PALAS PANDIRAS AMA ÇOK IÇTENLIKLI


Demiraco'nun yazilarindan söz edecegim.

Demiraco, Kirklareli'de artik bir marka olmus durumdadir. Kirklareli'de Selâhattin Demiraco'yu tanimayan yok gibidir.

Çok içtenliklidir Demiraco. Inadina içtenlikli.

Yazilari darmadagindir. Palas pandirastir ama içtenliklidir iste.

Demiraco, tarih ögretmenliginden gelip geçme. Yolunun üzerinde tarih ögretmenligi vardir. Belki onun için, yasadigi devri, eskisiyle, yenisiyle, ciddi biçimde gözlemleyerek yazar.

Kirklareli'nin çok eski zamanlarini konu eder yazilarinda.

Kirklareli dogumludur. Kirklareli merkez yani. Sehir dogumlu. Onun için bu sehrin elli altmis yillik bölümünü en iyi bilenlerdendir.

Yazilarini çok büyük bir keyifle okurum.

Futbolcudan söz ederken ariciliga geçer. Tam, balin türlerinden ve kerametinden dem vururken bilmem ne camisinin duvarinin bilmem hangi tarihte onarildigina atlar.

Demiraco'nun özelligidir bu.

Sitilidir.

Internet kanaliyla az önce okudugum yazisi, Kofçaz'i anlatiyor. "Kofçaz Malkoçlar Gümrük Kapisi Ne Zaman Açilacak?" baslikli.

Çok ciddi ve yerinde bir konuya deginmis.

Terzidere'nin üç dönem önceki muhtari, ögretmen emeklisi Hasan Dükkânci ki bizim ilkokul ögretmenimizdi ayni zamanda ve köyün çocugudur, Kepirtepe egitimlidir…

Malkoçlar Sinir Kapisi'nin açilmasi için hayli girisimlerde bulunmustu 1994-1999 yillari arasinda.

Basaramamisti ama hiç degilse çesitli zamanlarda ve çesitli ortamlarda dile getirmisti bu arzuyu ve eksikligi.

Demiraco'nun yazisinda bu konuyu görünce dikkatle okudum.

Genelde Kofçaz'i anlatmis.

Köylerinden söz etmis.

Tabi ki Malkoçlar Sinir Kapisi'nin öneminden ve gerekliliginden söz etmis.

Açilirsa ne gibi yararlari olacagini kisaca dile getirmis.

Gerçektir.

Malkoçlar Sinir Kapisi açilirsa eger, gerçekten bu yörenin gelisimi bakimindan çok yararli, çok degerli bir islev görecektir.

Tabi ki köylülerin köylerini hizla terk etmesinde yerel olanaklarin gitgide azalmasi, insanlarin buralarda kalmasini, amiyane deyimiyle karinlarini doyurmasini güçlestiriyor.

"Kaniksadik pis havayi!" diyordum bir siirimde.

Köylerin kapanis, tükenis, bitis sürecini de kaniksiyoruz artik.

Aylardir ve hatta yila yaklasan bir süredir köylerin küçülmesinden, bitmeye, kapanmaya yüz tutusundan dem vurmaz oldum ben bile.

Kahretsin ki gerçekten kaniksamaya basladik.

Artik okullarin, köy okullarinin kapatilmis olmasi çok dogal sayilmaya baslandi.

Köy okullarinin kapatilmis olmasini yazmak adeta Terzidere'ye hava alani yapilmasini istemek, dile getirmek kadar abes sayilir oldu.

Nerden nereye geldik di mi?

Selâhattin Demiraco'nun yazi sitilinden, yazim özelliginden yola çikip…

Köy sorunlarina giriverdik.

Kalemine kuvvet Demiraco. Kofçaz'dan söz edisin beni sevindirdi.

Evet, hayli palas pandiras bir yazi gene.

Bir kaymakam, bir yeni belediye baskani, bir eski belediye baskani…

Derken Malkoçlar, derken Topçular, Topçular'da Serif Bodur, köy kahvesinin duvarinda Serif Bodur'un siirinin asili olusu…

Topçu Baba türbesi… Topçu Baba etkinlikleri…

Derken Terzidere…

Derken Hasan Buga ve…

Vallahi, ne yalan söyleyeyim, ben bu Demiraco'yu böyle tanidim, böyle begendim.

Devam Demiraco. Aynen böyle devam. Çünkü senin yazilarin elli yil, yüz yil, üçyüz yil sonra basvuru kaynaklari olacak.

Kolayliklar diliyorum.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol