O GEÇMİŞTEN BU GELECEK NASIL ÇIKTI?

Şunca yıldır okurum yazarım fakat sonuçta şunu anladım ki Osmanlı Devleti ile ilgili bilgiler henüz kamuoyunca tam olarak bilinemeyen bilgilerdir. Bu bilgiler halkın çoğunluğu tarafından okunmamışlardır. Örneğin, Osmanlı Devleti'nin resmi adının "MEMALİKİ OSMANİYEYE" olduğunu kim bilir ki?
Osmanlı Devleti'nin en çalkantılı, en hareketli zamanı 1876-1918 yılları arasında kalan dönemdir. İmparatorluk bu dönemde büyük bir sosyal, siyasal, ekonomik ve askeri sarsıntı geçirmiş, devletin temeli çatlamıştır. Devletin RUMELİ AYAĞI bu kaybedilmiştir.1878 Berlin Kongre ve Anlaşması'ndan sonra geçen 34 yıllık sürede topraklarını korumada dahi aciz kalmıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nin gelirleri giderlerine yetmemiş, 1856 Kırım Harbi'nden itibaren devlet borçlanmaya, borçlarını ödeyememeye başlamıştır. Nitekim 1880'li yılların başında Düyun-u Umumiye yani alacaklılar Osmanlı'nın gelir kaynaklarına, maliyesine el koymuştur. Bu yıllarda Kıbrıs, İngilizler'e borç karşılığı verilmiştir.
Tarihler elbetteki Osmanlı Devleti'nin çöküntüsü nedenlerini yazıyorlardır. Ama asıl önemli neden devleti yönetememek. Şartların ve zamanın gerekli kıldığı yapılanmaya gidememek, öngörüsüzlüktür. Bu çöküntüyü devletin temellerinden, çöktüğünü gören MUSTAFA KEMAL olmuştur. Bugünkü Türkiye Trakyası hariç, Rumeli yitirildikten sonra Osmanlı Devleti gücünü kaybetmiştir. Öyle ki Osmanlı'dan geriye Anadolu ve Trakya ile 11-12 milyon civarında, yüzde 90'nı okuma yazma bilmeyen bir halk, hastalıklı bir toplum, tarıma dayalı bir ekonomi miras kalmıştır. Mustafa Kemal'e düşman olanlar bunları bilmezler mi? Dünyada halkını esenliğe çıkarmış, özgür ve bağımsız hale getirmiş, kendisini bir vatan sahibi yapmış bir kurtarıcıya kendi ülkesinde düşman olmak aklın alacağı şey değildir.
Toplumda şu kanaat yaygındır. Yeni kuşaklar 1977-1923 arasında kalan dönemi bilmiyorlar. Öğretememişiz. Oysa bu süreçte Osmanlı Devleti'nin içinden 23 devlet çıkmıştır. Bugün Türkiye onların kuşatması altınadır. Gerçekte hiçbiri Türkiye'ye dost değildir. Tarihleri Türk düşmanlığı ile doludur. Fırsat buldukça bunu kusmaktadırlar. Biz ise bazılarına KARDEŞİMİZ gözü ile bakmaktayız.
Bugün ülkemiz çok kritik bir zamandan geçmektedir. Ülkenin sınırlarını değiştirmek, bütünlüğünün bozmak isteyen ülkeler ve unsurlar vardır. Bunu resmen ve açıkça söyleyebilmektedirler. Türkiye'nin de içinde bulunduğu geniş bir coğrafya bölgesi, içinde 20'nin üstünde ülke vardır. Yeni düzenlemeye tabi tutulacağı söylenmektedir. Türkiye ise aklını Araplar'a takmıştır. Mısır'da demokrasi değil, iktidar kavgası vardır. Irak bölünmüştür. Suriye bölünmek üzeredir. Şunu da bilmeliyiz ve unutmamamız gerekir ki Araplar Osmanlı Devleti'ni  arkadan vurmuşlardır. Osmanlı Devleti Medine'yi Hristiyanlar'a, düşmanlara karşı değil, düşman Araplar'a karşı savunmuştur. "Medine Müdafaa-i Fahrettin Paşa'nın hatıraları ortadadır." Okunmayı bekliyorlar.
    Şuraya gelmek istiyorum:
    Türkiye dünden daha güçlü, daha uyanık, dostunu düşmanını daha iyi tanımış olarak muhtemel tehlikelere hazır olmalıdır. Zira çevremiz bir takım gelişmelere, tehlikelere gebe görünmektedir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol