Teori dergisinin bugünlerde bayilerde olan Haziran sayisi, dünyamizin ve ülkemizin en önemli sorunu olan ekonomik krize ayrilmis durumda. Konu ile ilgili üç çok önemli makale, sorunu çesitli boyutlariyla inceliyor.
Birinci makale Maliye Bakanligi Eski Gelirler Genel Müdür Yardimcisi Sefik Çakmak’a ait. Sayin Çakmak “Krizi milli programla asmada kaynak sorunu”nu incelemis.Ikinci makale eski DPT uzmanlarindan sayin Haluk Dural’in. Haluk Dural , “Türkiye için Krizden Çikis Programi”ni yazmis. Üçüncü makalede ise ODTÜ ögretim görevlisi Yildirim Koç, sendikalarin krize iliskin görüslerini ve çözüm konusunda söylediklerini incelemis.
BIRINCI MAKALE
Sayin Çakmak bu makalede, krizin çözümü için gereken kaynagin, sistem içinde ve sistem disinda aranmasi durumunda söz konusu olacak faturanin ne kadar olacagini ve her iki durumda bu kaynagin nasil bulunacagini tartismaktadir.
Sistem içinde gerekli kaynagin nasil bulunabilecegi sektör sektör incelenmis ve faturanin 100 milyar Tl’den asagi olmayacagi hesaplanmistir. Bu da hem çok zordur (dar gelirliden daha fazla vergi almak, para basmak ve borç bulmak), hem de sistemin dogasi geregi çok geçmeden yeni krizlerle karsilasmak kaçinilmazdir.
Oysa sayin Çakmak’a göre sistemin disina çikarak çözüm aramanin faturasi sadece 20 milyar dolardir. Ve daha da önemlisi bu çözüm, kesin çözümdür. Bu arada Sayin Çakmak’in verdigi çok önemli bilgiler vardir. Örnegin 1980’li yillara kadar Türkiye’de vergi yükü, (vergi gelirlerinin GSMH’ya orani) yüzde 12 – 13 dolaylarinda olmustur. Bu vergi yükü ile Türkiye çok rahat bir sekilde parasiz egitimi, parasiz sagligi, diger devletçi politikalari ve kamu hizmetlerini önemli bir sorun çikmadan halletmistir. Ve bu dönemde Türkiye ciddi bir bütçe açigi yasamamistir. Oysa 1980’lerden sonra, emperyalizmin dayattigi “devleti küçültme” politikasi benimsenmis, bunun sonucunda devletin sosyal islevlerinin birçogu tasfiye edilmis, tarimi destekleme politikalarindan vazgeçilmis, buna ragmen yüzde 12-13’lük vergi geliri yeterli olmamis, vergi yükü yüzde 20’lerin üzerine çikmistir. Bu da yeterli olmamis yüzde 13’lere varan bütçe açigi, yerli ve yabanci asalaklara aktarilan kamu kaynaginin hangi ölçülere vardigini göstermistir. Makalede verilen bir diger çarpici tablo ise, 1977’den 2002’ye kadar, toplam vergi gelirleri içinde dolayli dolaysiz vergilerin oranidir. 1980 öncesinde dolayli vergiler ortalama yüzde 40 dolaysiz vergiler yüzde 60 iken bu tablo 2000’li yillara gelirken tersine dönmüstür. Yani yillar içinde Türkiye zenginden daha az, fakirden daha fazla vergi almaya baslamistir.
Iste bu tablo yasadigimiz krizin en çarpici nedenlerinden biridir.
IKINCI MAKALE
Sayin Haluk Dural makalesine Atatürk Dönemi Türkiye ekonomisinin temel göstergelerini vererek baslamis. 12 yil süren bir savas ve yikim döneminin ardindan, 1923 ve 1938 yillarini kapsayan dönemde, Türkiye deyim yerindeyse sifirdan baslamis, ortalama yüzde 6.5’luk bir büyüme rakamina ulasmis, denk bütçeyi gerçeklestirmis, ithalat ihracat dengesini saglamis, temel sanayisini kurmus ve borçlanmaya son verdigi gibi üstelik Osmanli’dan kendisine kalan borçlari da ödemistir. Türkiye bütün bunlari basarirken kapitalist emperyalist dünya büyük bir kriz içindedir. Haluk Dural, Cumhuriyetin ilk dönemine iliskin bu bilgileri verdikten sonra, çesitli açilardan yasadigimiz krizi rakamlarla gözler önüne sermektedir. Krizden çikisa iliskin kisa ve orta uzun vadeli önlemleri anlatmaktadir.
Kisa vadeli önlemler mali ve idari olmak üzere iki baslik altinda incelenmektedir. Orta ve uzun vadeli önlemler basligi altinda ise birinci olarak mali tedbirler ve kaynak yaratilmasi, ikinci olarak idari önlemler ve üçüncü olarak ise ekonominin canlandirilmasi basliklari ele alinmaktadir. Ekonominin canlandirilmasindan ne anlasilmasi gerektigi ise sektörler itibariyle ele alinmis ve ayrintili bit çözüm programi sunulmustur. Sayin Dural’in makalesinin son bölümü kapitalist dünyanin yasadigi krizle ilgilidir. Bu bölümdeki en önemli bilgi, yapilan propagandanin aksine yasanan krizin bütün dünyanin yasadigi bir kriz olmadigi, kapitalist emperyalist dünya büyük bir kriz içindeyken, serbest piyasa sisteminin disinda kalan ülkelerin, tam tersine bir ekonomik canlilik ve büyüme içinde oldugu gerçegi rakamlarla ortaya konulmaktadir.
ÜÇÜNCÜ MAKALE
Sayin Yildirim Koç’un makalesi “Sendikalarin krizle mücadele programlari” basligini tasimaktadir. Bu makalede, Türk-is, DISK, Hak is, Kamu sen, Memur Sen ve DISK’in krize iliskin tahlilleri ve önerdikleri çözümler, söz konusu konfederasyonlarin belgelerinden hareketle incelenmistir. Bu son derece önemli saptamalarin sonrasinda söylenecek sözü sayin Koç’un deyisiyle söyleyecek olursak, Türkiye’yi ve emekçileri son derece yakindan ilgilendiren bu süreci sendikalarimiz anlamamislardir.
Bütün okuyucularin bu çok önemli makaleleri teori dergisinden okumalarini öneririm.
mbgultekin@ip.org.tr
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol