Kırklareli Halk eğitim merkezinde dün "Okul-Fobi" adı altında eğitici bir seminer düzenlendi.
Okul yolunu yeni tutmuş ana sınıfı çocuklarını ve birinci sınıfa devam eden ve daha hazırlanamamış adapte olamamış çocukları hedef alan seminere Hamdi Helvacı İlköğretim Okulu anasınıfı ve birinci sınıf öğrencileri öğrenci velileri katıldı.
Seminerde özel eğitim öğretmeni Ayla Çaha, uzman psikolog danışmanı Hüseyin Sadırlı hazır bulundu.
"Okul-Fobisi" adlı sunumu yapan Hüseyin Sadırlı sözlerine;
"Okul-fobi Okul çağındaki çocuklarda birden bire okula gitmeye karşı beliren yoğun direnç ve korku durumudur İlköğretim ikinci devrede ve lisede de görülebilen okul korkusunun tedavisi yaşı küçük olan çocuklarda daha kolay olmaktadır. Okul korkusu tedavi edilmediği zaman daha büyük sorunlara da yol açabilir. Bu tip öğrencilerin ortak özellikler; Bu çocuklar genellikle sosyal ilişki kurmakta güçlük çeken, içe kapanık, utangaç çocuklardır. Başarı kaygısı duyarlar, uslu, uyumlu evde kendisini fazlasıyla kabul ettiren ve aşırı onay bekleyen yapıları vardır.
Bu çocuklar ailelerine özellikle annelerine bağımlıdırlar. Anne ve babaları olmadan bir yere gitmek, bir şey yapmak istemezler. Her istedikleri anında karşılanmış ve anında tatmin isteyen ve olmayınca hileye başvuran yapıdadırlar."dedi.
Hüseyin Sadırlı bu fobiye neden olan maddeleri de şu şekilde sıraladı;
Anneden ayrı kalma ve terk edilme korkusu(Annenin de çocuğa bağımlı olması okul korkusunu tetikleyebilir)Bir hastalık yada kaza sonucu evde bakım, Kardeş kıskançlığı, Evdeki çatışmalı ortam,Başarısız olma endişesi,anne ve babadan İlgi ve sevgi eksikliği.
Maddi-fiziksel-manevi olarak üç farklı boyutta nedenlerini inceleyebiliriz diyen uzman sözlerine okul-fobi nin belirtileri ile devam etti;
Neşesiz-dalgın-derslerine ilgisiz ise çocuğunuz dikkat
"Çocuk neşesizdir, uykuya dalmakta güçlük çeker. ödevlere karşı ilgisi azalır ve sonunda bir gün okula gitmeyeceğini söyleyiverir,Neden olarak, öğretmenden korktuğunu ya da arkadaşının kendisini rahatsız ettiğini söyleyebilir.Çocuklar tanımlayamadıkları bir korkudan söz ederler Çoğu zaman evde rahattırlar. Şiddetli vakalarda çocuklar evde de huzursuzdurlar. Bağlı ve bağımlı oldukları aile bireyini bir yere bırakmaz, peşinde dolaşırlar.
Okul etkinliklerine karşı pasif içe kapanık veya korkulu davranıyorsa okulda daha çok ağlamaya kavga etmeye dikkat çekmeye başlamışsa, Öğretmenden sık sık izin isteyip dışarı çıkmak istiyorsa,Okulda ve evde nedensiz yere ağlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye çalışmaya başladıysa ve İştahsızlık ve uykusuzluk, mide bulantısı görülmektedir.Sık sık hasta olmadığı halde baş veya karın ağrısı bahane ederek şikayet ediyorsa oku fobinin kapısından girmiş bir birey ile karşı karşıyasınızdır."dedi.
Nasıl yardımcı olabiliriz? Bu soruyu salonda bulunan anaokulu ve ilköğretim öğrenci velilerine uzunca anlatan uzman psikolog danışmanı Hüseyin Sadırlı; " Okul korkusuyla baş etmede yapılacak ilk iş; çocuğun olabildiğince çabuk okula geri dönmesidir. Çocuğu okula gitme zorluğu nedeniyle cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. Çocuğun bunaltısı ile oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar gibi yanlış yorumlamaktan kaçının Okul korkusu hakkında çocuğu suçlamayın ya da küçümsemeyin. Bu durumun bir çok çocuk tarafında yaşanabildiğini ve zaman içinde kendisini mutlaka daha iyi hissedeceğini anlatın"dedi.
Çocuk anlayışla karşılanmalı, suçlanmadan ona değer verilerek, onu dinleyerek soruna neden olan faktörleri bulmak çözüm için; ilk adım olacaktır.
Günlük hayatta ise çocuğunuza karşı Güler yüzlü olun. Göz iletişimi kurun, Dokunun.
Konuşurken veya oynarken onunla aynı boy seviyesinde olun, Sözünü kesmeyin, çünkü dokunmak ve sarılmak çocukları rahatlatır diyen Sadırlı;
"Ona verdiğiniz değeri ve onunla duyduğunuz gururu ona söylemekten çekinmeyin.
Korkuları hakkında konuşmaya teşvik edin. Zaman zaman hayır demesine izin verin. Böylece sınırlarını belirleyebilmesine yardımcı olursunuz. Okulda acil bir durum olduğunda onunla kimin ilgileneceği ve korkuları olduğunda kimlerle konuşabileceği hakkında bilgi verin. Ve mutlaka çocuğunuzu ödüllendirin ona ayrıcalıklar tanıyın mesela;Çocuğun ailesini önce günde iki kere sonra bir kere aramasına izin verin.Daha sonra da bu ayrıcalığı ortadan kaldırın.Okula devam etmesi ve muhalefet etmemesi karşılığında evde yada okulda başka küçük ayrıcalıklar vermek gibi birtakım ödüller sunun. Göreceksiniz kaybolan güveni yerine gelecek" dedi.
Çocuğun güven duyduğu kişiyle okula gitmesi teşvik edilmeli gerektiğinde güven duyduğu kişinin çocuğun kendisini rahat hissedinceye kadar kısa bir sürede sınıfta oturması sağlanmalı
İlk günlerde okulun bahçesinde sonra okul içine daha sonrada sınıfa girmesi önce bir saat sonra iki sonra yarım gün daha sonra da tam gün okula gitmesi sağlanarak adım adım okulla buluşturulması sağlanmalı diyen uzman psikolog;
"Unutulmaması gereken en önemli şey yaş kaç olursa olsun insan yabancı bir ortama girdiğinde tereddüt eder ama yanında nasıl davranmasını ona söyleyen biri varsa çabuk adapte olur" dedi.
Eğer doğru bir yol izlendiyse anne-baba tarafından ondan sonra yapılması gerekenler çok basit deyip reçetesini yazan uzman psikolog şöyle bitirdi sunumunu;
"Okulla ve öğretmeniyle yapıcı işbirlikçi bir diyaloğun kurulması çocuğun yanında öğretmeninin eleştirilmemesi gerekmektedir.
Dayakla ve zor kullanarak davranışı yönlendirmeyi amaçlayan anne baba …
Çocuğu suçlayıcı tavırlardan uzak durulmalıdır..
Çocuğun gece erken yatması ve sabah uykusunu almış olarak kalkması sağlanmalıdır" dedi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol