Özkan; "Mayinli araziler üretime ve üreticiye, motorlar yesil tarlalara!"

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, son günlerde ülke gündemine oturan "Güneydogu Anadolu Bölgesindeki Mayinli Arazilerin Temizlenmesi" konusundaki gelismelerle ilgili olarak TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkezi tarafindan yapilan basin açiklamasini kamuoyu ile paylasti.

Baskan Dr. Gökhan Günaydin imzali basin açiklamasinda sunlar kaydedildi;  “Türkiye'nin Suriye sinirinda 510 km'lik bir koridorda ve degisen genislikte uzanan; Hatay, Kilis, Gaziantep, Sanliurfa, Mardin ve Sirnak illerinde yer alan 216 bin dekar mayinli alan, TBMM'de görüsülmekte olan "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasindaki Kara Siniri Boyunca Yapilacak Mayin Temizleme Faaliyetleri ile Ihale Islemleri Hakkinda Kanun Tasarisi" ile 49 yilligina, mayin temizleme isini yapacak yabanci sirketlerin kullanimina devredilmektedir.

Bilindigi üzere, Anti Personel Mayinlarin Kullaniminin, Depolanmasinin, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanmasi ve Bunlarin Imhasi ile ilgili 1999 tarihli Ottowa Sözlesmesi, TBMM tarafindan 12.3.2003 gün, 4824 sayili Yasa ile onaylanmistir. Bu çerçevede, Türkiye'de döseli bulunan kara mayinlarinin 2014 yilina kadar temizlenmesi gerekmektedir.

1954 yilindan baslayarak, yöre çiftçisinden yapilan kamulastirmalar ve Hazine arazilerinin kullanimiyla mayinlanan alanlarin, 55 yil sonra yeniden üretime dönüyor olmasi sevindiricidir. Ancak, bu topraklarin kimin elinde olacagi ve nasil kullanilacagi, hem ülke güvenligi hem de gida güvenligi açisindan stratejiktir, yasamsal önem tasimaktadir. TBMM'de görüsülmekte olan Yasa Tasarisi'nin kabulü halinde, 2009 yilinda ihalenin yapilacagi varsayimiyla, yabanci sirketler 2014'e kadar mayinlari temizleyecek ve 2058 yili sonuna kadar bu arazileri "tarimsal amaçla" kullanacaklardir. Bu çerçevede, yöre halkinin yarim yüzyil evvel kendilerinden alinarak kamulastirilan arazilere girememesi bakimindan degisen hiçbir sey olmayacaktir.

Sözü edilen konu, kamuoyunda her yönüyle tartisilmaktadir. Ziraat Mühendisleri Odasi olarak, olayin tarimsal ekonomi analizini saglikli bir sekilde yapmayi kamusal görev sayiyor ve ortaya çikan verilerle birçok tartismanin dogal zeminine oturacagini umuyoruz. Bu çerçevede, Ziraat Mühendisleri Oda'mizin Hatay, Gaziantep ve Sanliurfa Sube Baskanliklari yaninda; Kilis, Mardin ve Sirnak Il Temsilcilikleri tarafindan yerinde yapilan saptamalar ile 216 bin dekar mayinli arazinin bulundugu bölgenin toprak yapisi, cografi ve ekolojik kosullari, sulama olanaklari, arazinin Türkiye ve Suriye sinirindaki mevcut tarimsal faaliyetler degerlendirilmis; mayinlardan temizlenecek alanda yapilacak tarimsal faaliyetlerden elde edilecek katma deger ve istihdam kapasitesi eldeki verilerle hesaplanmaya çalisilmistir.

Sözü edilen mayinli alanlarda, birinci ve ikinci sinif tarim arazileri en büyük orani olusturmaktadir. Islenebilir tarim arazilerinin yaninda, daha düsük miktarlarda olmak üzere mera alanlari, orman ve makilik alanlar ile leçenik volkanik kayalarla kapli alanlar bunmaktadir. Mayinli arazilerin islemeli tarima elverisli bölümünün, illere göre degismekle birlikte,  % 80'e yakin bir oranda, yaklasik 170 bin dekar oldugu hesaplanmistir. Bu arazinin % 70'inin sulanabilir özellikler tasidigi degerlendirilmektedir. Güneydogu Anadolu Bölgesi'nde, üretim deseni önerilerimizde yer alan ürünlerin verim degerleri, mevcut üretim maliyetleri ve piyasa fiyatlari yaninda destekleme ödemeleriyle birlikte degerlendirildiginde; bir dekar alandan elde edilen net gelir mercimekte 100, misirda 150, bugdayda 174, pamukta 190, zeytinde 640 ve Antep fistiginda 650 Lira'dir.  Sebze meyve, bagcilik, seracilik, hayvancilik ve organik tarim gibi faaliyetler, yaratilacak katma degeri daha da yükseltmektedir.  Bu çerçevede, dekar basina net gelir ortalamasi 180 lira olarak degerlendirildiginde, mayinli arazilerin tarima açilmasi durumunda elde edilecek yillik net gelirin 20 milyon dolarin üzerinde olacagi hesaplanmaktadir. Üretim gücünü örneklendirebilmek açisindan, tümüyle monokültür tarim yapilmasi varsayimiyla, sözkonusu alandan yilda 85 bin ton pamuk veya 102 bin ton bugday veya 212 bin ton misir elde etmek mümkündür. Güneydogu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'nin gelismislik düzeyi en düsük bölgelerinden olmasi baglaminda; mayinli arazilerin temizleme sonrasinda yöre çiftçisine tahsis edilmesi durumunda yaratacagi istihdam, Türkiye'nin sosyal dengeleri açisindan çok önemlidir.

170 bin dekar islenebilir tarim alani, Türkiye ortalama isletme ölçegi olan 59 dekarlik isletmelere bölündügünde, 2881 adet tarim isletmesi dogmaktadir. Her bir hanenin en iyimser tahminle tarim isinde çalisabilecek yasta olan 5 kisiden olustugu düsünüldügünde, 14,405 kisilik bir istihdam kapasitesi ortaya çikmaktadir. Isletme basina yillik net gelir ise 10 bin 621 lira olarak gerçeklesmektedir. Kooperatif yapi altinda örgütlenen köylü üreticinin, her isletmede ziraat mühendisleri önderliginde gerçeklestirecekleri üretim, Türkiye'nin gida güvenligi ve gida güvencesine önemli katkilar saglayacaktir. Hazine Müstesarligi tarafindan yayimlanan Ocak - Aralik 2008 dönemine iliskin tesvik belgeleri, yatirim, istihdam verileri ve bir kisilik is yaratma maliyeti, tarim sektörü açisindan verilmektedir. Bu verilere göre, 2008 yilinda kisi basina istihdam maliyeti ortalamasi 287 bin lira, tarim sektöründe bir kisilik istihdam maliyeti ise 139 bin liradir. Buna karsilik; mayinli arazilerin temizlenerek yöre çiftçisine dagitilmasi durumunda, kisi basina istihdam maliyeti, tarimdan elde edilebilecek 30.6 milyon lira / 14405 kisi = 2 bin 124 lira olmaktadir. Bütün bu tarim ekonomisi verilerinin isigi altinda, sonuç degerlendirmesini söyle yapabiliriz;

1 - Mayin temizleme masrafinin geri dönüs hizi, yillik 20 milyon dolarlik net tarimsal gelir bazinda hesaplanmalidir. Örnegin 100 milyon dolarlik bir mayin temizleme finansmani, 5 yil içinde geri dönmektedir. Bu çerçevede, mayin temizleme isi, finansmani saglanarak, denetimli bir sekilde gerçeklestirilmelidir.

2 - Temizlenen arazi yöre çiftçisine tahsis edilmeli, kooperatif yapi altinda ziraat mühendisleri ve köylü üreticilerin birlikte çalismasi saglanmalidir. Bu durumunda, hem 15 binin üzerinde üretici ve mühendis istihdami saglanacak;  hem de gerçeklestirilecek yüz binlerce tonluk üretimle, giderek artan tarim ürünü ithalati (2008 yilinda 6.4 milyar dolar) için harcanan kaynak azaltilabilecektir.

3 - Arazinin Yasa tasarisi'nda oldugu gibi, 5 yil içinde mayini temizleyen yabanci sirketlere 44 yilligina tahsisi durumunda, sirketin 2059 yilina kadar elde edecegi toplam tarimsal gelir 880 milyon dolardir. Böylesine stratejik bir bölgede, hiçbir yabanci sirketin, yarim yüzyilda 880 milyon dolar kazanmak, baska bir deyisle yalnizca tarim yapmak pesinde olmayacagi açiktir.

4 - Yasa Tasarisinda bulunan hüküm dogrultusunda, yabanci sirketler, "mayindan temizlenecek alanlar ile müstakil kullanimi mümkün olmayan ve bu tasinmazlarla bütünlük teskil eden Hazine'ye ait diger tasinmazlarin" kendilerine birakilmasini talep edeceklerdir. Bu durum, "tehdit" altindaki arazilerin yalnizca 216 bin dekar ile sinirli olmadiginin en açik kanitidir. Bölgede bulunan TIGEM arazileri de dahil olmak üzere, birçok alan pazarlik konusu yapilmaya aday duruma getirilmektedir.   

5 - Her ne kadar, Yasa Tasarisi'nda Maden Kanunu ve Petrol Kanunu hükümleri sakli tutulmaktaysa da, daha evvel TBMM'ne sevk edilen Petrol Yasa Tasarisi hükümleri düsünüldügünde, dönem içinde Maden ve Petrol alaninda ortaya çikabilecek yeni Yasalar ile isbu Tasari'nin ne denli ulusal çikarlara aykiri bir içerik tasiyabilecegi gözden uzak tutulmamalidir.

6 -Orta Dogu'nun en zengin su kaynaklarina sahip olan bölge, bu yönüyle de istah kabartmaktadir. Avrupa Birligi tarafindan 2004 yilinda yayimlanan ve kamuoyunda Etki Degerlendirme Raporu olarak bilinen "Türkiye'nin Üyeligi Perspektifinden Kaynaklanan Hususlar" Belgesinde Dicle ve Firat sularinin, Israil'e özel atif yapilarak, uluslararasi bir su yönetimine devredilmesi gerektigi önerisi, yukaridaki ifadenin uluslararasi politika alanindaki izdüsümü olarak degerlendirilmelidir.

7 - Nihayet, bölgenin jeo stratejik konumu, 510 km'lik bir hat boyuna yabancilarin (en az) yarim yüzyil için yerlesmesinin ne denli tehdit ve tehlikeler dogurabilecegini herkese düsündürmelidir. 

Sonuç olarak; Ziraat Mühendisleri Odasi'nin TBMM'den ve tüm partilere ait milletvekillerinden beklentisi, bu Yasa Tasarisi'nin derhal geri çekilmesi ve yurtsever ve esitlikçi bir anlayisla konuyu düzenleyen bir tasarinin, demokratik katilima açik süreçlerde hazirlanmasina katki sunulmasidir.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol