OSMANLILAR ZAMANINDA TRAKYA'DA ÖĞRENCİ HAREKETLERİ

Osmanlıların Devlet Yönetimi TEK ADAM YÖNTEMİ, yani Mutlakiyet idaresi idi. Fakat baskıcı bir devlet yönetimi olmasına rağmen, devlet gerek Anadolu'da gerekse Rumeli'de (Balkanlar'da) anarşik olaylar yaşamış, askeri gücünün bir kısmını bunlarla mücadeleye tahsis etmiştir. 16. yüzyılda İmparatorluğun Rumeli Yakası'nda, Balkanlar'a kadar uzanan bu geniş coğrafya bölgesinde medrese öğrencilerinin geniş çapta öğrenci hareketlerine sahne olmuştur. Devlet, Öğrenci hareketlerini bastırmak için "Mihaloğlu Hızır Bey'i asayişi sağlamak, devlet otoritesini tesis etmekle görevlendirmiştir.
Gazi MİHAL Bey, Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Bilecik'in Harmankaya kasabasında yaşayan bir Rum öne gelenidir. Devletin kuruluşu sırasında (1300 yılında) Osman Bey'e bağlanarak, Müslüman olmuştur. Bizans sınırları içinde fetihler yapmakla şöhrete ulaşmıştır. Akıncı Komutanı konumuna gelmiştir. Trakya'nın fethinde büyük rol oynamış, Kırklareli, Pınarhisar ve Vize gibi yerleri Osmanlı topraklarına katmıştır. XVI. Yüzyılda Osmanlı Devleti'nde medrese öğrencilerinin anarşik hareketlerini önlemekle görevlendirilmiş olan HIZIR BEY'in aile büyüklerindendir.
Prof. Dr. Mustafa Akdağ, yazdığı "Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası" adlı kitabında nizam düzen tanımayan, silahlı eşkiyalık hareketlerinde bulunan medrese öğrencileri Trakya'da büyük Zararlara sebebiyet vermişlerdir. Keşan, Malkara, İpsala, Babaeski, Edirne bundan en fazla zarar gören yerleşim birimleriydi. Ancak öğrenci hareketleri yalnız Trakya'da değil, Balkanlar'a kadar uzanmıştı. "Gümülcine, Filibe, Üsküp, Sofya, Silistre, Aydos, Dobruca" gibi yerlerde de başıbozuk gruplar ortalığa korku ve dehşet saçmaktan  geri durmuyorlardı. Büyük soygunlar yapıyorlar, adam kaçırıyorlar, yol kesiyorlar, cana mala zarar veriyorlardı. Daha sonra bu olaylar Anadolu'da da görülmüştür.
16. yüzyılda öğrenci hareketleri, bu harekete bağlı büyük asayiş sorunları Osmanlı Devleti'nde neyi haber veriyordu? Neyin ayak sesleri geliyordu? Evet, Osmanlı İdaresinde dirlik, düzenlik eskisi gibi değildi. Mihaloğlu Hızırbey asayişi sağlamakta zorlanıyordu. Kadılar bölgelerini kontrol edemiyorlardı. Sancaklardan merkezi idareye gelen raporlar içacı değildi. Osmanlı'nın Romanya, Bulgaristan, Yunanistan Eyaletleri, Anadolu Ayağı bundan etkileniyordu. Tabii devletin dirliğini, düzenini bozan öğrenci hareketlerinin, eşkiyalığın, çiftbozanların, asayiş sorunlarının ortaya çıkışının elbet bir değil, birçok nedeni vardır. Balığın baştan koktuğunu bilenler artık kuyruğun da koktuğunu görüyorlardı ama bunu kime söyleyeceklerdi? Kadılara mı, Sancak Beyleri'ne mi, Devlet ile Halk arasında gidip gelen Aylak Adamlara mı söyleyeceklerdi? Belli ki Osmanlı Bezi bir uçtan çürümeye başlamıştı. Bununla Osmanlı Devleti'nin büyümenin, toprak kazanmanın sınırına geldiği anlaşılıyordu. Ancak bunu idare anlıyor muydu, o bilinmiyordu. Sosyal, siyasal ve ekonomik olaylara hemen teşhis koymak zordur. Olayların çıkış nedenleri ile gelişme boyutlarını görmek lazımdır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol