PROF. AYDIN GÜRKAN ILE 1985 YILINDA KIRKLARELI'NDE RÖPORTAJ YAPTIM

Bir dönem Türk siyaset sahnesinde FLAs ve KARiZMATiK bir isim ve politikaci olarak anilan Prof. Dr. Aydin Güven Gürkan kansere yenik düserek hayata veda etti. süphesiz ölümü bilim ve siyaset hayatimizda büyük bir kayiptir. Kendisi dürüst bir politikaci, kültürlü bir ekonomistti. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuydu. simdi ismini hatirlayamadigim spiker olan ilk esine göre akilli bir devlet adami idi.
Aydin Güven Gürkan Parti Genel Baskanligi, milletvelilligi ve bakanlik yapmis ve bu süreçte temiz ve tutarli kalmayi bilmis bir insandi. Tutum ve davranislariyle, dikkatli konusmalariyle daima itibar ve sevgi görmüstür. Devr-i Demokrasi Dönemi'nde halkin çok ender gördügü bir siyasetçi ve Parti Genel Baskani idi.
Prof. Aydin Güven Gürkan'in yakindan izlemis, kendisine yakin olmus bir kimseyim. 13 Nisan 1985 yilinda parti toplantisi için Kirklareli'ne gelmisti. Halkçi Parti Milletvekili idi. Cumhuriyet Gazetesi kendisiyle görüsmemi, toplanti hakkinda bilgi almami, mümkünse gezisi hakkinda açiklamalarda bulunmasini saglamami istemisti. Bu amaçla parti toplantisinin yapildigi Belediye Salonuna gittim. Salon partililerle doluydu. Kendisine yaklasarak Cumhuriyet adina bir beyanat vermesini, sorularimi cevaplamasi ricasinda bulundum. O meshur güleç yüzü ile "Tabii" dedi. Salonda bir kenara çekilerek sohbet etmeye basladik. simdi ne söyledigini ayrintilariyla hatirlamiyorum ama soldaki siyasal gelismeler, iki sol partinin birlesmesi ile ilgiliydi. Ancak ona söyle bi soru sordugumu çok iyi biliyorum
"Sayin Gürkan siz herseyden önce bir bilim ve siyaset adamisiniz? Türkiye'de bu siyasal partiler arasinda gel-gitleri, demokratiklesmeyi, müdaheleleri nasil buluyorsunuz? Bunlari normal mi karsilamak lazim?
Prof. Aydin Güven Gürkan, agir ve tane tane konusan, düsünerek söyleyen bir politikaciydi. Öyle bir tavirla yüzüme bakti ve "Tabiiki normal degil. Bu siyasal çalkantilar toplumsal ve siyasal çalkantilar bir rahatsizligin isaretidir. Fakat Türkiye bunlari yasamak ve asmak suretiyle demokratiklesecektir" dedi ve özetle sunlari söyledi
"Türkiye ekonomisi zayif, egitimi yetersiz, tarihsel sartlari agir bir ülkedir. Toplumun tarihten, geçmisten gelen sorunlari, aliskanliklari vardir. Geçmiste çok partili siyasi hayat denemeleri hiçbir zaman halka inmis degildir. Halkin siyasi ve demokratik kültürü yoktur. Bunlar 1950'den beri gündemdedir. Halka dayatmalar, halkin oradan oraya geçis geçisler yapmasi, siyasilerin sik sik parti degistirmesi durumun kavranmasindan ileri gelmektedir. Tabii çok partili hayata müdahaleler, siyasi gelismeleri yönlendirmeye kalkismak dogal degildir. Her seyin kendi sartlari içersinde gelismesi, benimsenmesi gerekir. Bu sebepten politikacilarin çok soguk kanli hareket etmeleri, siyasi sartlari iyi degerlendirmeleri gerekir. Fakat ne olursa olsun Atatürk'ün Çok Partili Hayat Özlemi'ni gerçeklestirmek zorundayiz. Bu bir nevi Siyasi Vasiyet gibi O'ndan sonrakilere görev olarak kalmistir. ismet inönü'nün demokrasi mücadelesini devam ettirmek gerekir. Kesintiler daha büyük bir hiz kazanmak için olmali, öyle anlasilmalidir."
Rahmetli Aydin Güven Gürkan'in bu söyledikleri, ortaya attigi bu görüsler dün oldugu gibi bugün de geçerlidir. Demokrasilerde bir partinin "Mutlak iktidar"i herseyi yapacagi, istedigi gibi hareket edecegi anlamina gelmez. Çünkü demokratik sistemin baska parçalari ve paylasimcilari vardir. Anayasa Mahkemesi vardir. Cumhurbaskaninin veto yetkisibulunmaktadir. idari yargi organlari bulunmaktadir. Basinin elestiri hakki gündemdedir. iktidar partisi disinda kalan yurttaslari temsil eden baska siyasi partiler vardir. Bütün bunlar demokratik sistemde, iktidarin icraatinda söz sahibidirler. Bu çok seslilik bizde yeni, fakat demokrasilerde olagan seydir. AKP Genel Baskani ve Basbakan demokratik orkestranin tek basina sef'i degildir. Orkestradaki enstrümanlarin da verdikleri sesi dikkate almak zorundadir. Bilmem anlatabildik mi. Prof. Aydin Güven Gürkan o zaman cumhuriyet verdigi demeçte bunu anlatmaya çalismisti. Sag olsaydi ve siyasi hayatin içinde bulunsaydi bugün de ayni seyi söyleyecekti. Onunla yarim saat kadar süren söylesimizi önemli bir ani olarak muhafaza edecegim.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol