Alpullu Şeker Fabrikası'nın satılmaması ve aktif hale getirilmesi ile pancar üretiminin artırılması noktasında nelerin yapılabileceğine yönelik Kırklareli İl Genel Meclisi'nde verilen önerge, başta bölgede geçmiş yıllarda pancar üretimi yapmış ancak şimdilerde "önüme sarı lira dökseniz pancar ektiremezsiniz" deme noktasına gelen üretici Meclis üyelerinin içini dökmesine fırsat oldu. Çok önemli bir girdi olan ve hayvansal üretimin arttığı noktada kaba yem ihtiyacı açısından da önemli bir potansiyeli bulunan pancarın, bölgede ekilmez hale geldiğini belirten Meclis üyelerinden Şahin Aslan, uygulanan politikalardaki hatalarla bugünlere gelindiğini ifade etti.
Kırklareli İl Genel Meclisi Ekim Ayı 3. Birleşimi İl Özel İdare Hizmet Birimleri Toplantı Salonu'nda yapıldı. 8 Ekim 2014 Çarşamba günü gerçekleşen birleşimde gündemi çoğunluklu olarak önergeler meşgul etti. Ancak önergelerden biri oldukça dikkat çekti. Gürcan Kırım, Yeşim Girgin ve Seyhan Delioğlu'nun verdiği yazılı önergelerden biri Alpullu Şeker Fabrikası'nın satılmaması ve aktif hale getirilmesi ile pancar üretiminin artırılması noktasında nelerin yapılabileceğine yönelik idi.
Bir önceki toplantıya ait toplantıya ait tutanak özetinin kabul edilmesi ile başlayan Meclis Toplantısında pancar üretimi ve Alpullu Şeker Fabrikası hakkında verilen önerge üzerine Meclis Başkanı Cavit Çağlayan, tavsiye etmek dışında bir yetkisi olmayan Meclisin bu konuda nasıl bir faydasının olabileceğini, önerge ile ne yapılmak istendiğini sordu. Bunun üzerine söz alan önerge sahiplerinden Gürcan Kırım, Atatürk tarafından kurulan Alpullu Şeker Fabrikası'nın ilk şeker fabrikası olması sebebiyle bölge için önemli olduğunu, ayrıca bölgede artan hayvancılık düşünüldüğünde hayvansal kaba yem ihtiyacının karşılanması noktasında pancar üretiminin oldukça önemli olduğuna değindi. Kırklareli'de bu sorunu çözmek varken hayvansal yem ihtiyacında Susurluktan yem alınmasının pahalıya patlayacağını ifade eden Kırım, "Pancar üretiminden neden vazgeçildi? Hayvanlarımızın bu kadar kaba yem ihtiyacı bu kadar ortadayken biz bu işi Susurluğa devredersek ve Susurluktan yem almak istediğimizde ton başına 46 lira ödersek burada ciddi bir sorun vardır. Üreticinin mutlaka bilinçlendirilmesi gerekir. Pancar üretiminin artırılması noktasında ne yapılması gerektiğine yönelik bir araştırma yapılması gereklidir" dedi.
Kota 250 bin ton üretim 50 bin ton
Meclis Üyesi Nihat Sağlam ise daha önceki yıllarda yine İl Genel Meclisinde bu konu ile ilgili komisyon kurulduğunu anımsatarak, "2 yıl üst üste köyler tek tek gezildi pancar ekin diye teşvik yapıldı. Ona rağmen artış olmasına rağmen 50 bin tonda kaldı. Kotanın altında kaldı. Madem 250 bin ton kota isteniyor bunu en azından 200 bine çıkarmamız gerekiyor. Köylüye de bize de ciddi işler düşüyor" diye konuştu.
Sarı lirada dökseniz olmaz
Geçmiş yıllarda pancar üretimi de yapmış Meclisin üretici üyelerinden Şahin Aslan ise meselede asıl sorunun üretici ayağında yaşandığını belirterek, üreticinin karşılaştığı sıkıntılar nedeniyle bu günlere gelindiğini söyledi. Zamanında pancar eken bir çiftçi olarak konuşan Aslan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
"Benim çocukluk yıllarımda çevremizde ekilen pancar alanları o kadar çoktu ki neredeyse diğer ürünlerin yüzde 50'si kadardı. Ama maalesef ki pancar fabrikasını yönetenlerin bu kurumla içeriden dışarıdan alakası olması gereken kuruşlar dahil bu insanlar pancar üretiminden soğutuldu. Nedenini daha iyi anlamanız açısından açmak isterim. Bende bir üretici olarak en son 7-8 yıl öncesine kadar pancar üretiminde çalıştık ailece.
Avrupa gezisinde hepimiz gözlerimizle gördük. Ne kadar pancar ekiliş alanlarının çok olduğunu artı modern teknolojiyi kullandıklarını gördük. Biz Atatürk'ün kurduğu fabrika ile övünüyoruz ama niye bu güne kadar o teknolojiyi çiftçimize hizmete dönüştüremedik. Pankobirlik'teki arkadaşlarımda bunun üstlenmesini yapabilirdi. Bu bir günde yapılacak iş değil ama bunun sürdürülebilirliğinin devamı için bu önlemler alınmalıydı. İlkel yöntemlerle bu insanlar öküz arabaları ile o pancarları o fabrikalara taşıdılar. Biz bunları yaşadık. O günkü şartlar zordu, ağırdı ama insanlarda üretim aşkı vardı. Bu gün maalesef üretim aşkı son yıllarda kalmadı. Bende bir üretici olarak buna şu saatten sonra şuraya sarı lira dökseniz pancar ekmem. Sebeplerden bir tanesi zor koşullar altında olması, taban fiyatı önemli değil. Fabrikanın uygulamalarından. Benim üretim yaptığım yıllarda 2 ton pancarı boşalttırırlardı yere sonra tek tek elle tekrar doldurturlar firesine bakarlardı. Bu çamurda çıkan bir ürün olduğu için siz bunu suya da tutsanız yağlı kepir dediğimiz topraklardan arındırmanız mümkün değil. Ama sen bunu inadına, garezine zor koşulları dayatırsan bu uygulama olmaz. Elek sistemini getirirsin vatandaş oraya döker orada toprağından ayrılır ama kimse bunları yapmaz. Bu vatandaşa artık siz ne yaparsanız yapın pancar ektiremezsiniz.
Küspe hayvancılıkta girdi maliyetlerini gerçekten çok aşağı çeker. Ama maalesef ki bu işler tefecilerin ellerine kaldı. Kimse küspeye sahip çıkmadı. Burada yönetim yanlışlarından da bahsetmek lazım. Bunları çözebilirsek o zaman belki üretici ekebilir."
Aslan'ın ardından tekrar söz alan Nihat Sağlam, Meclis olarak köyleri tek tek gezebileceklerini ve üreticiyi pancar üremine yönlendirebileceklerini belirtirken Meclis Başkanı Çağlayan, Meclisin konuyu yalnızca hayvancılığa etkileri konusunda araştırabileceğini belirtti. Yapılan oylama ile konunun gündeme alınmasına karar verildi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol