1292 yılından itibaren, Makedonya'nın bazı yerlerine Batı Anadolu'dan gelen Selçuklu ve Osmanlı Türkler'i yerleşmeye başladılar. Ancak, Osmanlı, Türkleri’nin bu bölgeye kesin yerleşmesi 26 Eylül 1371 Meriç Savaşı'ndan sonraki döneme tesadüf etmektedir. Bu parlak Türk zaferinden sonra Makedonya da fethedilerek Osmanlı Devleti'nin hudutları dahiline alındı.
Osmanlı Devleti, Makedonya da dahil olmak üzere, yeni fethedilen Avrupa topraklarına Anadolu'nun değişik yerlerinden getirdiği Türk ailelerini yerleştirdi. Yusuf Hikmet Bayur, K. Gersin, Vasil Kınçov vb. araştırmacılara göre, Osmanlı döneminde, Makedonya'nın daha büyük şehir ve kasabalarının nüfusunun büyük çoğunluğunu Türkler oluşturuyor. Böylece bu dönemde, Makedonya'da Türk'ün ve Türk idaresinin varlığı iyice hissedildi. Türkler, söz konusu dönemde Makedonya'da yaşayan bütün azınlıkların sosyo-ekonomik ve kültürel hayatlarını etkilediler.
Makedonya, Balkan Yarımadası, diğer bölgelere kıyasen Osmanlı Devleti'nin hudutları dahilinde en uzun zaman kalan, Osmanlı döneminin Rumeli'nde en geniş ölçüde izlerine sahip olan, Türk nitelik ve değerlerini hala koruyabilen bir Balkan Bölgesidir. Tam 541 yıllık bir Türk Yurdu olan Makedonya, Balkan Savaşları'nda çok daha zayıf olan düşman saldırılarına açık kalarak kolaylıkla elden çıktı. Fakat birkaç asırlık Osmanlı Türk Dönemi bu topraklarda kendi yüksek medeniyetinin hemen bütün nitelik ve değerlerini bırakmış bulunuyor. Türk kültürü, Makedon, Arnavut, Bulgar, Sırp, Hırvat, Romen, Yunan, Ulah vb. milletlerin dil ve edebiyatlarında, sanatlarının her dalında, çoğu adet, gelenek vb. niteliklerinde görülmektedir. Makedonya, Osmanlı döneminde bir ırklar ve dinler yığışım bölgesiydi. İtalyan müellifi Luigi Villari ise bu Türk Bölgesi'ne "Etnografya Müzesi" adını vermektedir. Osmanlı Devleti, söz konusu dönemde Makedonya'da yaşayan azınlıklara bütün temel hak ve hürriyetleri temin etti. Türkler, Azınlıklara hiçbir baskı yapmadan Türkçeyi öğrettiler. Türkçe bu dönemde medeniyet ve itibar edilen bir dil oldu. Sosya-ekonomik vb. sebepler yüzünden bir ihtiyaç dili oldu. Bütün Balkan milletlerinin dillerinde Türkçe kelimelerin sayısı giderek arttı. Bu sayı hemen hepsinde 10 binden fazla bir rakama ulaştı. Bugün bile Sırpça’da ve Hırvatça’da 7-8 binden fazla Türkçe kelime kullanılmaktadır. Diğer Balkan dillerinde de durum aynıdır. Söz konusu dönemde Balkanlılar farklı etnik kökenden olmalarına rağmen aralarında Türkçe konuşarak anlaştılar. Onlardan bazıları hiçbir baskıya uğramadan İslam Dinini de benimsediler.
XIV. yüzyılın sonundan itibaren Türk edebiyatının etkisi bütün Balkan unsurlarının edebiyatlarında, bunlar arasında Makedon edebiyatında da görüldü. Bu etki Makedon lirik şiiri, düğün türküleri, halk hikayesi, masalı, fıkrası, atasözü ve deyimlerinde, efsane ve destanlarında en belirgin boyutlara ulaştı. Osmanlı döneminden sonra yazılan Makedon edebi eserlerinde bile Türk tip ve motiflerine rastlanmaktadır.
Türk folkloru, folklor müziği ve halk oyunları Makedonlar tarafından da benimsendi.
Türk müziğinin Makedon müziğine yaptığı etkiyi Makedon etno-müzikologları da itiraf etmektedirler.
Bilindiği gibi çağdaş mimarinin ilham kaynağı Ortadoğu ve özellikle Türk mimarisidir. Türk evidir. Makedonlar diğer Balkanlılar gibi Türk mimarisini kendi şartlarına göre uyguladılar. Türk mimarisinin etkisi Makedonya'nın her yerinde görülmektedir. Makedonya'nın hemen her kasabası Safranbolu'yu andırmaktadır. Kaynak: Prof. Dr. Yusuf Hamzaoğlu Balkan Türklüğü.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol