Plandaki hatalar dogal hayati tehdit ediyor

Lojistik Merkezler:
“Planda bu fonksiyon, sanayi alanlarindan mesafeli ve kopuk olarak belirlenmistir. Üstelik tamamina yakin bir kismi nitelikli tarim topraklarinda yer almaktadir. Burada yer seçimleri hatalidir. Oysa daha önce planlanmis alanlarin, yapilasmasi tamamlanmamis kisimlarinda planlanmis olmasi halinde; hem bölge kaynaklarinin ve ülke menfaatlerinin heba olmasi engellenecek, hem de sanayi alanlari ile entegre olarak hammadde ve mamul transferi için ülke kaynaklarinin daha verimli kullanilmasi saglanacaktir. 
Yüzey sularinin kullanimini Kirklareli Longoz’da görmekteyiz. Ancak Longoz Ormanlari’ni besleyen derelere yönelik barajlar buradaki florayi hizla yeni bir ekolojik yikima dogru götürmektedir. Planin bu konudaki hatalari, dogal sürdürülebilirlilige yönelik bir tehdit olusturmaktadir. Su havzalarinda tarimin denetlenmesi ve hatta sadece ekolojik tarima yönlendirilmesinin altinin önemle çizilmesine ragmen; sanayi ve lojistik gibi sürdürülebilirlik açisindan lokasyonda olmamasi ve olanlarin da uygun kullanimi, denetimin ve yeni alanlarini belirlenmesinden kaçinilmasi konusunda gereken hassasiyet, planlara yansitilamamistir.
Yeralti sularimiz sorumsuzca
kullanilmaktadir
Tüm dünyada yer alti sulari, rezerv olarak korunmaktadir. Bizde ise yer alti sulari sorumsuzca ve sinirsizca sanayinin kullanimina sunulmakla birlikte sanayinin yarattigi ve yaratacagi kirliligin su havzalarina yönelik tehditleri adeta görmezden gelinmektedir. Babaeski’de tarim alaninda sanayi alani önerildigi görülmektedir.
Kati Atiklar
Kati atiklarin bertarafi Trakya’nin dogal çevresini tehdit eden bir diger ciddi sorundur. Bölgede düzenli depolamaya geçilmemis olmasi, kati atiklarin vahsi depolama yöntemi ile bertaraf ediliyor olmasi insan ve çevre sagligini tehdit etmektedir. Bu yüzden, Türkiye genelinde oldugu gibi, bölgedeki illerde kati atik birlikleri kurularak düzenli depolama alanlarinin olusturulmasi amaçlanmistir. Insan ve çevre sagligini korumak için kurulacak olan düzenli depolama alanlarinin yer seçimi ve atik bertaraf yöntemleri, yanlis kararlar yüzünden, yine insan ve çevre sagligini tehdit edecek sonuçlar dogurabilmektedir. Düzenli depolama alani için yer seçimi yaparken tarim topraklari, yer alti suyu beslenme alanlari gibi hassas alanlara dikkat edilmelidir. Artik bertaraf yönteminin seçiminde de dogal çevreyi en az etkileyecek yöntemler seçilmelidir. Örnegin yakarak atik bertaraf yöntemi, dogal çevre üzerindeki olumsuz etkileri yüzünden pek tercih edilmeyen bir yöntemdir. Ayrica, Plan Açiklama Raporu, 2.10. Bölüm, sayfa 56’da planlama alani bütününde atik bertaraf sistemlerine öncelik verilecektir’ denmekte ama hangi tip kati atiklarin nasil bertaraf edilecegi açiklanmamaktadir. Ayni sekilde, 2.11. Bölüm sayfa 63'te, ‘teknik altyapi alanlarinin’ atik bertaraf ve depolama alanlarini da içerdigi belirtilmekte, bertaraf yöntemleri açiklanmamaktadir. Planda ise, sadece ‘teknik altyapi alanlari’ gösterimine yer verilmekte ve;
Kavakdere’deki bertaraf tesisi planda mevcut
-Kirklareli Merkezde tarim alani ve YAS’da 2 adet, Kavakdere Köyü’nde bir adet ve 
-Babaeski, Pinarhisar ve Lüleburgaz’da birer adet teknik altyapi alani önerilmektedir.
Planda, Kirklareli Merkez Ilçe Kavakdere Köyü’nde önerilen teknik altyapi alaninin bahsedilen sanayi atiklari bertaraf tesisi olarak kullanilmasini önleyecek herhangi bir açiklama bulunmamaktadir. Önerilen ‘teknik altyapi alanlari’ tarim alanlari ve DSI’den alinan verilerine ragmen, YAS’da yer aldigindan ve Plan Açiklama Raporu’nda atik bertaraf yöntemleri ile kati atik türlerine iliskin belirsizlikler bulunmasi bu alanlarda sanayi atigi bertaraf tesisi, atik yakma tesisi gibi kullanimlarin yer almasinin önünü açtigindan: Kirklareli Merkezde tarim alanlari ve YAS’da teknik altyapi alani önerilmesi hukuka ve kamu yararina açikça aykiridir. 
-Plan Açiklama Raporu, 2.10.18. Bölüm sayfa 56’da ‘endüstriyel’ kelimesi hukuka ve kamu yararina açikça aykiridir. 
-Ayrica, Plan Açiklama Raporu’nun atik bertaraf ve depolama alanlari ile ilgili bölümü hukuka ve kamu yararina açikça aykiridir. 
-Bölgede, insan ve çevre sagligi açisindan son derece zararli, sanayi atiklari bertaraf tesislerinin yapilmasina engel olacak açiklamalarin eklenmemesi ve Plan üzerinde de teknik altyapi, atiklar ve donati alanlari ile ilgili kullanimlarin ayri ayri göste-rilmemesi hukuka ve kamu yararina açikça aykiridir.        
Tarim Alanlari 
Plan Açiklama Raporu, 2.11.3.9. Bölüm, sayfa 65’te Tarimsal Organize Bölgeleri (TOB) ile ilgili olarak, ‘Tarimsal Organize Bölgeler (TOB) içerisinde tarim ve hayvanciliga dayali sanayi alanlarindan olusacak Tarimsal Ihtisas OSB alanlari toplam TOB alaninin en fazla %10’unu olusturacak ve TOB alani içerisindeki Tarimsal Niteligi II. Öncelikli Korunacak Alanlar ve Tarimsal Niteligi Sinirli Alanlar üzerinde yer alabileceklerdir. %10’luk alan içindeki yapilasma esaslari alt ölçekli planlarda belirlenecektir.’ denmektedir. Bu madde tarim alanlarinin zamanla sanayi amaçli yapilasmasina neden olabilecektir. Tarim topraklarinin korunmasi, yapilasma baskisi altinda kalmamasi için bu maddeyi içeren planin iptal edilmesi 1. sinif verimli tarim alanlarimizin talandan kurtarilmasini saglayacaktir.
Plan açiklama Raporu’nda tarim sektöründe nüfus kaybinin olmasini ve kirsal alanda göçleri, yalnizca sanayi fonksiyonlarina bagli bir islev saglamak yanilgiya neden olur. Sosyo-ekonomik kosullari dislamak, plan felsefesini yanlis yorumlamaktir. Ülke ekonomisinin durumunu ve tarim sektörüne yaklasim politikalarini degerlendirme ve metne koymadan anlatim, plan kararlarinda da dogrulari göstermeyecektir. 
Planlarin harita yapim teknigi
yeterli düzeyde degildir
‘Tarimsal üretim yapilan parsellerin küçülmesi ya da parçalanmasi’ konusunda açiklama yapilmaya çalisilmis; ancak Türkiye ve Dünya bilim ölçeginde bu konuya yeteri kadar özen gösterilmemis ve 1/100.000 ölçekli harita yapim teknikleri ve sonra buna bagli olarak yapilabilecek veya yapimi bitmis konumda bekleyen 1/25.000 ölçekli haritalama düzeyindeki standart ve harita yapim teknigi yeterli düzeyde degildir. Bu durum, planin zayif ve uygulamasiz olabilirliginin bir diger özelligidir. Bu haritalar ile kirsal alan ve arazi kullanim planlari ortaya konamaz veya üretilemez. Böylelikle ‘Revizyon Çevre Düzeni Plani’, kirsal alan planlamasindan ve ileride olusturulacak olan daha alt ölçekli planlama çalismalarina karsi temel olusturamayacagi gibi; yürürlükte olan ‘Çevresel Etki Degerlendirilmesi Yönetmeligi’ne de altlik olusturamaz düzeydedir. Gerek Çevre ve Orman Bakanligi’nin mevzuatina göre yapilacak çalismalarda; gerekse de Tarim ve Köyisleri Bakanligi’nda yapilacak olan parsellerin küçülmesini ya da parçalanmasini önleyecek çalismalarda kullanilmayacak düzeydedir. Bu durum ‘Tarim Reformu çalismalarina ve kirsal / toplum kalkinmasi çalismalarina uzak bir yaklasimdir. 
Siniflama teknikleri
yenilige açik düzeyde degil
Tarim alanlarinda ve tarimda kullanilabilecek ‘kuru’ ve/veya ‘sulu’ tarim arazilerinin plan notlarindaki yorumlari çok eksiktir. Ayrica sayisal veriler bu konumuyla degerlendirilmesi ile tamamen tartismalidir. Çünkü yapilan haritalama teknigi ‘kategorik siniflamadir’ ve Dünya’nin, özelliklede tarimda ileri gitmis ülkelerin kullandigi ‘parametrik sistemler’ ile hiç iliskisi yoktur. Dolayisiyla kullanilan bu siniflama sistemi ile tarimsal reform ve araziye dair iyi tarim uygulamalari için her çesit uygulamalar yapilamayacak düzeydedir.
Kullanilan siniflama teknigi, kendini ileride gelistirebilecek ve yeni uygulamalara açilim yapabilecek bir düzeyde degildir. Planlamaya altlik malzeme olan ve kirsal kentsel alanlarin planlamasina isik tutacak olan toprak / arazi degerlendirmeleri ve siniflandirmasi, Tarim ve Köyisleri Bakanligi’nin ‘Sorunlu Tarim Alanlarinin Tespiti ve iyilestirilmesi Projesi-STATIP’ projesi temel alinarak yapilmistir. Bu yapim tekniginde arazi çalismalarina yer verilmemistir. Haritalar tamamen büro çalismalari ile toprak profili çalismalari yapilmadan; topraga ait fiziksel, kimyasal ve gereginde biyolojik analizlere yer ve-rilmedigi gibi günümüz Dünyasinda, bu konuda atilim yapmis ülkelerin çalismalarina esdeger düzeyde de degildir.
Toprak/Arazi haritalari yapim teknikleri özetle analiz raporlarina dayanmamaktadir. Dolayisi ile elde edilen sonuçlar, toprak üniteleri ve parselleri bazinda Dünya ölçeginde Toprak Etüt ve Haritalama teknikleri ile uyumlu olmayan; sadece daha önce yapilmis haritalardan elde edilmis (yapim teknikleri olarak dogruluk dereceleri tartismali olan) toprak derinligi ile egim esas alinmis ve yalniz iki parametrenin kullanildigi verilere dayanmaktadir. Bu yapim teknigi ile elde edilen altlik haritalar, planlama asmasinda polidisipliner çalismalarda, hatali sonuçlarin elde edilmesine neden olacaktir. Bu kosullarda Trakya’ya ait arazi kullanim kararlari hatali sonuçlar dogurmustur.
19 Temmuz 2005 tarihli ve 25880 sayili Resmi Gazetede, 5403 no’lu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanimi Kanunu’nun 5’inci ve 6’nci maddeleri mevzuatina göre gerekli islemlerin hiç biri yerine getirilmemistir; Il’lerin Toprak Koruma Kurullari çalistirilmamistir. Bu derece önemli ve Trakya için hayati bir konuda, kanunun yetki verdigi Kurul’lardan görüs alinmamistir. Çevre Düzeni Planlarina Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapilan Revize Plan, Toprak Koruma ve Arazi kulanim Kanunu’nun hükümlerinin üstünde olarak; kanunun getirdigi yükümlülükleri çigneyemez. 
Planin tutarliligi hakkinda
birçok kusku vardir
Plan Açiklama Raporu’nda yanlis arazi kullanimi hakkindaki bilgiler ve buna bagli uygulama notlari çok eksik ve yanlis ifade edilmistir. ‘Yanlis arazi kullanimi’ tanilamasi, pedoloji bilimindeki tanimlamalarindan yanlis ve eksik yorumlanmistir. Yanlis arazi kullanimi konusunda, hiçbir bilimsel yaklasim getirilmemistir.  Bu durum planin tutarliligi hakkinda kusku dogurmaktadir. Zaten yapilan haritalama teknigi ve uygulanan toprak siniflama teknigi de, bu duruma çare bulmaktan çok uzaktir. 
Plan kararlarinda aynen, ‘Tarim ve hayvancilikta üretimin desteklenmesi, pazar imkânlarinin kolaylastirilmasi ve dolayisi ile kirsal kalkinmanin saglanmasi için planla TOB ve TAB alanlari önerilmemistir’ ifadesi yer almaktadir. Tarim sektörü, bitkisel üretimi ile hayvansal üretimin toplamindan olusmakta ve bunlarin faaliyetlerini kapsamaktadir. ‘Tarim ve hayvancilik üretimi’ tanimi, konunun uzmanligi hakkinda da bir baska anlamli soru isaretini düsündürmektedir. Ayrica yine plan notlarinda, ‘Bu dogrultuda bölge genelinde asagidaki tabloda listesi verilen 30 adet TOB & TAB alani önerilmistir’ ifadesi yer almaktadir.  Bu ifadenin altinda yer alan Tablo 1.12’de ise 19 adet TAB ve 12 adet TOB yer almaktadir. Dolayisiyla bu ikisinin (TAB + TOB) toplami 31 dir. Bu tip yanlisliklar ve hatalar, plani okuyan ve degerlendirme yapan üçüncü kisileri, planin yazim teknigi ve yazim asamasi sirasinda çalisanlarin, konulara  hakimiyeti ve dogrucu yaklasimi hakkinda süpheciliye de götürmektedir. 
Trakya’da Kirsal kalkinma, önerilen TOB ve TAB alanlariyla iliskilendirilmistir. Oysa kirsal alanda ve tarim kesiminde toplum kalkinmasini saglayabilecek, tarim isletmeciligi kuramlari; yer yer önem verilmeden ele alinan tarim reformu kuramlari; arazi toplulastirilmasi ve diger sosyo-ekonomik kuramlilikla tarimda atilim yapacak eylemler, proje-ler ve bunlarin alt yapisi için, bu plan asamasindaki yaklasimlar ciddi olarak ele alinmamis ve ilerde yapilacak daha büyük ölçekli (1/25.000 ÇDP'ni çalismalari) haritalara ve plan çalismalarina altlik olusturulmamistir. Bu durum revizyon plan çalismalarinin zayif bir yönünü daha ortaya çikarmaktadir. Kirsal kalkinma hedefi, plan yazilim notlarinda TOB ve TAB yapilandirilmasina yeni bir yaklasimmis gibi iliskilendirilmistir. TOB’lar için önerilen alan en fazla 500 ha ve TAB’lar içinde en fazla 300 ha önerilmistir. Önerilen toplam 19 adet TOB için 6000 ha ve önerilen toplam TAB içinde 5700 ha’a gereksinim vardir. Böylece Tarima Dayali Ihtisas OSB'leri için toplam 11700 hektar arazi önerilmistir. Bu alan tüm Trakya’nin yaklasik %0.62 sine ve islemeli tarima uygun toplam alaninda %0.78’ine karsilik gelmektedir. Böylece askiya çikarilan plan, kirsal kalkinma için bütüncüllük kalkinma yaklasimi ve bütünlesik sürdürülebilir havza planlamasi yaklasimi içinde olumlu ve yararli bir öneri getirmemektedir. TOB’larin içindeki sanayi fonksiyonlarinin, yalnizca marjinal araziler üzerinde yapilanmasi yaklasimi akilci degildir.
Kati atik, kirsal boyutuyla
ele alinmamistir
Harita ve plan raporu yanlis arazi / toprak siniflama sitemine oturtulmustur. Bunun sonucunda da bu tip hatali yaklasimlarin yapilmasi kaçinilmaz olmaktadir. Kati atiklar, kirsal ve kentsel alanda ayrimli nitelikte olmakta; karakterleri çok degisik olan atiklarin yönetimleri de dogal olarak degiskenlik göstermektedir. Günümüzün önemli çevre sorunlarindan birini olusturan bu sorun, hiç kirsal kesim boyutuyla ele alinmamistir. Ayrica kentsel kesimin atik sorunlari da, ayricaligina ve çesitliligine göre yeterli duyarlilikta degerlendirilmemistir. Trakya (Ergene Havzasi bölgesi), Türkiye’de çok ayricalikli bir ekosisteme sahiptir ve bir bütünsellik içermektedir.
Yukaridaki açiklamalarin tümü dikkate alindiginda Revize Plan Notlari ve açiklamalari, ‘Bir ekosistem içinde yer alan tüm topraklar / araziler, uygulanmasi gereken amenajman uygulamalari dikkate alinarak, dogal nitelik ve yetenekleri dogrultusunda, arazi kullanim türlerin göre Bütünlesik Sürdürülebilir Havza Planlamasi / Programlamasiyla ile kullanilmalidir’ kuramsalligi içinde ele alinmamistir. Sonuçta essiz güzellikte bir ayricaliga sahip olan Ergene Ekosistemi süreç içinde bozulmaya ve yitirilmeye mahkûm edilmemelidir. 1970-1980 yillarindan sonra gelisen Istanbul’un desantralizasyon anlayisi ve uygulamalari, günümüzde Ergene Havzasi’nda yer alan akarsulari kullanilmaz boyutta, bi-limsel yaklasimlarda en kötü derecede (4. sinif niteliginde), kirletilmesine neden olmustur. Revize plan kavraminda olusturulan yigilma-siçrama yaklasimi ile Ergene Havzasi’nin bütüncül ekosistemi, bölgesel olarak bozulmalarla kaybolacaktir. Bu anlayis süreci içinde, içinden çikilmaz yeni çevresel sorunlarla Trakya’yi ve içindeki yasam paydaslarini et-kilemesi kaçinilmaz olacaktir.
Revize Plan Notlarinda yer alan, ‘sanayinin mevcut kullandiklari alan büyüklükleri kadar bir alani tarimsal topraga kazandirma kosullari’ ve ‘... Plansiz sanayilerin tasinma kosullarina bagli olarak alt ölçekli planlarda’ sanayi alanlari ya da ‘tarimsal nitelik kazandirilacak alanlar’ olarak düzenlenecektir.’ ifadelerindeki eylemlerinin hayata geçmesinin islevliligi askida kalan bir nitelikte, tam olarak açiklanmamistir. Ayrica topragi geri kazanmanin veya getirmenin olanaksizligi da asikardir.
Plan notlarinda, ‘Agro-Eko Tu-rizmin Gelistirecegi Alanlar’ bölümünde’... Kirklareli ilinin Kofçaz, Demirköy ve Vize ilçeleri Agro-Eko turizm potansiyeline sahip yerlesimlerdir. Kofçaz, Demirköy, Saray ve Vize’nin organik tarim potansiyeli ve zeytin ve Åzarköy’ün üzüm yetistiriciligi...’ ifadesinde zeytin plantasyonlarinin konumu yanlis yerde tanimlanmistir. Sonuç raporunda, farkli yerlerde, farkli anlatimlarda, bu tip hatalarin mevcudiyeti, plan yaklasimi ve anlatiminda kusku dogurmakta ve planin genel çerçevesinde kamuoyu degerlendirmelerinde, dogruluk derecesi algilamasinda da süpheciliye götürmesi kaçinilmaz olacaktir.
Plan ekibi önem tasiyan
yerel özellikleri bilmiyor mu?
Revize Plan notlarindaki, Saglik Turizmin Gelistirilecegi Alanlar bölümünde, Trakya’da yer alan ve uluslararasi bir üne sahip olan Peloid Topragina yer ve-rilmemesi; çalisma ekibinin yöre Ekosisteminde önemli yerel yerleri bilmemesi kuskusunu uyandirmaktadir. 
Revize çevre düzeni plani: Masa basinda Tarim ve Köyisleri Bakanligi’nin kendi amaçlarina göre yaptigi yüzeysel bir degerlendirmeyle olusturulan, Sorunlu Tarim Arazilerinin Tespit ve Iyilestirilmesi Projesi (STATIP) çalismalarina dayali olarak yapilan düzenleme bir çalismadir. Revize edilen bu planin en zayif noktalarindan biri çagdas bir anlayisla günümüzdeki toprak/arazi siniflamasina dönük bir sistemle, toprak etüt ve haritalama çalismasini içermemesidir.
Çevre Düzeni Planlari bir tek tarim alanlarina yönelik bir çalisma degildir; aksine tüm sektörleri ile yanlis ve amaç disi arazi kullanimina da dönük bir çalismadir ve bu planlarda, varsa yanlis arazi kullanimlarini da yönlendiren düzenlemeleri de içermelidir. Askiya çikarilan revize planda bu hususlara hiç dikkat edilmemis ve sorunun boyutlari, arazi kullanim türlerine göre olasi dönüsümleri yoktur. Çevre düzeni planlarinda arazi kullanim karalari; mekânin dogru kullanimi gibi veriler stratejik hedefler olarak yapilan planlama çalismalarina dayali veri tabanlari ile sunulmamistir. Bu durum planin en zayif noktalarindan birisini olusturmakta ve ileride yapilacak stratejik ve ayrintili çalismalara isik tutmamistir.
Devam Edecek 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol