ORTASI YOK MU?

Geçtigimiz kisin kuragini, kesatini, nekesligini unutan var mi? Anilarimiz henüz yeni ve tazecik, di mi? Neydi o kurak, neydi o karsizlik, yagmursuzluk, kisin ortasinda o ilik ve günesli havalar neyin nesiydi? Onun için degil mi köydeki cevizlerimiz bu yil hayli keyifsizdi. Meyve agaçlari nesesizdi. Her yil onlarca kilo meyve veren evimizin önündeki kayisi agacimiz su geçtigimiz yaz iki üç tane meyve verdi sayiyla. Kurakti kurak. Alabildigine kurakti. Bikasiya, nefret edesiye. Oysa 2006 yazinda Terzidere'yi, Dereköy'ü, Poyrali'yi ve benzeri yerleri yani Kanara'yi filan, yani, Trakya'nin bir tami yerlerini seller alip götürmüstü. Hemen o selin ardindan bikasiya bir kurak. 2006-2007 kisini da bu kuraklik bünyesinde geçirdik, geçistirdik. Geçip gitti sonunda. Bir kis mevsimi degil mi alt ucu!
Ama, ülke çapinda siddetli bir susuzluk sendromu yasadik. Hele de büyük sehirlerde krizler yasandi elde olmadan.
Bu kurak yazin ardindan simdilerde yagmur basladi. Bu sefer de her gün yagmur ve her an sel ve su baskini tehlikesi. Bir kaç gün önce Uzunköprü'de, Tekirdag'da, Çorlu'da. Ardindan Edirne yine sel hezimeti yasamakta.
Zaten Istanbul böyle bir tehlikenin sürekli hazir kita tedirginidir.
Iyi de. Hani, yeryüzünün en gelismis, en donanimli yaratigi insandi!
Dogaya bir bakiyoruz, insanin disinda, insandan baska tüm canlilar, içgüdüsel tavirlari ve devinimleriyle, doganin onlara uygun gördügü yasam biçimini pasa pasa uyguluyor, kendi kurallari uyarinca yasayip gidiyorlar. Ariya kovan yapmisiz. Hapsetmisiz. Ona bile isyan etmiyor, bizim uygun gördügümüz biçimde sürdürüyor yasamini. Oysa onun daha bir özgür ortami var. Sepetten, sandiktan çiktigi gibi doganin kucagina havalaniyor. Bizden yakasini kurtaran, ormanda bir agacin kogugunda kendi kurallarina, içgüdüsüne ve doganin ona biçtigi rol geregince huzurlu bir yasama kosuyor ve ömrünü sürdürüyor. Hadi ondan geçiyor, bizim ona hazirladigimiz tuzaga da uyum gösteriyor ve bize dünyanin en degerli besin maddesini ikram edebiliyor üstüne üstlük.
Kus öyle, at, öyle, kedi köpek ona keza. Birakiversek dogaya, saliversek kendi bildigine, daha bir keyifli, daha da saglikli, nice mükemmel bir yasam ortami hazirlarlardi kendilerine.
Efendim. Ilahi güç der kimileri. Kimileri doga der. Yani, yeryüzünde ne varsa insanin yararlanmasi içindir. Hatta insanoglu o denli kurnaz, o denli akilli, o denli haramzade, o denli oyunbaz, çarkta dogaya dair ne varsa öylesine kendine buran bir yaratik ki.
Ama, ayni yaratik, ayni insanoglu, henüz kendi yasam ortamini adam gibi korumaya alamamis, kendi yasamini akilli bir biçimde olusturamamis, kosullari kendine zararsiz olabilecek, yararli biçime dönüstürebilecek biçimde yönlendirememis. Her yagmurdan sonra sel baskini. Her kurakta kitlik, açlik tehlikesi.
Yeterse yeter artik insan dedigimiz zavalli yaratigin bu acizligi. Vallahi, insanlar hayvanlara hükmetmeyip te hayvanlar insanlara hükmetseydi. Var ya, insan dedigimiz bu aciz, bu beceriksiz, bu aptal mahlûkat, dogdugundan birkaç saniye sonra kesin gitmisti. Kesin.
Insan yavrusu eger dogumundan birkaç saniye sonra mortoyu çekip gitmiyorsa eger, en üst düzeyde korundugu ve özen gösterildigi içindir. Ki, bu durumda bile dogum sirasinda, dogumun hemen ardindan dünyalar kadar ölümler yasanmiyor mu insanlik arenasinda?
Dagitmayalim konuyu da.
Yagmur yagar, her dereler amanin. Ne deresi. Ovalar, hatta yaylalar. Sel, su, çamur deryasi. Yagmur yagmaz, felâket derecesinde kurak, kitlik, açlik tehlikesi.
Üstüne üstlük savaslar, birbirini bogazlamalar. Yeryüzünde karni tokken cana kiyan, yemek için baska canlilari bogazlayan tek varlik miymis insan? Söyleyenin yalancisiyiz.
Geçiyoruz televizyon ekraninin karsisina, hayvan konulu belgeseller izliyoruz. Aslanin, kaplanin, kartalin, çakalin, tilkinin, sirtlanin saldirilarina, karnini doyurus biçimine bakiyoruz, vahset duygulari içinde izliyoruz.
Dönüp insana baktigimizda. Dönüp Bus'a baktigimizda, Coni'ye baktigimizda. Insanin insana gücünün yettigi yerde dehsetin, vahsetin dik alâsini yasayan ve yasatan insan, sira dogaya geldiginde eller kollar havada, teslim.
Ne kadar da çaresiz, ne kadar da acizdir insanoglu. Ve. Ya küser, ya sevmekte bezdirir. Ya öpmekten üsenir, ya da isirir öpmek niyetine. Ne kadar da kararsizdir insanoglu. Doga da insandan ögrendi demek ki. Ya kuraktan bezdiriyor, ya sulaklikla. Insan dedigin de biçare. Hiç birine çare bulamiyor.
Sükür yine dogaya. Bir kolayini veriyor. Yoksa, insana kalsa. Ohoooh!

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol