PAF TAKIMI

Seyi düsündüm.
Sey.
Nedir o!
Sey de mi?
Besiktas hani. Seyle mi çikacakmis Sivasspor maçina? PAF takimiyla mi?
Ne biçim bir giris ama. Tam entel dantel.
Ti-Vi'lerin ana haber kanallarina çikan anli sanli konusmacilar bile böyle girizgâhlar yapmiyorlar mi canlari çektiginde?
"Sey de mi albüm yapacakmis. Sey, nedir o! Ferit Uzunkavakkizi?"

Arada bir futbola girmek te güzel oluyor hani. Bu hafta sonu oynanan Fener-Besik maçindan sonra biraz deginmek gerekiyor bu maça.
"Besik" diye bir takim yok mu?
Canim, "Fener" oluyor da, "Besik" niye olmuyor. Hatta, "Galata" bile oluyor. Hatta "Gassaray" oluyor da. Besik te oluversin artik.
Neyse, dönelim konumuza.
Yanilmiyorsam geçen dönemdi. Ve yine yanilmiyorsam yine bir Besiktas maçiydi. Hakem düdük çalmis, o sirada rakip, Besiktas'a bir gol atmisti ki durum son derece kritikti. Hakemin düdügü çalmasiyla golün atilmasinin arasinda yarim saniye bir sey var veya yoktu.
Hakem, bu durumda golü verdi, vermisti.
Neden?
Çünkü, faulü kazanan taraf, Besiktas'a gol atan takimdi. Hani, basketbolda hücum oyuncusu topla potaya yekinir, sayiya yönelir. O sirada bu oyuncuya faul yapilir da hakem düdük çalar. Oyuncu topu potaya atar ve sayi kazandirir takimina. Böylece takim basket-faul kazanmis olur. Bu durumda sayi geçerlidir; üstelik bir de tek atislik hak kazanir sayi kazanan taraf. Faul atisi yapar.
Tamam, futbolda böyle bir kural yok. Düdük çaldimiydi oyun kesilmis, durmus olur.
Animsayin lütfen. O maç iptal olmus, yeniden oynanmis, o maçta berabere kalan veya yenilen Besiktas, yinelenen maçi kazanmisti ve pasa pasa üstüne yatmisti. Öyle degil mi? Yaniliyor muyum?
Simdi ne oldu?
Fener yari sahasinin ortasinda iki futbolcu havaya çikiyor. Birbirlerine temaslari var. Hakem düdük çaliyor ve Fener lehine faul atisi gösteriyor. Kurala uygun biçimde, Besiktas kalesi yönüne dönüp, iki eliyle atis yapilacak yeri gösteriyor.
Duymamislar düdügü; Besiktasli futbolcular o hizla Fener kalesine iniyor ve öyle veya böyle, kaleye kadar gidip, topu üç direk arasindan geçiriyorlar. Bu arada düdükle gol pozisyonunun arasindan yedi sekiz saniyelik belki on küsur saniyelik bir zaman dilimi akiyor. Yani, faul düdügü çalinali çok olmus. Olay sogumaya birakilmis.
Ama, Besiktasli futbolcularin umrunda mi!
Hakem, kararli biçimde, el kol isaretleriyle, "Bana bakin bana. Düdük çaldim. Atis verdim!.." biçiminde kendini anlatmaya çalisiyor.
Besiktasli futbolcular yürüyorlar hakemin üzerine.
Hakem, kararli, ne yaptigini biliyor.
Az sonra da maç bitiyor zaten ve.
Besiktas kulübü baskaninda bir afra, bir tafra. Bir o kadar da Sinan Engin.
Yahu, siz degil miydiniz geçen dönem ayni pozisyonun daha bir masumu aleyhinize olunca, "düdük çalmisti, biz onun için oyunu durmus saydik." falan filan diyenler.
O zaman da Besiktas'in basinda ayni yönetici, ayni bilmem kim vardi.
Simdi bagirip çagiriyorlar, "Bundan sonra maçlarimiza PAF takimiyla çikacagiz. Seyircilerimiz de maçlarimiza gelmesinler. Gerekirse ligden de çekilecegiz." Bir sürü martaval.
Hani dürüstlük, hani etik, hani adamlik, hani insanlik, hani tutarlilik?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol