POLATLI'NIN ORTASINDA TEK KATLI IKI GÖZLÜ BIR EVDE OTURAN CEPHE KUMANDANI

Milli mücadeleyi biraz da tarihin disinda yazilanlardan okumak gerekir. Örnegin, ÇILGIN TÜRKLER kitaplari gibi mücadeleyi destansi bir havada ve çizgide anlatan kitaplar daha ögretici, daha akilda kalicidir.
Kaç defa okudum bilmiyorum, Atatürk'ün yakin çevresi yazarlarindan romanci Yakup Karaosmanoglu'nun VATAN YOLUNDA kitabinda ULUSALCILAR (Kuvayi Milliyeciler, Müdafaa-i Hukukçular, Yurt Milliyetçileri) daha düsündürücü anlatiliyor. Örnegin, kitabinin bir yerinde soguk bir kis günü odun atesi ile çalisan bir trenle Polatli'ya gittigini söyleyen Yakup Kadri Karaosmanoglu, karsilastigi bir durumu söyle anlatmaktadir
"Soguk, yagmurlu bir sonbahar gecesi, Ikinci Subenin bulundugu Istasyon karsisindaki harap ve ahsap hanin dört küçük odasindan birinin kösesinde cam yerine çuvalla örtülü bir pencerenin önünde karyolami kurmustum. Bu odada yalniz da degildim. Genç sairlerimizden Oguz Bey'le beraberdim. Ondan ögrendim diger üç odanin birinde Halide Hanim (Halide Edip Adivar), öbüründe Yusuf Akçura (ünlü Türkçü düsünür) yatiyormus. Dördüncü Binbasi Tahsin Bey'in odasiymis."
Sonraki gün Bati (Garp) Cephesi Kumandani Ismet Bey'in (Inönü'nün) yanina gittigini söyleyen Yakup Kadri Karaosmanoglu, "Garp Cephesi Kumandani, bir çamur deryasindan ibaret olan Polatli'nin ortasinda tek katli, iki gözlü bir köy evinde oturuyordu" diyor.
Bu iki gözlü evde son derec elverissiz sartlar altinda oturan, savas hazirliklarini sürdüren Ismet Bey herhalde ailesini degil, vatanin kurtarilmasini, ülkenin gelecegini düsünüyordu. Yeni bir Türkiye hayal ediyordu. Baskumandan Mustafa Kemal ile temas halindeydi. O'nunla ve diger silah arkadaslari ve halkla kader birligi etmislerdi. YA ISTIKLAL YA ÖLÜM.. Bunu Milli Mücadele sirasinda ve ondan sonraki zamanlar içinde bir söylem, bir mücadele ve savas temeli haline getiren Mustafa Kemal'di. Istiklâli yani bagimsizligi ülkenin, ulusun bütün faaliyet alanlari için söylemistir. Bir yerde demistir ki, "Hangi ülke vardir ki bir baska ülkeden talimat, nasihat alarak bagimsizligini korumus olsun." Sözün asli Bu ifadeleri sözün tipatip ayni degilse de bu anlamda söylemistir.
Yakup Kadri Karaosmanoglu ölmeden evvel geride biraktigi notlarinin bir yerinde "Son Türk Devrimi'nde yikilan ve dogan nizamin (düzenin) zit unsurlarinin içiçe" oldugunu söylemekte ve söyle demektedir.
"DEVRIM daha on yasinda (1923-1933). Fakat, simdiden, bünyesinde ihtiyar bir bünyenin zaaflarini (zayif taraflarini) tasiyor. Bunu herkes görüyor, herkes biliyor fakat herkes gaflet içersinde seyrediyor."
Yakup Kadri Karaosmanoglu bu tespiti günümüzden 74 yil önce yapmistir. Bu aci gerçegi günümüzde DEVRIM yerine DEMOKRASI olarak ifade edersek demokrasi dedigimiz seye baktigimiz zaman görüyoruz ki sistem bütün zayif taraflarini ve kendi içindeki muhalefeti bütün çiplakligi ile yansitmaktadir. Sistem kendi içinde irtica-i yasatip büyütmektedir. Sistem teslimiyetçileri ayakta tutmaktadir. Ve sistem ülkenin birligini, dirligini tartisan sesleri ve bunu duymak istemeyen insanlari bir arada tutmaya ve halka birseye alistirmaya çalistirmaktadir. Ve bütün bunlar demokrasinin geregi ve sonucu, düsünce özgürlügünün bir icabi olarak görülmektedir. Ülkenin degerlerini tahrip eden, halki saskina çeviren, toplumda gerilimi arttiran bir hürriyet (özgürlük)..
Demokrasiye EVET, fakat kaosa, cumhuriyet kurum ve kuruluslarini asindirmaya, halkin gözünden düsürmeye HAYIR.
Kim söylemis bilmiyorum. Milli mücadelede DÜSMANI ve BITI (yani hastalik yapan parazitleri) YENDIK demis, bir gerçegin altini çizmis. Cumhuriyeti kuranlar irticai ve köhne bir zihniyeti yok etmislerdir. Halki bu çagdisi geriligin elinden kurtarmayi amaçlamislardir. ÇANKAYA ve Cumhuriyetin tüm kurum ve kuruluslari bunu amaç edinmis, bu dogrultuda orgqanize olmuslardir. Bunlari çökertmeye, asindirmaya çalismak kadar tehlikeli bir tutum ve siyaset olamaz. Gerçeklerden kaçanlar bir mücize ariyorlarsa onlar için bu hüsran olur. Herkes VATAN YOLUNDA Türkiye'nin gerçegini rejimin temel ilkelerini kabul etmek ona göre tutum belirlemek zorundadir. Bu asamada gidisatin yarattigi tehlikeyi görmek gerekir. Toplumu görmenin, inatlasmanin bir anlami yoktur. Demokrasiye yanlis yaptirmak son derece sakincalidir. Bundan sakinmada herkesin yarari vardir. Öyle degil mi? Bu ülkenin kahramanlari, bu ülkenin halki, bu silahli kuvvetler Çanakkale'de, Istiklal Savasi'nda bugünkü Türkiye'ye sahip olmak, onun üzerinde hür ve bagimsiz baris ve refah içersinde yasamak için savasmislardir. Bir ikbal ve iktidara bunlar feda edilemez.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol