Obezite ile mücadele emzirme çaginda baslar

Obezitenin gelismesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden birinin de yasamin ilk yillarindaki beslenme sekli oldugunu belirterek anne sütü tüketmenin önemine dikkat çeken Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz, "Obezite olusmadan korunma büyük önem tasimaktadir. Obeziteden korunma, çocukluk çaginda baslamalidir" dedi. Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz, artan obezite orani, obezite ile ilgili bilinmesi gerekler ile tedavisi hakkinda yaptigi açiklamada, saglikli bir yasam sürdürmek için, alinan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulmasi gerektigini vurguladi. Açiklamalarinda ilk olarak beslenmenin tanimini yapan Il Saglik Müdürü Dr. Saymaz, beslenmenin anne karninda baslayarak yasamin sonlandigi ana kadar devam eden yasamin vazgeçilmez bir ihtiyaci oldugunu belirterek, insanin büyümesi, gelismesi, saglikli ve üretken olarak uzun süre yasamasi için gerekli olan besin ögelerini yeterli ve dengeli miktarda alip vücutta kullanabilmesi oldugunu animsatti. Beslenmenin asla karin doyurmak, açligi bastirmak, caninin çektigi seyleri yemek veya içmek olarak algilanmamasi gerektigine isaret eden Il Saglik Müdürü Dr. Saymaz, "Günlük yasamda bireylerin yasa, cinsiyete, yaptigi ise, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalik durumuna göre degisen günlük enerjiye ihtiyaci vardir. Saglikli bir yasam sürdürmek için, alinan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulmasi gerekmektedir. Yetiskin erkeklerde vücut agirliginin yüzde 15-18'i, kadinlarda ise yüzde 20-25'ini yag dokusu olusturmaktadir. Bu oranin erkeklerde yüzde 25, kadinlarda ise yüzde 30'un üstüne çikmasi obeziteyi olusturmaktadir. Günlük alinan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasi durumunda, harcanamayan enerji vücutta yag olarak depolanmakta ve obezite olusumuna neden olmaktadir. Anlasilacagi üzere obezite; besinlerle alinan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olmasi ve fazla enerjinin vücutta yag olarak depolanmasi (yüzde 20 veya daha fazla) sonucu ortaya çikan, yasam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalik olarak kabul edilmektedir" dedi.

Dünya Saglik Örgütü (DSÖ) tarafindan da obezitenin, "sagligi bozacak ölçüde vücutta asiri yag birikmesi" olarak tanimlandigini vurgulayan Dr. Saymaz, Saglik Bakanligi Temel Saglik Hizmetleri Genel Müdürlügünce 7 cografik bölgede seçilen 7 ilde 14 saglik ocaginda 30 yas üstü 15 bin 468 birey üzerinde yapilan "Saglikli Beslenelim Kalbimizi Koruyalim" çalismasinin sonuçlari hakkinda bilgi vererek, obezite görülme sikliginin erkeklerde yüzde 21.2, kadinlarda ise yüzde 41.5 olarak tespit edildigini kaydetti.

Baslica risk faktörleri

Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz, obezitenin olusmasinda baslica risk faktörlerini; asiri ve yanlis beslenme aliskanliklari, yetersiz fiziksel aktivite, yas, cinsiyet, egitim düzeyi, sosyo - kültürel etmenler, gelir durumu, hormonal ve metabolik etmenler, genetik etmenler, psikolojik problemler, sik araliklarla çok düsük enerjili diyetler uygulama, sigara- alkol kullanma durumu, kullanilan bazi ilaçlar (antideprasanlar vb.) ile dogum sayisi ve dogumlar arasi süre olarak siraladi.

Obezitenin gelismesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden birinin de yasamin ilk yillarindaki beslenme sekli olduguna dikkat çeken Dr. Saymaz, "Yapilan çalismalarda, obezite görülme sikliginin anne sütü ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenmeyen çocuklara göre daha düsük oranlarda oldugu, anne sütü verme süresinin, tamamlayici besinlerin türü, miktari ve baslama zamanlarinin obezite olusumunu etkiledigi bildirilmektedir" diye konustu.

Obezitenin neden oldugu saglik sorunlari

Obezitenin beraberinde birçok hastaligi getirdigini ifade eden Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz, bunlari söyle siraladi;

"Insülin direnci - Hiperinsülinemi, Tip 2 Diabetes Mellitus, Hipertansiyon, koroner arter hastaligi, Hiperlipidemi - Hipertrigliseridemi, Metabolik Sendrom, safra kesesi hastaliklari

bazi kanser türleri (kadinlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalik ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri), Osteoartrit, Felç, Uyku Apnesi, karaciger yaglanmasi, astim, solunum zorlugu, gebelik komplikasyonlari, menstruasyon düzensizlikleri, asiri killanma, ameliyat risklerinin artmasi ruhsal sorunlar (Anoreksiya Nevroza (yemek yememe) veya Blumia Nevroza (kusarak yedigi besinlerden yararlanmama), Binge Eating (tikinircasina yeme), gece yeme sendromu gibi ortaya çikabilir veya bir seyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum saglamaya çalisma), toplumsal uyumsuzluklar, özellikle sik araliklarla agirlik kaybetme ve kazanma sonucunda deri alti yag dokusunun fazla olmasi nedeniyle deri enfeksiyonlari, kasiklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonlari, kas-iskelet sistemi problemleri."

Obezitenin tedavisi

Obezite tedavisinden çok obez olmamaya dikkat edilmesi gerektigine isaret eden Kirklareli Il Saglik Müdürü Dr. M. Mustafa Saymaz, obeziteden korunmanin çocukluk çaginda basladigini söyledi. Dr. Saymaz, tedavi sürecini söyle açikladi;

"Obezite olusmadan korunma büyük önem tasimaktadir. Obeziteden korunma, çocukluk çaginda baslamalidir. Çocuk ve adolesan döneminde olusan obezite, yetiskinlik dönemi obezitesi için zemin hazirlamaktadir. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularinda bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararliligi ve etkin olarak katilimini gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezitenin etiyolojisinde pek çok faktörün etkili olmasi, bu hastaligin önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmasik hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten olusan bir ekip gerekmektedir. Obezite tedavisinde kullanilan yöntemler 5 grup altinda toplanmaktadir.

Bunlar, tibbi beslenme (diyet) tedavisi, egzersiz tedavisi, farmakolojik tedavi, davranis degisikligi tedavisi ve cerrahi tedavi.

Ülkemizde de yetiskin, çocuk ve gençlerde obezitenin önlenmesine yönelik faaliyetlere hiz vermek belirlenen hedeflere ulasmak, ihtiyaçlar dogrultusunda yeni hedef ve stratejiler belirlemek ve faaliyetlerin belirli bir çerçevede yürütülmesini saglamak amaciyla 'Türkiye Obezite ile Mücadele Programi ve Ulusal Eylem Plani (2008-2012)' hazirlanmistir.

Projenin hedefi, okul çaginda bulunan ve 6, 7, 8 ve 9 yas gruplarindaki çocuklarinda fazla kiloluluk ve obezite (sismanlik) görülme sikligini belirlemenin yani sira malnütrisyon (zayiflik) durumunun da ortaya konulmasidir. Proje kapsaminda ögrenciye, velilere yönelik anketler ve çocugun içinde bulundugu okul çevresi ile ilgili bilgiler elde edilecektir. Projenin iki yilda bir tekrarlanarak okul çagi çocuklarinda fazla kiloluluk ve obezite görülme sikligindaki degisimin izlenmesi hedeflenmektedir.

Saglikli bir nesil için obezite ile mücadele ve farkindalik yaratmak amaci ile Bakanligimiz emirleri dogrultusunda Müdürlügümüz bünyesinde obezite birimi olusturulmustur.

Obezite ile ilgili ayrintili bilgi Saglik Bakanligi'nin www.beslenme.gov.tr adresinde yayinlanmaktadir. Ayrica, vatandaslarimiz kendilerine en yakin saglik kurulusundan da bilgi alabilirler."