OSMANLILAR BALKANLARI VATAN MI YAPMAK İSTEDİLER

Osmanlıların FETİH HEDEFLERİ'nin başında Balkanlar geliyordu. Bu yüzden Osmanlı Devleti 600 yıllık ömründe Balkanları önde tutmuştur. Yavuz Sultan Selim Doğu'ya sefer yapmışken, diğer padişahlar daima Batı'ya yürümüşlerdir. Fethettikleri yerlere de Anadolu aşiretlerinden iskan etmişlerdir. İlk iskan Orhan Bey zamanında yani 1350'li yıllarda başlamış, iskanlar Gelibolu'ya yapılmıştır. Osmanlılar daha başlangıçta "Hıristiyan Köylerin" çevresine "Müslüman Ahali" yerleştirmeyi prensip edinmiştir. Her ne kadar Osmanlı Devleti ırk, din, dil ve mezhep açısından bir siyaset gütmemiş ise de Hıristiyan Köylerin yakınlarına Müslüman Köyler kurmaya özen göstermiştir. Tabii bunu yaparken Türkleştirme politikası da gütmüştür. Fakat ilerleyen zaman içersinde Osmanlı Türk'ü kenara koymuştur. Fetihleri, fethettiği yerlerin insanları ile yapmaya başlamıştır.
Bir strateji midir yoksa bir tesadüf müdür? Osmanlı Devleti kuruluşunu ve gelişimini üç kıta ortasında yapmıştır. Ama devleti üç ayağından ikisi üzerine yani Anadolu ve Balkanlar üzerine oturtmuştur. Balkan Ayağı'nı kaybettiğinde çökmüş, kendi içinden 20 dolayında devletçikler çıkmıştır.
Balkanlar, Osmanlı Devleti içi stratejik bir Coğrafya bölgesi idi. Devleti yönetenler genelde Balkan kökenli idiler. Ekonomik kaynaklar Balkanlar'da yoğunlaşmıştı. Balkanlar, Osmanlı için VATAN gibiydi. Fakat halk Balkanlar'dan ziyade RUMELİ adını söylüyordu. Rumeli ona Vatan gibi geliyordu. ŞAHANE RUMELİ'ne veda ettiğinde Anadolu düşmanlar için yutulacak lokma haline gelmiştir. Nitekim Anadolu'yu kurtarmak için İstiklal Savaşı yapılmıştır.
Osmanlı, Rumeli'ni ayakta tutmak için Anadolu'yu kullanmıştır. Anadolu'nun potansiyel gücünü ellerinin altında tutmuşlardır. Devlet Balkanları güçlü tutabilmek amacıyla buralara Anadolu'dan sürekli Türk kökenli aşiretleri, grupları iskan etmiştir. Yörükler, Türkmenler Anadolu'dan buralara gelmişlerdir. Onlar daha sonra Fatihan'dan sayılmışlardır. Aşiret ve yerlerim isimleri hep Türkçedir.
Osmanlı Devleti aşiretleri, cemaatleri Anadolu ve Rumeli'ye yerleştirmede çeşitli yöntemler kullanmıştır. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu bu konuda Osmanlıların kullandıkları iskan, sürgün ve nüfusu dengeleme gibi yöntemler kullandıklarını söylemektedir. Rumeli'ye daha çok Yörük ve Türkmen kökenli olanları yerleştirmeye özen göstermiştir. Asayiş sorunu yaratan Hıristiyan Gruplar da Rumeli'den Anadolu'ya, Anadolu'dan Rumeli'ye yerleştirmeye tabi tutulmuşlardır. Yani Osmanlılar çeşitli nedenlerle aşiretlerin yerlerini değiştirmede sakınca görmemiştir. Osmanlı Devleti'nde nüfus bu yüzden mobil bir özellik kazanmıştır. Göç ve göçmenliğin arkasında, kökeninde hep devletin baskısı(devamı) göz önünde tutulmuştur. Devlet bu yüzden Anadolu ve Rumeli'ye dayanmıştır. Rumeli yitirilince kendisi de çökmüştür. Mesele bu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol