PADISAH FERMAN BUYURMUS DÜKKANLAR ÖNÜNE MAL KOYMAK YASAKTIR

Bilmedigimiz bazi seyler önümüze kondugunda sasiririz ve derizki "ESKI KÖYE YENI ADET." Oysa önümüze konuan her zaman yeni degildir. Kimbilir kaç yillik yasaktir da biz onu bilmiyoruzdur.
Osmanlilar zamaninda kanun, Padisahin emriydi. Padisah ferman buyurdugunda o emir, kanun olurdu.
Çünkü, Padisah mülkün sahibiydi. Mülkün yani topraklarinin üzerinde yasayanlar onun kullari, Halife olmasi nedeniyle de ümetisayilirdi. Ümmet, millet olmadigi için Padisahin ulusu, Vatan'in ne oldugu bilinmedigi için de VATAN bilinmiyordu. Böyle bir düzen 600 yil ayakta durmus, dünyanin önde gelen büyük imparatorluklarindan biri haline gelmis. Öyle korku salmis ki Avrupa bugün dahi bebelerini "TÜRKLER GELIYOR" diye korkutarak uyutuyor. Iste böyle bir devletin Padisahi (Krali) 1558 de ümmetine, kullarina ferman buyurmus ve demiski, "Istanbul Surlarinin iç ve dis yüzüne bitisik ev, dükkân yapmak yasaktir. Her cins yapi, surlardan en az dört arsin (metrenin biraz küçügü) uzak olacaktir."
Padisahin bu tür fermanlarindan birkaçini bilgi olmak için aktarmak istiyorum.
"Dükkanlardan yola çikmalar yapmak, öteberi koymak yasaktir (1567 fermani).
- Arabacilarin, arabalarina atlarin çekemeyecegi kadar yük koymalari yasaktir (1586 fermani).
- Sehrin yiyecek ve içecegine baska seyler karistirmak ve istifçilik yapmak yasaktir (1559 fermani).
- Kuzularin Hidrellez'den önce kesimi yasaktir (1582 fermani).
- Ham meyve satisi yasaktir (1572 fermani).
- Mahalle aralarinda meyhane açmak yasaktir (1575 fermani).
- Herkes mahalle imamlarina ikametgâh kaydini yaptirmak zorundadir (1579 fermani).
"Bu yasaklardan bazilari günümüzde belediyelerin, hükümetlerin önemli sorunlari arasinda bulunmaktadir. Mesela AKP iktidari büyük sehirlerde Içki Mahalli olusturmaya kalkismistir. Yani herkes her yerde içki içemiyecek, gösterilen yerde içki içmek zorunda olacaktir. Tabii bu, Padisah fermanlarinda görüldügü gibi, 300 yil öncesi bir düsüncedir. Oysa bu iktidarin Islam'da ZAMAN DEÄzISMEKLE AHKAM DA DEÄzISIR kurali bulundugunu bilmesi gerekirdi. Ancak kökü gelecekte bir geçmis yasadiklari için zaman disi karar almakta, is yapmaktadirlar.
Hz. Süleyman demis ki, "GÜNES ALTINDA SÖYLENMEDIK SÖZ YOKTUR". Peygamber olsun da yanlis söylesin olmaz. Dogru söylemis. Bizden öncekiler de bugün bizim yaptiklarimizin bir kismini yapmislardir. Akil, az veya çok her zaman insanlarda olmustur. Bilgi ise zaman içerisinde gelismis ve yayilmistir. O itibarla bugün bilmedigimiz bir seyi duymussak o belki eskiden beri vardir. Bizim bilgimiz dahiline yeni girmistir.
Istanbul göç aldikça yakin zamana kadar susuzluk çekmistir. En son Kirklareli'nin Kazan ve pabuçdereleri sularinin bir kismi Istanbul'a akitilmistir. Oysa Mimar Sinan, ki Padisah Kanuni Sultan Süleyman Viyana Seferi'nden dönüste onu Vize'de Imparatorlugun BAS KALFASI olarak ilan etmistir. Bunun serefine Vize'yi ona Arpalik olarak vermistir. Müze Müdürü Ankara'ya merkeze alinmamis olsaydi bunu tarih bilgisine dahil eder, baskalarina da anlatirdi. "O simdi tarihçi" diyecegimiz bir zamanda Ankara'ya alinmistir. Tayin sasirtici olmustur. Bakalim arkasindan müze için ne gibi sorunlar çikacaktir. Bekleyelim görelim.
Mimar Sinan, Istanbul'un susuzluguna çare olarak Anadolu ve Rumeli'nden Istanbul'a göçlerin önlenmesini Padisaha önermistir. "Padisahim, kullarin Istanbul'a geldikçe fazla su harcanacaktir. Bu gelmeleri önleyiniz" diye rapor etmistir. Belki bir gün Istanbul, Mimar Sinan'in bu önerisini dikkate almak zorunda kalacaktir. Biz önlemleri, öngörüleri geç alan bir toplumuz. Basimiza bir bela gelmeden belayi düsünmeyiz, onun için olaylarin arkasindan sürüklenmekteyiz. Dememiz o ki hayat devam ediyor. Söylenmis seyler tekrar söyleniyor, tekrar düsünülüp gündeme getiriliyor. Geçen yil Irak Kültür Bakani 17. Mirbeo Siir Festivali'ni açarken, "Geçmisimiz için türkü, gelecegimiz için de söz söylüyoruz" demistir. Öyle degil mi?
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol