayisiz Bektasi semahini düzenlemis, dillendirmis, seslendirmis, kendi kusagini bu semahlarla mest etmis, kendinden sonrasina eserler birakmis Hasan Usluasik, bu ülkede Tolga Sag kadar sanatçi degildir birilerinin deger yargisina göre. Birileri renkli camda fink atan her zipçiktiyi sanatçi sayarken, Hasan Usluasik diye birinin bu ülke yasadiginin ayirdinda ve bilincinde bile degildir.
Eh, ne yapalim!
Sanatçi olmak ayri, sanatçi sayilmak ayri bu ülkede.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol