Obama

Barack Obama’nin ABD Baskanligina seçilmesi degisik çevrelerde farkli degerlendirmelere yol açti. Çandargiller “sevinç gözyaslari” döküyorlar. Onlara göre Amerika’da “Devrim” oldu. Gözyasi dökenler, aslinda arkada kalan “güzel günlere” agliyorlar. Kaderlerini Amerika’ya baglayanlar, simdi Obama ile birlikte islerin düzelecegini, ekonomik krize bir çare bulunacagini, Amerika’nin yeniden itibar kazanacagini, Irak ve Afganistan bataklarindan çikmanin bir yolunun kesfedilecegini söylüyorlar. Bütün bunlar bos hayallerdir. Cevabi bulunmasi gereken anlamli soru sudur: Obama ile birlikte Amerika savunma durumuna mi geçiyor? Veya biraz daha uzun vade ile ilgili söylersek, ABD; askeri gücüne dayanarak dünyanin dört bir yaninda savaslar çikaran bir ülke olmaktan çikarak, son 20 yilin Rusya’si gibi, Çin gibi, hatta Avrupa gibi kendi sinirlari içine çekilen (askeri anlamda) bir ülke mi olacak? Obama bu sürecin temsilcisi mi?

Bu sorunun cevabini, Obama’nin Afganistan ve Irak’ta devam eden savaslara iliskin olarak düsündügü tedbirler ile Savunma Bakanligi için düsündügü isimde bulabiliriz.

AFGANISTAN

Obama, Irak’taki Amerikan kuvvetlerini çekmeyi ve Afganistan’a yogunlasmayi savunuyor. Neden Afganistan?

Afganistan’in bilindigi kadariyla bir dogal zenginligi yok. Petrol yok, dogalgaz yok. Dünyanin en fakir ülkelerinden biri. Neredeyse tek geçim kaynagi uyusturucu hammaddesi üretimi. Taleban döneminde oldukça sinirlanmis olan üretim, Amerikan isgaliyle birlikte 10 misli artti. Ama Amerika’nin uyusturucu için bu ülkeye önem verdigini söylemek dogru degil. Fakat Afganistan; Çin, Hindistan, Iran ve Orta Asya ülkeleri dolaysiyla Rusya’nn komsusu. Dünyanin en önemli enerji yataklarinin yanibasinda ve Hint Okyanusuna uzatilabilecek muhtemel enerji hatlarinin güzergâhinda. Afganistan’a asker yigmak görülüyor ki Asya’nin kalbine asker yigmak anlamina geliyor. Dünyamizin yeni büyük güçlerinin tam ortasina büyük bir askeri güç yigan ülkenin, gelecekte bu güçlerle bir askeri hesaplasma düsündügü açiktir. Onun için Irak’tan asker çekip Afganistan’a asker yigmak düsüncesinin sahibi Obama, Amerika’nin; Dünya hakimiyeti rüyasini askeri güç kullanarak gerçeklestirmek hevesinden vazgeçmedigini göstermektedir.

IRAK

Gelelim, Irak konusuna. Irak’tan asker çekme fikri de Obama’ya ait degil. Bush yönetimi de önümüzdeki yillar içinde Irak’tan asker çekmeyi gündemine almisti. Bilindigi gibi Bagdat yönetimi ile bu konuda görüsmeler sürmektedir.

Irak yönetimi ile anlasma saglandiktan sonra, Amerikan Ordusu’nun Kuzey’de artik fiilen kurulmus olan Kukla Devlet içine çekilmesi, nicedir dillendirilen Amerika stratejisidir. Yani Obama, yeni bir sey söylememektedir. Amerika’nin, Büyük Ortadogu Projesinin en önemli köse taslarindan olan “Üç Israil”i yaratma hedefine uygun olarak hareket etmektedir. Üç Israil; 1. Bildigimiz Israil. 2. Irak’in Kuzeyindeki Kukla Devlet. 3. Haçli Irtica’nin diktatörlügünün gerçeklestigi Türkiye. Ve nihayet Obama’nin Savunma Bakani olarak simdiki Bakan Robert Gates’i düsünmesi de, emperyalist bir askeri güç olma hevesinden vazgeçmedigini kanitlar.

TÜRKIYE

Önce herkesin bildigi bazi olgulari hatirlatalim: Obama sözde soykirim meselesinde önceki ABD baskanlarina kiyasla Diyasporaya daha kesin sözler verdi. Türkiye’nin Kibris’ta isgalci oldugunu söylüyor. Ve Kürt sorununa burnunu sokmada Bush’tan asagi kalmayacagi biliniyor. Obama’nin seçilmesi Barzaniler tarafindan sevinçle karsilandi. Barzani gene, Irak’in Güneyinden çekilecek Amerikan Ordusu’nu kendi bölgesinde konuslanmaya davet etti. Bütün bunlar düsünüldügünde Obama’nin seçilmesinin Türkiye açisindan olumlu almamda herhangi bir degisiklik anlamina gelmedigi ortaya çikar. Son iki yilin gelismeleri, Ortadogu’da bataga saplanmis olan Amerika’nin, bir çikis yolu bulmak için Türkiye üzerinde yogunlastigini gösteriyordu. Türkiye, Amerika’nin önemli köprübaslarini tuttugu, ekonomisini kontrol ettigi, PKK vasitasiyla distan; AKP, DTP ve F tipi örgüt vasitasiyla içten vurdugu, basininin en azindan yarisini yönlendirebildigi bir ülkedir.

Onun için Türkiye’de yapilacak kritik bir hamle, milli güçlerin tasfiye edilmesi, kontrol altina alinmayan Ordu’nun hizaya getirilmesi, ABD’ye; Ortadogu’da ve Asya’da yasanacak hesaplasmada önemli bir avantaj saglayacaktir.

ABD’nin egemen çevreleri en azindan son bir kaç yildir böyle düsünüyorlar. Bütün politikalari buna uygun oldu. Ergenekon operasyonlari bunun için sahneleniyor. Obama, bu politikayi sürdürmek disinda bir sansi yoktur.

ÖLÜME ÇARE YOK

Hersey dogar, yasar ve ölür. Amerikan imparatorlugu simdi ölüm sürecindedir. Hiçbir tedbir, bu süreci tersine çeviremez. Amerikan emperyalizminin, ne amaçla kullandigi belli olan “demokrasi”, “özgürlük” ve “insan haklari” söylemlerine uygun yeni bir yüzle atak tazelemesi, bu kaçinilmaz sonu önleyemez.

Ama Türkiye açisindan sürece bakarsak, kisa vadede “sikintili” bir sürecin bizi bekledigini görmek durumundayiz.

mbgultekin@ip.org.tr

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol