"Ölüler altin takmaz"

Marmara Çevre Platformu (MARÇEP) basta Kaz Daglarinda, Esmede Bergamada, Artvinde, Tunceli olmak üzere ülkemizde siyanürle altin arama çalismalariyla ilgili olarak önemli bir açiklama yayimladi. Açiklamada, "Ölüler altin takmak denildi"
"2004 yili Dünya Çevre Günü olan 5 Haziranda yürürlüge giren Maden Kanunu ve Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Iliskin Kanun ile madencilikle ilgili pek çok yasada degisiklige gidildi, yönetsel islemlerde ayrintili düzenlemeler yapildi" ifadelerinin yer aldigi açiklama su sekilde "Orman alanlari, milli parklar, özel koruma alanlari, agaçlandirma alanlari, tabiat alanlari, dogal ve kültürel sit alanlari, tarim alanlari, meralar, sulak alanlar, kiyilar, karasulari, kentlerin imar alanlari, turizm bölgeleri, su havzalari madencilik faaliyetlerine açildi. Maden arama faaliyetleri Çevresel Etki Degerlendirilmesi (ÇED) kapsami disina çikarildi. Arama izinleri toplam rezervin %10 nun isletilmesine izin verirken, rezerv miktarinin belirlenmesi de madenci firmanin beyanina birakildi . Çok Uluslu Sirketler, kendi ülkelerindeki yasalar, yönetmelikler ve çevre yaptirimlarindan rahatsiz olduklarindan, ve bu yüzden üretim maliyetlerinin de yüksek olmasindan dolayi, altin üretimi için geri kalmis ve kalkinmakta olan ülkeleri tercih etmektedirler.
Ülkenin en önemli doga koruma alanlarindan biri olan Kaz Daglarinda yasanan sorun ne yazik ki buzdaginin görünen ucu. 1960lar öncesi dünyasinin ekonomi anlayisini yansitan, çag disi, dogal zenginliklerin yok olmasina, yeralti ve yer üstü su rezervlerinin kimyasallarca kirlenmesine, tarim alanlarinin daraltilmasina neden olan bu yasa kabul edilemez. Insanimizin da dogamizin da Maden Kanununa sirtini dayayarak gerçeklestirilen yagmaya ve tahribata tahammülü kalmamistir.
Dünyadaki 200 en önemli ekolojik bölgeden biri olan Kaz Daglari, Alplerden sonra dünyanin en fazla oksijen üreten ikinci bölgesidir. Yöre orman, orman alti bitki örtüsü ve sahip oldugu endemik türleriyle çok zengindir. Ayrica bölge, salt bitkisel açidan degil doga varligi ve hayvan varligi açisindan da özellikli ve kiskançlikla korunmasi gereken bir bölgedir. Bu özellikler, eko-turizm açisindan büyük önem tasimaktadir. Bölgede tarimsal potansiyel de yüksektir. Zeytincilik, bahçe bitkileri basta gelen ihraç ürünleri olup, gida üretimi açisindan sebze ve meyve üretimi önemli tarimsal ürünler arasinda yer almaktadir. Ülkemiz genelinde 80 tür, Kaz Daglari ölçeginde 43 adet endemik bitki türünü bünyesinde barindiran bölge, yabani bitkiler için bir gen bankasidir.
Kaz Daginin 37 noktasinda 11 firma tarafindan yürütülen altin arama faaliyetleri bu ender güzellik ve zenginlik abidesini yikmaya yönelik bir saldiri niteligindedir. Altin isletmelerince kullanilan siyanür liçi bölgedeki tarihsel ve kültürel mirasi doga ile birlikte yok edecegi gibi ileriye dönük olarak onarilamaz zararlar verecektir.
Bir cay kasigi kadar siyanürün insani zehirleyerek ölmesine neden oldugu bilindigi halde, altin isletmeciliginde bir yilda binlerce ton siyanür kullanilarak üretim yapiliyor. Siyanürlü çamur halinde atik alanlarinda depolaniyor. Bu depolardaki atik barajlari ve yigma toprak tepeleriyle siyanür sicak havanin da etkisiyle havaya karisiyor ve yagmurla birlikte tekrar topraga donuyor. Depolarin sel, deprem ve toprak kaymalari sonucu zarar görmesiyle ve büyük çevre katliamlari olusuyor.
Bilinen en güçlü zehirlerden biri olan Siyanür, maden sirketleri ve siyasi iktidar tarafindan "seker gibi tatli" gösterilmektedir.
Ülkemizde kabul edilen yeni maden kanunu ile Türkiye topraklari, çok uluslu maden sirketlerinin vazgeçemeyecegi bir ülke haline dönüsmüstür.
Altin için Türkiyede bulunan yabanci Maden firmalari ile onlarla ortaklik yapan bir kisim yerli firmanin istedikleri maden kanununun uygulanmaya baslamasiyla da yetinmeyip, devletten daha baska ayricaliklar da aldilar. Bizzat T.C. Basbakaninin agzindan madencilerin taleplerinin tümünün yerine getirildigi ifade edilmistir.
MARÇEP olarak yetkilileri göreve davet ediyor ve onlara haykiriyoruz!
Mevcut 3213 sayili Maden Yasasi ve Madencilik Faaliyetlerin Izin Yönetmeligi derhal degistirilmelidir. Yasalar ve yönetmelikler ülkemizin dogal, tarihsel ve kültürel kaynaklarina zarar vermeyecek biçimde yeniden düzenlenmeli, isgal yasalari anlamina gelen yasal düzenlemelerden vazgeçilmelidir.
Verilen altin arama ruhsatlari hemen iptal edilmelidir. 3-4 Kasim 2007 tarihinde gerçeklestirilen 28.MARÇEP Bölge toplantisina katilanlar, Kaz Daglarinda, Esmede Bergamada, Artvinde, Tuncelide ülkemizin her yanindaki altin arama çalismalarinin durdurulmasi için çaba sarf edeceklerini, Kaz Daglarinin yer alti ve yer üstü degerlerinin tüketilmesine karsi yasamlari pahasina mücadeleyi sürdüreceklerine dair açik ve net bir tutumda ortaklasmislar ve bu konudaki kararliliklarini bir kez daha kamuoyu ile paylasma iradesini ortaya koymuslardir. Ölünceye kadar siyanürlü altina hayir"

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol