Bir süre önce çikan bir yazimda arastirmaci yazar Rifat Bali'nin yeni çikan "1934 TRAKYA OLAYLARI" kitabindan, bunun bir Yahudi Yagmasi oldugundan söz etmistim. Bu yazimi okuyan bir okuyucum telefonda "Yahudilerin Trakya'da ne isi var? Trakya'ya nasil gelmisler" diye sordu. Kendisine bunu yazacagimi söylemistim. Simdi sirasi geldi.
Osmanlilar 1350'li yillarda Trakya'ya geçtiklerinde burada ve Balkanlar'da Bizans Yahudileri vardi. Bilindigi üzere Yahudiler, Romalilar zamaninda kendi topraklarindan kovulmuslar, dünyanin birçok yerlerine dagilmislardir. Osmanlilarin, Yahudilerle tanismasi Rumeli'ne geçtikten sonra olmustur. Trakya ve Balkanlar fethedildiginde buralarda yasayan Yahudiler Osmanli Yahudi'si adini almislardir. Osmanlilarin, Avrupali yöneticilere göre daha adil bir yönetim uyguladiklarini duyan Ispanyol Yahudilerinden bir-iki grup bu topraklarda kosullarin daha iyi oldugunu ögrenince Osmanli Mülkü'ne göç etmislerdir. Bu göç Osmanli Devleti'nin imparatorluk sürecine girdigi yillara rastlamistir. Onlara o sira Bizans'tan Osmanlilara devren gelen Yahudi Cemaati yardimci olmustur. Fakat Osmanlilarin Yahudilere kucak açmalari, özellikle Ispanyol Yahudilerini Osmanli Tebasi'na kabul etmeleri 1400'lü yillarin sonu ile 1500 'lü yillarin basinda, yani Ikinci Bayezit'in (1481-1512) saltanat yillarinda olmustur. Yahudiler o sira Ispanya'da tipki 1989 yilinda Bulgaristan Türklerinin maruz kaldiklari SÜRGÜN muamelesi gibi bir uygulama ile karsi karsiya kalmislardir. Iste Trakya Yahudileri bu sira buraya gelmislerdir. Hatta padisah Ikinci Bayezit gelen ve gelecek olan Yahudi Göçmenler'in bütün Osmanli Eyaletleri'nde iyi karsilanmalarini, onlara yardimci olunmasini istemis, fermaninda, aksini yapanlari idam edecegini bildirmistir. Osmanli Sultani bu Yahudi göçmenleri niye kabul etmistir?
Bu yillarda Osmanli Mülkü yeni fethedilen topraklarla büyümekte, yeni ihtiyaçlar ortaya çikmaktadir. Osmanli yönetiminin, Osmanli ordusunun, sanayi ve ticaretin kaliteli, bilgili, becerikli insanlara ihtiyaci vardir. O sira Ispanyol Yahudileri bu nitelikleri tasiyordu. Yahudiler de Osmanlilarin buna gereksinim duyduklarini biliyorlardi. Nitekim bu 1500'lü yillarda Avrupa ülkeleri üzerinden, karadan ve denizden Osmanli topraklarina gelirlerken donanimli gelmislerdir. Matbaayi, dokuma sanayiini, boyaciligi, ticareti, kuyumculugu, Osmanli'nin Balkan ülkelerinde olmayan seyleri getirmislerdir. Selanik üzerinden de Trakya'ya, Istanbul ve Marmara Bölgesi kentlerine, daha sonralari bütün Osmanli Eyaletleri'ne yayilmislardir. Tipki bir dari çuvalindaki dari taneleri gibi dagilmislardir. Çingeneler de (Romanlar da) yeryüzüne böyle dagilmislardir.
Yahudiler tipki Romanlar gibi yeryüzünde topraga bagli olmamislardir. Yurtlarindan kovulduktan sonra topraksiz kalmislar ve gittikleri yerlerde AZINLIK durumuna düstükleri için kendilerini ticarette, fikri hayatta, diger mesleklerde üstün duruma getirmisler ve böylece dünya da ticareti, parayi kontrol imkânlarini ele geçirmislerdir. Trakya Yahudileri de bu kapsamdadirlar. Onlarin da Trakya'nin ticaretinde, sanayiinde, diger mesleklerin meydana gelmesinde ve gelismesinde paylari vardir. 1934 yilinda Trakya'dan göçe zorlandiklarinda geride is ve ticaret hayatinda, bilgi alaninda bir bosluk birakmislardir. Tarihimizde Osmanli topraklarina yalniz Yahudiler gelmemis, Fatih Istanbul'u fethettiginde Anadolu'dan çok sayida Ermeni'yi, Yavuz Sultan Selim çok sayida Arap is ve meslek mensubunu Istanbul ve Anadolu'ya iskan etmislerdir. Padisah IV. Mehmet (Avci Mehmet) de onbinin üstünde Polonyali'yi Kamineçe'den alip Kirklareli ve Trakya'ya yerlestirmistir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol