Ergene Havzası Koruma Eylem Planı'nın ikinci yıl dönümü dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarının 100'ü aşkın temsilcisi tarihi Uzunköprü'nün altında bir araya geldi. Açıklanan TRAKAB bölge planının üzerinden 4 yıl, Ergene Havzası Koruma Eylem Planı'nın üstünden ise iki yıl geçtiğini belirten Ergene Platformu Sözcüsü Av. Bülent Kaçar, geçen süreye karşın "Ergene'de neden ciddi iyileşme yok?" diye sordu. Kaçar, Ergeneyi
kirletenlerin yargılanmasını talep etti.
Ergene Platformu üyeleri Ergene Havzası Koruma Eylem Planı'nın ikinci yılında tarihi Uzunköprü'nün ayaklarında Ergene Nehri için bir kez daha bir araya geldi.
Ergene Platformu'nu oluşturan sivil toplum örgütleri adına burada bir açıklama yapan sözcü Av. Bülent Kaçar, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 6 Mayıs 2011'de açıkladığı Ergene Havzası Koruma Eylem Planı'nın üzerinden 2 yıl geçtiğini anımsatarak, geçen sürede Ergene Platformu olarak Ergene Nehri ile ilgili her türlü gelişmeyi takip edeceklerini açıkladıklarını anımsattı.
Trakya halkının 20 yıldır çeşitli yetkililer ve siyasetçilerden sözler ve vaatler dinlediğini belirten Kaçar, hiçbir yetkili yada siyasetçinin açıklamalarını unutmadıklarını vurguladı. Kaçar, "2013 yılı sonunda nehir kirliliğinin yüzde 50 azalacağını söyleyen, Ergene Nehri'nde ciddi iyileşme başladığını söyleyen, 2013 sonuna kadar nehirde balık tutulup yüzüleceğini söyleyen yetkililer de oldu.
Ancak yetkililerden 2012 yılında Ergene Nehri kirlilik ölçüm sonuçlarını yazılı olarak istediğimiz halde bizlere ve kamuoyuna kirlilik değerleri hala açıklanmamıştır. Son beş yılın yaz ayları kirlilik ölçüm değerlerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı yasal bilgi edinme hakkımız çerçevesinde açıklamak zorundadır.
Bildirimsiz çeltik eken çiftçiye dönüm başına 72 TL ceza kesen Çeltik Ekim Komisyonları, Ergene Nehrini kirletenlere karşı bir şey yapmış mıdır?
Ergene Havzası'nda kirlilik nedeniyle sulu tarım yapılamayan onbinlerce dönüm tarlanın 20 yıldır süren ekonomik ve sosyal kayıplarının, çiftçi ailelerinin kirlilik ve sermaye yanlısı tarım politikaları nedeniyle göçünün önlenmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hiçbir adım atmış mıdır?" diye konuştu.
Ergene'de yaşanan kirlilik karşısında siyasi iktidarın neden 10 yıldır beklediğini soran Kaçar, "Siyasi iktidar çiftçinin karagün dostu olduğunu söyleyen devlet kuruluşu Toprak Mahsulleri Ofisinin getireceği 100.000 ton ithal pirinçten gümrük vergisi alınmayacağını açıkladı. Çiftçiye üretme diyen bu kararı alabilen siyasi iktidar Ergene Nehrindeki kirliliğin derhal önlenmesi için neden 10 yıldır bekliyor?
Açıklanan TRAKAB bölge planının üzerinden 4 yıl, Ergene havzası koruma eylem planının üstünden iki yıl geçtiği halde Ergene'de neden ciddi iyileşme yok?
Ergene Nehri'nin bölgemize zehir ve kanser taşımasının önlenmesi için Sağlık Bakanlığı bir çalışma yürütmüş müdür? Tabip Odalarının, Üniversitelerin kirlilik ve sağlığımıza etkilerine dönük araştırmaları engellenmiş midir?
Havzada yaşayan insanlarımızın, tüm canlıların yaşamı tehlike altındadır. Sağlık Bakanlığı ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi acilen bölgede sağlık taramaları yaparak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı havzadaki toprakların analizlerini yapmalıdır. Ergene Nehri'nin kirletilmesi sebebiyle çiftçilerin yaşadığı tarımsal gelir kayıpları Çevre Kirliliği Önleme Fonundan karşılanmalıdır" şeklinde konuştu.
Yeni sözler istemiyoruz
Ergene Platformu olarak artık yeni sözler duymak istemediklerini, Danıştay'ın kararlarında belirttiği gibi, etkin idari tedbirlerle kirletenlerin faaliyetlerinin derhal durdurulması gerektiğine işaret eden Kaçar, "Yetkililer Anayasa'nın 56. Maddesiyle Çevre Yasasının 15. ve 30.maddesini uygulamak için neyi beklemektedirler? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı para cezası kesmekle birlikte nehri kirleten tesislerin faaliyetlerini derhal durdurmalı ve kirletenlerin yargılanması için savcılık şikayetleri yapmalıdır.Ergene Nehri ve Havzasındaki kirlilik tüm Trakya'nın yakıcı ve can alıcı sorunudur. Çünkü sermayenin vicdansızlığı ve kar elde etmek için her şeyi yok etme vahşiliği nedeniyle Ergene Nehrine bırakılan atıkların Saros Körfezine dökülmesiyle onbinlerce dönüm havza toprakları ile birlikte Ege Denizi de kirletilmektedir.Yıldız Dağları yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile Trakya'nın yaşam kaynağıdır. Ergene bu kaynakların atardamarıdır. Yıldız Dağları'ndaki Ergene kaynakları işletmeye açılan maden ve taş ocakları nedeniyle tehdit altındadır. Ergene kaynakları derhal koruma altına alınmalıdır. Bu sorun herkesten önce Trakya belediyelerinin, çiftçi ve üretici birliklerinin, ziraat odalarının, kooperatiflerin, TOBB'nin, esnaf örgütlerinin, meslek odalarının sorunudur" ifadelerini kullandı.
Susmak katliama ortak olmaktır
Bu günkü durumdan yetkisi olan herkesin sorumlu olduğunu, yetkilerini kullanmayanlar ile susanların da bu katliamdan sorumlu olduğunu belirten Ergene Platformu Sözcüsü Av. Bülent Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü;"Danıştay 6. Dairesi, 23.11.2005 tarihli kararında aynen "Ergene Nehri'ndeki kirliliğin devam ettiği, sanayileşme ve şehirleşmenin yarattığı kirliliğin önlenemediği bu durumun söz konusu bölgedeki çeltik üretimini olumsuz yönde etkilediği ve olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açıktır" demektedir.
Bu gün dünyamızda çok uluslu şirketlerin ve sermayenin karlarının daha fazla artması için doğamız ve sularımız kirletiliyor, çevre dengesi geri döndürülemeyecek iddia edilenin aksine sürdürülemeyecek şekilde tahrip ediliyor.Doğamızı ve yaşamımızı savunmak için kirletenlerin ve göz yumanların yargılanması için mücadelemiz devam edecektir. Tüm çiftçi örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini etkin bir çaba ve dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz. Kirlilik çiftçinin ekmeğinin, bölge ekonomisinin ve yaşamımızın baş düşmanıdır. Ergene hayata dönsün! Ergene Nehrini kirletenler yargılansın!"
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol