O BIR MÜCADELE ADAMI IDI FAKAT BILINMIYOR

Yanlis dogru bilmiyorum ama bir yerde okumustum. Birlesmis Milletler Teskilatinin azgelismis Afrika ülkeleri gibi ülkelerde yöneticiler için, yerel ve bölgesel kalkinma baglaminda öngördügü bir yöntem vardir. Bulundugu yeri degistirmek, güzellestirmek, bayindir (imar) etmek isteyen ve bu is için görevlendirilmis bulunan yöneticiler ise soyunmadan önce bulunduklari yeri ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi yönden tanimalidirlar.
Antrapolijik yani yörenin insan kaynaklari, Halk Kültürü (folklor) yönünden taninmasinda yarar vardir. Simdi sözgelimi diyelim ki Kirklareli'ndesiniz, burada Bulgaristan'da Ilk Türkçe gazeteyi çikarmis, orada ögretmenlik yapmis, burada çiftçilik, Halkevcilik ve yazarlik yapmis, softalikla, yobazlikla mücadele etmis, kitap kültürü olan biri yasamistir. Dahasi var, Bulgaristan'da iken gazetesi için Atatürk kendisine hurufat (kursun harfler) göndermistir. Atatürk'ün yakin arkadaslarindan Hüsrev Gerede Sofya'da elçi iken onun emrinde Türkiye'ye çalismistir. Türk kültürüne yabanci ülkelerde hizmetinden dolayi 1960 Devrimini yapan Milli Birlik Hükümeti zamaninda maasa baglanmis, fakat maasini alamadan hayata veda etmistir.
1930'lu yillarda Türkiye'ye göç eden ve Kirklareli'ne iskan edilen bu HALK AYDINI'nin Bulgaristan ve Türkiye'deki hizmetleri üzerine Disisleri Bakanligi diplomatlarindan ve birçok arastirma kitabinin sahibi Bilal Simsir arastirma yapmistir. Bizde de Londra'da görevli iken yazi yazmis, bilgi istemistir.
O, benim dostumdu. Ben dogmadan önce O, Bulgaristan'da ögretmenlik yapiyor, gazete çikariyordu. Türkiye'de Atatürk Devrimi hakkinda Bulgaristan Türklügünü bilgilendiriyordu. Benim Halkevi Baskanligi yaptigim 1965-1975 yillari arasinda Halkevinden alip okudugu kitaplarin sayisi belli degildir. Okurdu, okudugundan anladigini bizlerle, baskalariyla tartisirdi. Bu durumuyla HALK ÜNIVERSITESI'nden çikmis filozofik bir hali vardi. O, 1950'li yillarda Tercüman Gazetesinde Atatürk aleyhinde, yazilar yazan ve çokça da okunan Kadircan Kafli'ya buradan yanitlar gönderiyordu. Koltugunun altinda zamanin en sagci dergisi HÜR ADAM'i kapi kapi satan çigritkanlarla sahsen mücadele ediyordu. Öldügü 1960'li yillarin ortalarinda 70 yaslarin üstündeydi.
O siralar bazen Ögretmenler Birligi lokaline giderdi. Halk kilikli ve halktan biri gibi yasadigi için pek itibar edeni yoktu. Netekim öldügü zaman cenazesinde 5-6 kisiydik ve camiye ugramadan mezarliga götürülmüstü. Bir takim çevreler onun dinsiz imansiz olduguna inaniyorlardi. Oysa arada bir Cuma Namazlari'na gidiyordu. Böylesine de anlasilmayan bir aydin ve kültür adami idi. Hayatta yalnizdi demiyecegim çünkü Cevizköy'de bir kizkardesi vardi. Her hususta ona destek olmus, destek olmaya devam etmis bir esi vardi, Ondan çok güç aldigini söylüyordu. Esi öldügü zaman "Her seyimi kaybettim" diyordu. Tabii çocuklari da vardi. Babalarini anlamis degillerdi.
Fikirleri, düsünceleri, bilgileri itibariyle sanki topluma yabanci gibiydi. Oysa toplum ona yabanciydi. Çünkü toplumdan, çevresindeki insanlardan ayri düsünen bir hali, özelligi vardi. Memuriyetinde kaymakamlik, Emniyette Sube Müdürlügü, Içisleri Bakanliginin çesitli kademelerinde yöneticilik yapmis, Basbakanlik Arsiv Genel Müdür Yardimciligindan emekli, Kirklareli'nde "KARAHIDIRLI HALIL TEKIN BUCAKLI" olarak bilinen bir kültür adaminin arkadasiydi. Halil Tekin Bucakli kitaplarini Fransizca okurdu. Daha ziyade onunla anlasiyordu. Zira o da Türkçe disinda Bulgarca, Fransizca biliyordu.
Bu sahsi taniyormusunuz, diye sorsam tanimadiginizi söyleyeceksiniz. Çünkü sizden önceydi ve Kirklareli ona sahip çikmamisti. Onu bir bilen varsa onunla bu HALK AYDINI'ni, bu CUMHURIYET INSANINI konusmak istiyorum. Yanit bekliyorum. Lütfen.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol