Özkan, '5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü kutladi

Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan, yaptigi açiklamayla 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü kutladi. Özkan açiklamasinda, "Çevre, insanin insanla ve diger canli ve cansiz varliklarla olan iliski ve etkilesimleridir. Insan ve canli varliklar üzerinde etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve sosyal etkenlerin tümüdür. Genel olarak çevre, üzerinde yasadigimiz dünya ve bu dünya üzerindeki olaylardir.

Çevre ve çevre kirliligi konulari dünyada sanayinin ortaya çiktigi 100-150 yillik bir geçmise sahiptir. Son 50 yilda dünyayi tehdit edecek düzeylere ulasmistir. Tehdit boyutu arttikça, insan sagligi ve yasamini olumsuz etkilemeye basladikça toplumda çevreye karsi duyarlilik da artmistir. Sonuçta, 1972 yilinda Birlesmis Milletler Çevre Konferansinda kabul edilen bir kararla, her yil 5 Haziran "Dünya Çevre Günü" olarak ilan edilmistir.

1990'li yillarda "iklimler degismeden aliskanliklarinizi degistirin" diyorduk. Simdi ise "iklimler degisti, artik degisim sirasi bizde" diyoruz. Bu cümleden sonra cümle yok. Kaybedilen, yok olan ve geri dönüsümü olanaksiz bir gelecek var.

Zira 21. yüzyilin bu ilk yillarinda ekolojik sorunlar toplumsal sorunlarla iç içe, geri dönüsümsüz bir sekilde ilerliyor.

Bir yandan küresel isinma sorunu iklimleri ve toplumsal yasami felç eden felaketlerle ardinda binlerce evsiz, barksiz, yoksul insan birakirken; ulus ötesi sermaye ve iliskili devletler küresel isinmanin bas sorumlusu olan petrol sirketlerine is alani açmak için doganin ve insanligin kanini emmenin hayasizca gerekçelerini üretiyorlar.

Bir yandan, sermaye çevreleri dünyadaki açligi gidermek bahanesiyle genetigi degistirilmis ürünleri pazarlarken, öte yandan dünyadaki açligin bas sorumlusu olan kapitalizm ve onun üst kurumlari IMF, Dünya Bankasi ve Dünya Ticaret Örgütü, gelismekte olan ülkelerin kendi halkini doyuracak ürünleri ekmesini engelleyip, endüstrilesmis ülkelerin isteklerine uygun tek tip tarim yapilmasini dayatiyor.

Ülkemizde de, yillardir hukuk savasini kaybettigi pek çok kez tescillenen Normandy Madencilik Sirketi, Bergama Ovacik'ta siyanürlü arama yöntemiyle altin çikarmaya devam edebiliyor. Bergama halkinin hakli direnisine ve kamuoyu baskisina ragmen hazirlanan yeni maden yasasi ile siyanürlü altin arama, petrol, jeotermal ve her türlü maden arama faaliyetleri çevresel etki degerlendirme kapsami disina çikarilabiliyor.

Bir yandan da dogal alanlari yok edecek, ormanlari ve meralari kaynak yaratmak adina ortadan kaldiracak, kiyilarin turizm ugruna yagmalanmasini hizlandiracak, kirlilik üretecek teknolojileri, hatta nükleer santralleri ülkemize getirecek yasal düzenlemelere ve yatirimlara hiçbir çevre kaygisi gütmeden hiz verilebiliyor.

Kuskusuz ülkemizde çevreye karsi duyarsizligimizin gerekçelerini artirmak mümkün, ancak; bu duyarsizlik sonucu kaybedilen gelecegimizi geri getirmek mümkün degil. Çevre sorunlarini ortadan kaldirabilmek için yapacagimiz çok sey var iste bunlardan birkaçi;

Çevreye zarar veren teknolojiler terk edilmelidir. Özellikle kimya sektörünün, tehlikeli maddelerden arindirilmamis teknolojileri ülkeye sokulmamalidir.

Körfezleri kirleten kanalizasyonlarin aritma tesisleri yapilmalidir.

Trafik ve nüfus yogunlugu yüksek sehirlerimizde rayli sistem toplu tasimaciligina geçilmelidir. Trafikteki araç miktari azaltilmali, kaliteli tasit yakiti ve egzos filitrasyonuna geçilmelidir.

Tarim ilaçlarinin kullanimi yetkili kisi ve kurumlarca yapilmali usul disi kullanilmasi önlenmelidir.

Ilgili taraf ve makamlarca kriz masalari olusturulmali, olasi dogal felaketler için önlemler önceden planlanmalidir.

Orman ve SIT alanlari titizlikle korunmali, gelistirilmeli ve genisletilmelidir. Hangi nedenle olursa olsun isgal ve imha edilmesinin önüne geçilmelidir.

Denizlerde ve karada her türlü usulsüz ve mevsimsiz avlanmalar yasaklanmalidir.

Medyada halkin doga sevgisini, çevreye duyarliligini artirici yayinlara sikça yer verilmelidir.

Çevre koruyuculugu bir bilim dali haline gelmistir. Bu yönde egitimlere agirlik verilerek, yeterli kadrolar bir an önce yetistirilmelidir.

Uluslararasi kabul gören ilkeler çerçeve mevzuata alinmalidir.

Hukukun üstünlügü ilkesine titizlikle uyulmasi, yürütmenin yargi kararlarini uygulamasi kaçinilmaz olmalidir.

Çevre sorunlari ülkemizi içten ve distan saran potansiyel bir tehlikedir. Tüm bu sorunlar yasanirken meslek odalari, üretici örgütleri, sendikalar, tüm sivil toplum örgütleri çevre sorunlarina ilgisiz kalamaz. Çünkü; hava, su, toprak bugün ve yarin tüm insanligin ortak malidir, bir avuç çikar grubunun kar hirsina terk edilemez.

Bu nedenlerle, Dünya Çevre Günleri salt kutlama günleri degil, ayni zamanda belirtilen olumsuzluklarla Mücadele Günleri de olmalidir diyoruz" dedi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol