REFAH UFKA ÇEKILDI HIÇ KIMSE BIRSEY BEKLEMESIN

Halkin yasadigi sikintilari, ekonomik darbogazlari ekonomistler ekonominin çarpikligi ile açikliyorlar. Ihracat artiyor, ancak insanlar is bulamiyorlar. Disardan sermaye geliyor, ancak yatirim yapilmiyor. Enflasyon düsüyor ancak hayat pahaliligi devam ediyor. Bu böyle gidiyor.
Bu anlasilmaz tablonun arka cephesinde yatan sey, hükümet açiktan harciyor, halk çigden yiyor, devlet borçlaniyor.
Bu konuda Türkiye Isçi Emeklileri Derneginin Maliye Bakanligi ve Hazine Müstesarligi verilerine göre yaptirdigi bir arastirmada Türkiye gelecek yil dakikada eski para birimiyle dakikada 106 milyar 544 milyon lira faiz ödeyecektir. Bu, saniyede 1775 milyar 775 lira demektir. Yani bu halk yemeyecek, içmeyecek faiz ödeyecektir. Borcun Ana Parasi ise durmaya devam edecektir. Çünkü Türkiye'nin günlük, aylik, yillik geliri ancak faizleri ödemeye yetecek kadardir. Düsünebiliyor musunuz geçen Ekim ayinda devlet 44 milyar 686 milyon lira faiz ödemek zorunda kalmistir. Su günlerde ise 52 milyar 946 milyon lira ödeme yapmak için çalismalarini sürdürmektedir. Gelecek yil ise bu miktarin 56 milyar liraya yükselecegi tahmin edilmektedir. Ulusal Bütçenin yarisi faiz borçlarina gitmektedir.
Biz, ekonomist, maliyeci, ticaret erbabi falan degiliz. Ama aldigimiz emekli maasin ay be ay yetmedigini, eridigini görüp yasayanlardaniz. Hiç kimse kimseyi aldatmasin. Birileri halki farkinda olmadan borçlandirmaktadir. Sonra da bu borcun parasini su veya bu yoldan, yani çesitli zamlarla halkin cebinden çekip almaktadir. Mesele budur.
Bilmiyorum halk gerçegi ne zaman ögrenecek, ne zaman uyanacak. Bir ünlü Osmanli Sadrazaminin söyledigi gibi galiba biz borçsuz yasayamayacagiz. Sayin Süleyman Demirel Devri Saltanat yillarinda ülkenin bir sene muhtaç oldugunu söylerken, arkadan eklemisti, Borç Yigidin Kamçisidir. Yani borç aliriz, borcu öderiz. Peki Türkiye'de her yil bir milyondan fazla genç is isteyecek hale gelmektedir. Bunlar isi nerede bulacaklardir? Daha geçenlerde yetkililer 4 milyona yakin insanin is bekledigini açikladilar. Çalisan 23 milyon insanin 10 milyonunun ise kayit disi oldugunu, yani sigortasiz çalistigini açikladilar. Sigortasiz çalismak bir anlamda kisinin emeklilik hakkinin gecikmesi, emeginin birileri tarafindan sömürülmesi demektir. Su anlasiliyor ki bu ülkede artan issizlik emegi ucuzlatmanin ötesinde birilerinin, ve bazi kesimlerin isine gelmektedir. Süphesiz issizlik, issizin sömürülmesi, istismar edilmesi geri kalmis bir ülke sorunudur.
Hatirlarim bundan birkaç yil önce Merkez Bankasi eski baskanlarindan biri bu ülkede 20 yil süren enflasyonu kimlerin istedigini sormak ve arastirmak gerekir demistir. O yillarda para bollugunu, yani enflasyonu kimler istedi? Bu dönem kimlere yaradi? Ekonominin hararetini dayanilmaz hale getiren bu çilginca para bollugu elbet birilerine, bir kesime yaramis olmalidir. 20 yil kadar halkin cebini dolduran bu Çilgin, harareti yüksek Para 20 yil sonra birden halkin cebinden uçup gitmistir. Bunu anlamak mümkün degildir.
Türkiye bu açmazdan, bu darbogazdan nasil kurtulur? Yüzyil önce bir saray mensubu olan Prens Sabahatin "TÜRKIYE NASIL KURULUR" diye sormustur. Prens Sabahattin liberal görüslü bir Osmanli aydini idi. Ancak Türkiye'yi bu serbest ekonomik görüs degil, devletçi, karma ekonomi esasini temel ilke kabul etmis olan görüs ve kadrolar kurtarmistir. Simdi bu kadrolarin, bu devletçi ekonominin kazanimlari Özellestirme adi altinda birer birer ucuz pahali satilmakta, planli kalkinmayi pilavli kalkinma diye nitelendirenlerin yaptiklari borçlara, borç faizlerine ödenmektedir. Nitekim bu yil satilacaklarin arasina otoyollar, seker fabrikalari, elektrik dagitim sebekeleri, limanlar konmustur. Devlet bu satislardan 11 milyar dolar gelir beklemektedir. Peki, daha sonra bu 11 milyar dolarin arkasi ne satilarak gelecektir? Saniyorum 2008, 2007'den daha zor geçecektir. Yoksul ve fukara insanlar daha fazla kemer sikacaklardir. Eger sikilacak kemerleri varsa.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol