Kirklareli Il Saglik Müdürü Mehmet Bilgin, Ramazan ayinda saglikli beslenme konusunda vatandaslari uyardi. Ramazan'da ögünlerin sahur ve iftarla sinirli kaldigini söyleyen Bilgin, "Kendinize ara ögünler yaratin" uyarisinda bulundu.
Bilgin, açiklamasinda sunlari kaydetti: "Toplumsal hayatimizda önemli bir yer teskil eden Ramazan ayinda dini bir vecibeyi yerine getirmek için oruç tutulmakta ve bununla birlikte bireylerin günlük yasantilarinda önemli degisiklikler olmaktadir. Ramazan ayinda yapilan en önemli beslenme degisiklikleri arasinda oruç tutan kisilerin günlük beslenme sekli ve ögün sayisini degistirip üç ana ögün olan günlük beslenme düzeninin iki ögüne indirilmesi ve özellikle hamur isleri, tatlilar, kirmizi et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artmasi yer almaktadir.
Oysa oruç tutarken saglikli ve çesitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin saglanmasi esas olmalidir. Ramazan ayinda bireylerin yas, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almalari gereken enerji, protein, karbonhidrat, yag, vitamin ve mineral oranlarinin degismedigi ve bu süre zarfinda da sagligin korunmasi açisindan yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli oldugu unutulmamalidir.
Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayinda da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç ögünü tamamlamak ve sahur ögününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararli oldugu unutulmamalidir. Çünkü bu beslenme tarzi yaklasik 12 saat olan açligi, ortalama 18 saate çikarmaktadir. Bu da açlik kan sekerinin daha erken saatlerde düsmesine ve buna bagli olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadir. Bu durumun aksine eger sahur ögünü, agir yemeklerden olusursa gece metabolizma hizi düstügü için yemeklerin yaga dönüsme hizi ve kilo alma riski artmaktadir. Bu nedenle sahura mutlaka kalkilmali ve bu ögünde süt, yogurt, peynir gibi besinlerden olusan bir kahvalti yapilmali ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden olusan bir ögün tercih edilmelidir.
Ramazan'in yemek kültürü açisindan en bilinen özelligi iftar sofralarindaki çesitlilik ve bolluktur. Iftar sofralarinda bir insana yetecek yemegin 2-3 kat fazlasi bulunabilmektedir. Kan sekeri çok düsük oldugundan kisa sürede çok miktarda besin tüketme istegi dogmaktadir.
Yapilan en büyük hatalardan birisi de çok hizli bir sekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hizli yemek yendiginde bu süre zarfinda yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alimina da zemin hazirlar.
Ramazan ayinda en sik karsilasilan sorunlardan biri de mide içinde bulunan yemek ve asitin yemek borusu içine dogru geri kaçmasi olarak tanimlanan reflüdür. Tüm bu rahatsizliklarin ortaya çikmamasi için saglikli beslenme önerileri çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir.
Oruç tutmanin saglikli insanlarin metabolik dengesinde çok önemli degisiklikler yapmadigi, ancak bazi hastaliklarda (seker hastaligi, karaciger yetmezligi vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar dogurabilecegi göz ardi edilmemelidir. Kronik hastaligi olan kisilerin ilgili uzman hekime danismadan oruç tutmamalari önemlidir” dedi.
Oruç Tutanlar Için Saglik Beslenme Önerileri
Ramazan ayi süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Ramazan ayinda ögünler; sahur ve iftarda iki ana ögün ile, iftardan sonra 1-1.5 saat araliklarla iki ara ögün seklinde düzenlenmelidir.
Oruç tutanlarin mutlaka sahur yapmalari sagligin korunmasi açisindan önemlidir. Sahur yemeginde süt, yogurt, peynir gibi besinlerden olusan hafif bir kahvalti yapilmali ya da çorba, sebze ve zeytinyagli yemeklerden olusan bir ögün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde asiri acikma problemi olanlarin midenin bosalma süresini uzatarak acikmayi geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavi gibi yemekleri tüketmesi; asiri yagli, tuzlu ve agir yemekler ile unlu gidalardan uzak durulmasi uygundur.
Iftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltiliklar veya çorba gibi hafif yemeklerle baslanilmasi, 10-15 dakika sonra az yagli et yemegi, sebze yemegi veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan sekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavi gibi glisemik indeksi yüksek olan gidalar yerine bulgur pilavi, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posali besinler) tercih edilmelidir. Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sivi ihtiyacini da karsilayacak ayran, taze sikilmis meyve sulari, soda, sebze sulari vd. içmeye özen gösterilmelidir.
Iftarda asiri serbetli, yagli tatlilar yerine; sütlü tatlilar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlilari tercih edilmelidir. Yemekleri hizli yemekten kaçinmali, yavas yavas ve iyice çigneyerek yenilmelidir. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar seklinde beslenilmelidir. Iftar yemeginden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karsisina geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kisa mesafeli yürüyüsler yapmak sindirime yardimci olmasi açisindan yararli olmaktadir. Ramazan ayinda yemeklerin pisirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle izgara, haslama ve firinda yapilan yemekler tercih edilmeli, kavrulmus, tütsülenmis ve kizartilmis besinlerden uzak durulmalidir.
Beslenme düzenindeki degisikliklere bagli olarak olusabilecek kabizligi önlemek için, yemeklerde lif orani yüksek gidalar (kuru baklagiller, kepekli tahillar, sebzeler) ve ara ögünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, findik, badem gibi kuru yemisler tercih edilmelidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol